Evet, yine radara girdiniz. Kim bilir bugün kaçıncısı? Tamam, bu hiç de şaşırtıcı değil: 500 HP güç ve 303 km/s maksimum hız Porsche Panamera Turbo’yu, radar tuzaklarının sevgilisi haline getiriyor. Ancak çevremizdeki insanların kameralarını çıkarıp fotoğraf çekme yarışına girmelerinin sebebi otomobilin gücü veya hızı değil, rengi: Açık fildişi sarısı. Ancak o sadece bir taksi gibi görünmüyor, gerçekten bir taksi. Hem de türünün tek örneği. Trafik manzarası için tam bir şok. Çok yüksek bir sınıfta ama ulaşılabilir. Çünkü bu benzersiz taksi, cebinde birkaç Euro bulunan herkesin faydalanmasına açık. Diğer taraftan: Peki ama bu otomobil, çok hızlı kişisel taşımacılık için yapılmadı mı? Aslında evet ama 25 metrekare yapışkan folyo, üzerinde taksi yazan bir şilt, iç aynaya takılmış bir taksimetre, cama yapıştırılmış bir bloknot, “sigara içilmez” yazısı, kredi kartı çıkartmaları ve bir de telsiz anteni, Almanya fiyatı 160 bin Euro olan bu lüks limuzini dünyanın en hızlı taksisi haline getirmeye yetti. Otantik genel manzara kürklü direksiyon kılıfı ve minik ahşap küreciklerden oluşan koltuk kılıfıyla tamlandı. Tüm bunlar bittiğinde otomobil o kadar gerçek bir taksi gibi görünüyordu ki insanlar başlarını çevirip bakmaktan kendilerini alamadılar. Bugüne kadar lisansör dergimiz Auto Bild’in hiçbir otomobilin bu Panamera kadar fotoğrafı çekilmemiş, hiçbir otomobil bu Panamera kadar yorumlanmamıştı. Hamburg’da daha ilk turumuzu atarken otomobilin fotoğrafları ve videoları internete düşmüştü bile. Sadece bu bile, taksi sahipleri ve işletmelerinin bir Panamera satın alıp kullanmayı düşünmesi için yeterli olabilecek bir ilgiydi.~ Taksi durağında rastladığımız Frank, fotoğrafını çekip hemen patrona göndereceğini söylüyor ve ekliyor: “Yoksa bana inanmaz. Çünkü o, Touran dışında bir aracın taksi olarak kullanılabileceğini düşünmeyen biri.” Evet, bu otomobil gerçekten çok kötü bir şey. Örneğin sürücüsü olduğu Mercedes E 200 CDI ile bizim bir sıra önümüzde sıra bekleyen Oliver Gulin otomobilimizle değiş tokuşa hazır olduğunu söyleyi verdi: “Hadi değişelim, Sen karımı ve evimi de alırsın. Daha istersin?” Gulin’in müşterinin gelip kendi taksisine binmeyeceği yönünde hiçbir endişesi yok: “Sadece senin durumun benim canımı sıkıyor. Bir Panamera taksi ile nasıl para kazanacaksın?” Aslında Oliver’in endişelenmesine hiç gerek yok! Çünkü birçok insan bu otomobili tercih edecek, hatta kilometre başına ikikat bedel ödemeye razı olacaktır. Hatta aklında taksiye binmeyi düşünmeyen birçok müşterimiz de Panamera’yı görüp durdurdu. Örneğin 3 Sloven konuk, Lufthansa yerine dönüş rezervasyonunu bu otomobile yapabileceklerini söylediler: “Hemen otoyola çık. Alçak uçuş aktarmalı uçuştan iyidir.” Ne yazık ki bu pek mümkün değil, çünkü tavandaki şilde göre maksimum 120 km/s hız yapabiliyoruz. Bir sonraki müşterimiz Sebastian Brückmann’a ultra lüks bir otel olan “4 Mevsim”in önünde rastlıyoruz. Kullandığı VW Eos’u bir anda bırakıp taksiye binen Sebastian küçük bir itirafta da bulunuyor:“ Bunun için kız arkadaşımla olan randevumu ekiyorum ama önemli değil. Anlayacaktır! En azından anlamak zorunda!” Bu taksi Porsche küçük bir ekonomik mucize: Şu anda düşük olan talebi hızlı bir şekilde canlandırıyor.~ Ana istasyona gitmek istediğini söyleyen müşterimiz Okan Uyma kendisini cennetin yedinci katında hissettiğini söylüyor ve ekliyor: “Bu taksi gezintisi her kuruşunun hakkını veriyor.” Acaba bir sonraki müşterimiz de aynı şekilde mi düşünecek? Fuar bölgesinde aracımıza binen Dörte Spannuth acelesi olduğunu söyleyip bir an önce ana tren garına gitmek istediğini söylüyor. Bizler de kendisine istediğini veriyoruz: Sport-Plus düğmesine bas, yıldırım hızıyla kalkış yap ve vroooaaaammm! Kalkış anından itibaren yüzünde gerçek bir şok ifadesi bulunan gıda uzmanı konuğumuz parayı ödeyip inerken “tam bir sinir törpüsü” gibisinden bir şey söylüyor. Buradan, süper hızlı taksi yolculuğunun herkesin hoşuna gitmeyebileceği sonucunu çıkarıyoruz. Bir süre sonra kaçınılmazdan biz de kaçamıyoruz: Devletle muhatap olmak. Yolu kapatan trafik polisi hızlı adımlarla bize doğru geliyor ve sesleniyor: “Hemen numaranızı verin!” Nasıl yani? Ne numarası? Ehliyetin mi yoksa taksi lisansının mı? Acaba ruhsat numarasını mı kastediyor? Cevap gecikmiyor: “Hayır, telefon numaranızı istiyorum. Bu akşam eğlenceye gideceğim için otomobilimi evde bırakacağım da!” Neden olmasın? İnanılır gibi değil: Tüm duvarları graffitilerle kaplı fakir bir bölge olan Schanzenviertel’de bile alkış alıyoruz. Büyük ihtimalle bunun sebebi Panamera’nın sempatikliği değil, herkesin bu otomobile bine biliyor olması. Neticede taksi sürücüleri de bir tür kamu hizmeti yapıyor, değil mi? Sahip olduğu bu masum renk tam bir CO2 canavarı olan aracımızı sınıflar ötesi bir nakil aracına dönüştürüyor. Hiçbir yerde kıskançlık veya haset sinyalleri almıyoruz.~ En fazla hor gören bakışlar hissediyoruz. Bunun yerine ortaya çıktığımız her yerde insanların selam veren nazik ifadelerine rastlıyoruz. Hatta bazıları soru sormaktan bile çekinmiyor: “Fiyatı ne kadar? Arkada neden sadece 2 koltuk var? Dizel mi gazlı mı?” Hayır, hayır sevgili arkadaşlar: “Motor 4.8 lt hacimli ve sadece yüksek oktanlı benzinle çalışıyor. Şehir içinde tüketim yaklaşık 20 lt.” Özellikle taksici meslektaşlarımız (!) daha çok şaşırıyor: Bu acayip otomobil nasıl olur da kar getirir? Ama hiç biri asıl gerçeğin farkında değil: Bu otomobili bu ilgin magazin haberimiz için sadece üç günlüğüne yola çıkardık. Lutz Kraft’tan ilginç bir yorum geliyor: “Yakında havaalanına taksi rengine boyalı bir Airbus A380 iner herhalde.” Eski bir Mercedes 190 D kullanan Lutz, kilometre başına 15 Cent yaktığını söyleyerek hesaplamaya girişiyor: “Sadece bu taksiyle para kazanılabilir.” Panamera maceramızın tepe noktası ise yolda rastladığımız Prius taksi oluyor: “Kesinlikle yanlış taksideyim. Tamam, benim otomobilim gerçek bir çevreci hibrid olabilir ama istersen hemen değiştirebiliriz. ”Gelelim gerçek hayata… Çünkü taksi olarak kullanılsa bu Porsche’nin para kazandırması çok zor. Çünkü duraktaki yılların taksicisi olan uzmanlarımızın açıkladığı türden bazı belirgin dezavantajları var: “Sadece 3 yolcu kapasitesi çok az. Bagaj büyük valizler için küçük. Arkadaki çok sayıdaki şalter müşterilerin oyuncağı olacağından çabucak bozulur. ”Aslında klasik sedan tarzı bir otomobilin taksi olarak daha uygun olduğu kesin. Biyoloji öğrencisi Max Siemers buna rağmen gelecek planlarını değiştirme kararı aldı: “Aslında araştırma yapmaya yoğunlaşmak istiyordum.~ Ama bu otomobili görünce sınavlardan sonra taksici olmaya karar verdim. ”Liman bölgesinde dolaşırken yanımızdabaşka bir Panamera duru veriyor ama taksinin direksiyonundan yaptığımız dostça el işaretine ilk anda tepki bile vermiyor. Daha sonra yanımıza doğru gelse de yüzünde hiç de eğlenceli bir ifade yok. Otomobilimize kısa bir süre baktıktan sonra gazlayıp gidiyor. Yüzündeki ifade ise çok açık: “Bu olmamalı. Olamazzzzz!” Diğer Panamera’nın sürücüsü, taksimizi görüp de mutlu olmayan tek insan oldu. Görevimiz sona erip otoparka doğru ilerlerken bir genç, trafik ışığında beklediğimiz sırada yola atlayıp fotoğrafımızı çekiyor. Bu fotoğraf, eğer bir taksi şirketi bizimki gibi bir cesaret gösteremezse, büyük ihtimalle son Panamera taksi fotoğrafı olacak.
Porsche Panamera’nın taksiye dönüşümü
Panamera, Ato Autotechnik Ohlsdorf şirketi tarafından taksiye dönüştürüldü ve bu değişim yaklaşık 3 bin Euro’ya maloldu. Taksi rengi folyonun yapıştırılması için 2 işçi yaklaşık 25 saat çalıştı. Sadece malzeme maliyeti bile 700 Euro’ya ulaşırken bunlara, taksimetre, taksi alarm sistemi, telsiz ve video gözetleme sistemi de eklendi. Almanya’da taksicilik yapabilmek için özel bir eğitim (250 Euro’dan başlıyor) almak ve bir final sınavına (100 Euro) girmek gerekiyor. Taksi ruhsatı ve doktor kontrolü için de160’ar Euro ödendi. Taksi kaskosu ve trafik sigortasının maliyeti ise aylık 400 Euro. ~Gelirin tamamı bağışlandı
Panamera’yı taksi olarak kullandığımız sürede kazanılan para, kusuru olmadan zor duruma düşen taksicileri destekleyen Hamburglu bir yardım kurumuna bağışlandı. Almanya’da da taksicilere yönelik şiddet olaylarının sayısı oldukça yüksek.
Bir yanıt yazın