PSA grubuna Minicargo projesiyle üretim yapan, Opel’e yeni Fiat Doblo’nun bir versiyonunu üretecek olan, ayrıca yeni Fiat Doblo’yu global pazarlara ihraç eden yaratıcı iş modellerinin fikir sahibi Tofaş’ın, yeni dış pazarlar ve yeni üretim hedefleri konusundaki geleceğini TofaşCEO’su Ali Pandır’dan dinledik.
AutoSHOW: Türkiye otomotiv sektörümüz son yıllarda hızlı bir dönüşümden geçiyor ve dünyaya üretim yapabilen bir konuma geldik. Bunda ana etken ne olabilir?
Ali PANDIR: Türk otomotiv sektörü son yıllarda hızla, Ar-Ge/tasarım gibi safhalarda know-how geliştirip, bu süreçlerde etkin rol alan tedarik zincirine doğru gelişmektedir. Türkiye gerek bulunduğu lokasyon (özellikle Avrupa’ya yakınlık, lojistik avantajları), gerekse Avrupa ile karşılaştırıldığında uygun maliyetli, Doğu Avrupa ve Asya ülkeleriyle karşılaştırıldığında da yetkinliği daha yüksek işgücü ile elini kuvvetli tutabiliyor. Ancak her geçen gün diğer bölgelerin de eksikliklerini kapatmak, bu pastadan pay kapmak üzere kendilerini geliştirdiklerini eklemek gerekir. Son yıllarda krizin de etkisi ile Avrupa’daki zaten var olan fazla kapasite sorunu artık şirketlerin kaldıramayacağı boyuta ulaştı. ~Bu dönemde Avrupa’daki fazla kapasite ve korumacılık politikaları yeni projelerin ve yeni oyuncuların Türkiye’ye gelmesini zorlaştırıyor. Ancak; kriz sonrası dönemde doğacak üretim ihtiyacı, Avrupalı üreticileri üretimde rekabetçi ülkelere yatırım yapmaya yönlendirecek ve bu dönemde Türkiye’nin hazırlıklı olması ve fırsatları iyi değerlen-dirmesi büyük önem taşıyacak. Türkiye ekonomisine önemli katkı sağlayacak araç geliştirme projelerinin hayata geçmesinde Ar-Ge çalışmaları büyük önem taşıyor. Bu çalışmaların devlet tarafından desteklenmesi ise araç tasarım ve geliştirme konusunda gücümüzü artırırken, yeni projelerin ülkemize getirilmesinde destek olacak. Chrysler’den hisse satın alarak küresel anlamda güçlü bir iş planına imza atan Fiat dünyası içinde hafif ticari araç üssü haline gelen Tofaş, Türkiye’de ise hem binek otomobil, hem hafif ticari araç üreten tek global üretici olarak ayrıca dikkat çekiyor. Tofaş, ürettiği Fiat markalı otomobil ve hafif ticari araçların dünyanın 70’i aşkın ülkesine ihraç edilmesiyle bir adım öne çıkarken, bir yandan da Minicargo projesinin etkisiyle Fransız PSA Grubu için de üretim yapan örnek alınacak bir iş modelinin kilit noktasını temsil ediyor. Tofaş üretim seviyesi ve kalitede ulaştığı global başarı seviyesi kadar, 3 yıl içinde üst üste 3 ayrı projeyi devreye alarak ve bunun için 1.5 milyar Euro’ya yaklaşan bir yatırım yaparak, bir başka güçlü sonuca imza atmıştır. Fiat Linea’nın ardından Minicargoprojesi ve yeni Doblo ile devam eden bu model yatırımı atağı, Tofaş’a hem ihracatta hem üretimde hem de iç pazarda büyük artılar kazandırmaya devam ediyor. Fiat ile Opel arasında imzalanan yeni anlaşma ile 2011 yılından itibaren yeni Fiat Doblo platformu kullanılarak, Opel için de Bur-sa’da bir hafif ticari araç üretecek olmamız ise Tofaş’ın ve marka haline gelen projelerinin gücünü gösteriyor.~AS: Türkiye’de otomotiv pazarı, global krize rağmen başarılı bir 2010 yılı yaşadı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
AP: 2010’u değerlendirmeden önce, biraz 2009 yılının nasıl geçtiğini hatırlamak gerekiyor. 2009 yılında ÖTV indirimlerinin varlığı sektöre hareket kazandırdı. Bu nedenle Tofaş olarak otomotiv sektöründeki krizi göreceli olarak daha az hissettik. 2010’a girildiğinde ise Avrupa’da bazı ülkeler teşvik paketlerini uzatırken,Türkiye gibi bazı ülkeler ise yapılan çalışmaları yeterli görerek herhangi bir uzatma kararı almadı. 2010’da Avrupa pazarına bakarsak; ilk olarak Almanya’da teşvikler biterken, ardından İtalya, Fransa ve İngiltere’de teşvikler sona erdi. Bu gelişmenin ardından 2010 yılının ilk yarısında, geçen yıla göre ciddi performans artışı gösteren büyük Avrupa pazarlarında, teşviklerin ardından özellikle son 4 ayda çok ciddi düşüşler yaşandı. Bundan sonraki dönemde de ne Avrupa, ne de Türkiye’de konvansiyonel nitelikte ilave teşvikler söz konusu değil. Dolayısıyla Avrupa’da çok ciddi performans artışı beklemiyoruz. Ancak Türkiye pazarı ise 2010 sonunda,750 bin adetlere giden güçlü bir eğilim sergiliyor. 2010’un ikinci yarısında, pazarın sürekli ivme kazanan yapısı, Aralık ayında tavan yaptı. Biz Tofaş olarak, Aralık ayına hazırlıklarımızı çok önceden yap-mıştık, bu nedenle iç pazarda Fiat markamızla iyi bir noktada ve tüm müşterilerimize arzu ettikleri araçları tedarik edecek biçimde aksiyon alabildik. Tofaş olarak 2009 yılında 2 milyar Euro’ya yaklaşan bir ihracata imza atmıştık. 2010 yılında daha iyi ihracat başarısına ulaşacağımıza inanıyoruz. ~AS: 2011 yılında, artan ihracat başarınızı sürdürebilmek için, yeni pazar arayışlarınız olacakmı?
AP:Türkiye otomotiv sanayinin ana ihracat pazarını Avrupa kıtası oluşturuyor. Fakat muhtelif ana-listlerin küresel krizden çıkış senaryolarına baktığımızda, kriz sonrası Avrupa otomotiv pazarlarında büyük bir gelişme beklenmediğini ve otomotivde bundan sonra büyümenin özellikle BRIC ülkeleri (Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin) olmak üzere Asya’dan geleceğini görüyoruz. Bu nedenle Tofaş olarak geleceğimizi düşünerek yeni pazarlara rotamızı çevirmiş durumdayız. BRIC ülkelerine de ihracat olasılığı ve potansiyeli çok düşük olduğu için, yeni arayışlarımızı özellikle kendi coğrafyamıza en yakın olan Ortadoğu ülkelerinde yoğunlaştırdık. Fakat bu ülkelerin çoğu kendilerini yüksek gümrük duvarlarıyla koruduğu için, ihracat yapmak kolay değil. Onun için o ülkelerde Tofaş’tan kitler halinde gönderilecek araçların lokal olarak montajı (CKD) olasılıkları üzerinde çalışıyoruz. Şu aşamada Türkiye’ye yakın tüm ülkeler üzerinde olasılıkları ve iş fırsatlarını değerlendirme döneminde olduğumuzu belirtmem gerekir.
Bir yanıt yazın