Yolda karşılaştığım genç kızla aramızdaki sohbet çok kısa sürdü. Trafik ışığında A1’in içindeyken yönelttiğim “değişelim mi” soruma kızdan çok net bir cevap geldi: “Asla! Citroen ile yeni Kaplumbağa’nın karışımı gibi duruyor. Bana göre A1 daha yaşlı insanlara göre.” Teşekkürler! Çok kısa bir sohbette de olsa bu cevap, Audi’nin yeni modeli için tokat gibi oldu. Neticede Audi, A1’i üretirken fanatik Mini müşterilerini hedef kitlenin dışında bırakmıştır: Genç ve başarılı şehir insanları. Durum böyle olunca bu iki otomobili, direkt olarak karşı karşıya getirme kararı aldı: Audi A1 1.4 TFSI (122 HP), Mini Cooper’ın (122 HP) karşısında.
Dizayn/Karoser
Kontrastlar gerçekten harika duruyor. Moda meraklılarının hoşuna gideceği kesin. Sevimliliğiyle öne çıkan Mini’nın karşısına Audi, hassas konturlara ve bombeli tavana sahip A1 ile dikiliyor. Mini’nin dimdik inen arka kısmının aksine A1’in coupeleri andıran silueti, dengeli bir bombeyle alçalıyor. A1’in LED’li stopları bagaj kapağına entegre edildiğinden, kapak açıldığında gerekli güvenlik, iç kısımdaki fazladan iki adet LED’li aydınlatma grubu ile sağlanıyor. Lego parçalarından üretilmiş gibi duran Mini’nin yanında A1, Fischer oyuncaklarının teknolojik çekiciliğini sunan bir otomobil gibi görünüyor: Biraz soğuk olabilir ama yapısal olarak en iyi durumda. ~İç mekan
Piyasada A1 kadar elit veya asil duran ikinci bir küçük sınıf otomobil daha yok. Neticede A1 de tipik bir Audi: Malzeme seçimi ve işçilik kalitesi, ikisi de sınıflarında çıta yüksekliğini belirleyen modeller olan A3 ve A4’e çok yakın. İster göstergeler ister şalter veya kollar olsun, herşey çok rahat kullanılıyor ve çok sağlam bir etki bırakıyor. Bu haliyle iç mekan, hem gözler hem de parmak uçları için hoş birer şölen yaşatıyor. İç mekandaki hava Mini’den kesinlikle çok farklı. Bu küçük İngiliz’in iç mekanına aşırı oyuncaklı bir stil ve bolca plastik yüzey hakim. Nostaljik şalterler, ortada konumlandırılmış pizza boyutunda hız göstergesi ve oyuncaklı kapı kolları komik görünebilir ama kesinlikle pratik değiller. Hatta koltuk ayarları bile birer “tırnak kırma makinesi” gibi. A1’de ise iyi çalışan yuvarlak çarklar optimum ayar yapmayı garanti ediyor. Mini bir mükemmeliyetçi değil. Aslında böyle olmaya niyeti de yok. Neticede bu sevimli otomobil, sıra dışı detayları nedeniyle seviliyor.
Motor/Şanzıman
Adı Mini, soyadı Cooper… Bu iki ismin birlikteli bazı şeyleri kesinlikle sunabilmeyi şart koşuyor. BMW’nin 4 silindirli motoru 122HP güç üretiyor ve daha önce kullanılan Chrysler motorundan çok daha canlı bir çalışma karakteri sunuyor. Yine de bu başarılı motor, ustasını A1 1.4 TFSI’da buluyor. Çünkü A1’in direkt enjeksiyonlu motoru turbo destekli ve gaz komutlarına her durumda çok canlı tepkiler veriyor. Gerçekten de en alt devirlerden itibaren otomobil, etkili bir ivmeyle hızlanıyor. Bunun nedeni ise henüz 1500 d/d’de kullanıma hazır bekleyen 200 Nm’lik tork.Torkun yüksekliğinin hoş bir yan etkisi de var:~ Fazla vites değiştirmenize gerek bırakmıyor. Sokak aralarında 3. viteste yavaş manevralar yapmak mümkün. Mini sahipleri ise alt devirlerde bu kadar yüksek gücün ancak hayalini kurabilir. Kalkışlarda ağır kalan Mini ile gerçekten hızlı olabilmek için 4000 d/d seviyesini aşmak şart. Ancak bu devrin üzerinde motor, yüksek devirler isteyen gerçek bir yarış makinesi gibi çalışmaya başlıyor. Ne yazık ki şanzıman, A1’e göre çok daha kemikli bir kullanıma sahip.
Dinamizm/Konfor
Dar ve virajlı şehir dışı yollar veya dağ tırmanışlarında Mini’den daha iyi bir otomobil yok ve bu durum böyle kalmaya devam ediyor. Özellikle aşırı direktdireksiyonu mümkün olan en yüksek ataklığı ve dinamizmi sağlıyor. Direksiyona eşlik eden çok bağlantılı arka aks ise limitlerde mükemmel bir denge sağlıyor. XAncak A1’in dinamizmi de Mini’ye şaşırtıcı derecede yakın. Audi’nin VW Polo’yu böyle bir otomobile dönüştürebilmiş olması saygıyı hak ediyor. Daha sert helezonlar ve direktliği artırılmış direksiyon, A1’i etkileyici bir yol makinesine dönüştürüyor. A1’in en iyi özelliği ise, bu dinamizmi fazla sert olmadan sunabiliyor olması. Hatta test aracımız, 17 inçlik jantlarına rağmen yeterli konforu sunuyordu. Başarılı izolasyon sayesinde rüzgar ve yuvarlanma dirençleri iç mekana çok az ulaşıyor. Mini sahipleri ise özellikle hızlı otoyol kullanımlarında, vuvuzella orkestrasının çaldığı bir stadyumdaymışçasına tam bir gürültü karmaşası içinde yaşamak zorunda kalıyor. Eğer uzun bir yolculuk yapacaksanız A1’de çok daha rahat edersiniz. En azından ön koltuklarda… Bunun dışında Audi’nin bagaj hacmi 110 lt daha fazla. Bu avantaj Mini’den vazgeçmek için belirleyici bir etken olabilir. ~Maliyetler
Almanya fiyatlarına bakıldığında avantajın belirgin bir şekilde Audi’de olduğu söylenebilir: A1 1.4 TFSI’ın başlangıç fiyatı 18 bin 200 Euro, aynı güçteki Mini Cooper’ın ise 19 bin 300 Euro. Her iki otomobilin de opsiyonel donanım listeleri gerçekten çok uzun. Eğer A1’i fotoğraftaki gibi güzel görünmesini istiyorsanız rakam 20 bin Euro eşiğini rahatlıkla aşıyor. Tüketim disiplininde de Audi önde. 130km’lik sabit test parkurunda A1, neredeyse yarım litre daha az tüketti. Tüm bunların eşliğinde sohbet ettiğimiz genç hanımın, takas teklifini bir kez daha düşünebileceğini tahmin ediyoruz. Çünkü direkt karşılaştırıldığında A1 değil, Mini yaşlı görünüyor.
BİZİM SEÇİMİMİZ
Audi A1 1.4 TFSI
Tam isabet! VW Polo’yu Audi, “trendy” bir küçük otomobile dönüştürmüş. Teknolojileri ve kalite hissi çok yüksek. Ayrıca fiyatı da Mini’den düşük.
~ Mini Cooper
Sürüş keyfi makinesinin artık çok ciddi bir rakibi var: A1. Objektif kriterlere göre Mini, bu karşılaştırmanın kesin kaybedeni.
Yorum yazın