Atlas Tarih dergisi, Haziran sayısında, ilk kadın rallicimiz Sâmiye Cahid Morkaya’nın ilginç yaşam öyküsüne yer verdi ve okuyucularını İstanbul’un nostaljisine taşıdı. İlk otomobil İstanbul sokaklarında arz-ı endam ettikten kısa bir süre sonra devrin hali vakti yerinde aileleri de birer ikişer otomobil satın almaya başladılar. Gerçi İstanbul’un sokakları dolma lastikli ve dönemin atlı araba türlerinden olan yaylı landolarına, kupalarına yahut faytonlarına göre konforsuz olan bu nakil vasıtalarının seyrine hiç de uygun değildi ama Avrupa’dan ithal edilen otomobillerin sayıları kısa sürede arttı. Cumhuriyet’in ilânından kısa bir süre sonra artan araç sayısı trafikte bazı düzenlemeler yapılmasını zorunlu kıldı. Otomobiller arttıkça bu araçların kullanılabilmesi için gereken şoför şehadet nâmelerini, yani ehliyetleri veren kurumlar da birbiri ardına açılmaya başladı. İşte tam da bu yıllarda otomobil sporuna heveslenenlerden Sâmiye Cahid Hanım şehadet-nâmesini aldıktan sonra, kocası, devrin meşhur gazetecisi ve romancısı Burhan Cahid Bey’in satın aldığı otomobil ile İstanbul sokaklarında boy göstermeye başladı. Sâmiye Cahid Hanım’a 1922’den itibaren otomobil kullanmak yetmemiş olacak ki, üyesi olduğu Turing Kulüp’ün her yıl düzenlediği geleneksel otomobil yarışlarına da katılmaya başladı.1930 ve 1931’deki amatör yarışlarda dereceye girdiyse de ilk birinciliğini 1932’de, İstinye Köprüsü ile Zincirlikuyu arasındaki 9,5 kilometrelik parkurda düzenlenen rallide kazandı. Yarışın ardından komik bir olay da yaşandı. İkinci olan Vehbi bey sonuca itiraz etti, gerekçesi birinci ilan edilen yarışmacının kadın olmasını gösterdi. İş mahkemelik oldu, ancak “Bir kadında yarışmalara katılabilir ve birinci gelebilir” kararı çıkınca, Samiye Cahid hanım kupasına kavuştu.
4 milyonuncu Dacia üretildi.
Renault Grubu bünyesinde Dacia markası, 7 yılda dünya çapında başarı yakaladı.
Bir yanıt yazın