Volvo C30 ortaya çıktığında herkes büyük bir şaşkınlıkyaşamıştı. Lüks markaların kompakt segmentte baş göstermesinin ardından, Volvoda bu yola, C30 ismini verdiği modelle çıktı. Üç kapılı bir kompakt HB olan C30sınıfının kalıplarından oldukça farklı görünen bir tasarıma sahipti. C30 farklıkişiliğini, geçtiğimiz günlerde yaşadığı değişim operasyonu ile bir adım dahaileriye taşıdı. Son dönemlerin gündeme oturan vampir konulu filmlerindenbiri olan Twilight’ın yıldızlarından biri olarak da ön plana çıkan C30, yakınzaman önce yapılan yenileme ile iddiasını daha da artırmış oldu. Tasarımkonusunda otomobilin özellikle yüzünde önemli bir değişim var. Kendinden eminbir duruşu olan yeni ön tasarımı ile C30 tıpkı filmde olduğu gibi sıra dışı birotomobil. Yenilenen Volvo C30’un Ürün Müdürü Daniel Backman,otomobilde meydana gelen değişikliği şöyle anlatıyor: “Volvo C30, ilk kezpazara sunulduğu tarih olan 2006’dan bu yana eşsiz görünümü ile takdirleri hepüzerinde toplamayı başardı. Bu takdirler, özellikle otomobilin arka kısmınayoğunlaşıyordu. Şimdi, yenilenen ön yüzü ile adeta her şey bir mükemmeliyeteerişti ve otomobilin bütün kişiliği yeni bir boyut kazandı. Yeni dış yüzey,C30’un sürüş şekline de daha uygun düşüyor. C30 meydan okuyucu, direkt ve tavırlı bir duruş ortaya koyuyor. ”Gerçekten de bu otomobilin arka kısmı, birçok rakibinin aksine, daha çok beğenilen tarafı olmuştu. Neredeyse tümotomobillerde arka tasarım çok fazla önemsenmezken, C30’u yaratanlar arka kısmıile meydan okuyan bir otomobil yaratmışlardı. Yaşadığı bu değişimle birliktebunun ön tarafta da aynen devam etmesini isteyen tasarımcılar, asıl ilgilerinibu bölüme gösterdi.~ Yapılan değişikliklerle birlikte ön çamurluklar da dahilolmak üzere aracın ön tasarımı tamamen değiştirilmiş. Diğer Volvo modellerindentamamen farklı görünen ön tasarım, öne çekilen tampon uzantısı ve daha geridekonumlandırılan far tasarımı ile otomobilin daha sportif görünmesini sağlamış. Daha büyük bir radyatör ızgarası tasarımı ve buna eşlik eden büyük Volvo logosuda agresif görünüme olumlu bir etki yapıyor. XC60’ın hava girişlerine benzeyenbir tasarımın kullanılması sayesinde de bu otomobilin agresif görünümünegönderme yapılıyor. Radyatör ızgarasında kullanılan desense başka Volvomodellerinde yok. Yani bu tasarım sadece C30’a özgü. Ucuzculuktan uzak duranmarkayı bu nedenle takdir ettik. Otomobilin değişen çamurluk yapısının dışındaprofil görünümünde bir farklılık yok. Arka tarafta da zaten son derece özgünolan tasarım neredeyse hiç değişmemiş. C30’un iç mekanında da önemli bir değişim yok. Ancak buradaotomobili kullanacak olanların kişiselleştirmesi için var olan seçeneksayılarında önemli bir artış yapılmış. Volvo yöneticileri, kullanıcılara bu tipkişiselleştirme seçenekleri sunarak onlara, kendilerinin yaratabilecekleri biryaşam alanı vermeyi planladıklarını dile getiriyor. Bu durum keşke diğerotomobil firmaları tarafından da uygulanabilse. Benzer bir gelişme olsa,simsiyah ve iç karartan iç mekanlardan kurtulmamız daha kolay mümkün olabilir.Yine Volvo yönetiminin yaptığı açıklamaya göre İngiltere nüfusunun tamamı birVolvo C30 siparişi verse, Volvo bunların tamamına farklı bir C30 satabilecekkombinasyon sunuyor. Ne diyorsunuz, çılgınca, öyle değil mi? ~Tamam, bu otomobilçok farklı. Ama fiyat konusunda da lüks olduğunu gizlemediğine dikkatiniziçekmek isteriz. İç mekan konusunda eklemek istediğimiz en önemli konulardanbiri, biraz fazla sade kalıyor olması. Kaliteli görünme konusunda bir sıkıntısıolmayan içmekan, test otomobilinde çok durağan. Yolcu tarafında çok düz biralan hakim. Aynı şekilde arkası boş duran orta konsol üzerinde, bütün kumanda elemanlarının toparlanması önemli bir kullanım kolaylığı sağlıyor ama içmekanın sanki çok boşmuş gibi görünmesine de neden oluyor. Televizyonkumandalarını andıran bir tasarıma sahip olan kumanda topluluğu dışındaneredeyse başka bir yerde bir kumanda elemanı yer almıyor. Dört yetişkin içintasarlanan koltuklarınsa her biri kusursuz bir keyif sunuyor. Ön tarafta yaşamalanı ile ilgili bir sıkıntı yok. Ancak arka tarafta az olan baş mesafesi nedeniyle uzun boylu yolcular sıkıntılı. Üç kapılı yapısı nedeniyle arka tarafainiş ve binişler biraz sorunlu. Ön koltuklar çok iyi katlanıyor ama alçak tavannedeniyle arka tarafa geçmek isteyen yolcular sıkıntı yaşayabiliyor. Arkatarafta diz mesafesi konusunda da sıkıntı var. Cam olan bagaj kapağı sayesindeiç mekana diğer araçlardan daha fazla ışık giriyor ve bu sayede ferahlık hissibiraz daha artıyor. Bagajın içinde neler olduğunun görünmemesi içinse bir bagajörtüsü kullanılıyor. Testimize sevdiğimiz bir motor olan 1.6 lt’lik dizel üniteile konuk olan C30, bu araçta satın alınabilen start-stop otomatiği ile zateniyi olan tüketim değerini bir kademe daha ileriye götürüyor. Sıkışıktrafiklerde ya da trafik ışıklarında beklerken motoru durduran bu sistem,tüketim ve çevreye verilen zararın azaltılmasını sağlıyor. Motorun durupçalışması da sürücü ya da yolcuları rahatsız etmeden gerçekleşiyor. Önde Mac Pherson ve arkada çok kollu süspansiyon yapısına sahip şasi, sürüş zevkininsportif olması için ayarlanmış.~ Darbe emiş konusunda da başarılı olan süspansiyon sistemi güvenli ve dinamik sürüşleri de rahatlıkla destekliyor. Neredeyse tüm önden çekişli kompaktlarda olduğu gibi önden kayma eğilimi elbette biraz var. İlk kalkışlar ya da viraj içlerinde gaz pedalına yüklendiğiniz zaman ön taraf izinin biraz dışına çıkıyor. Tepkilerin isevdiğimiz direksiyon sistemi ve beğendiğimiz direksiyon simidi ile bu durumbirkaç hareketle zorlanmadan kontrol altına alınıyor. Direksiyon simidinde parmaklık yerlerine sahip olan ve etli tasarım hoşumuza gitti. 5 ileri oranlımanuel şanzımanın kullanım keyfi ise oldukça yüksek. Belirgin yolları ile keyifveren vites kutusunu kumanda eden vites kolu da iyi bir tasarıma sahip. Küçükeşyalar için ayrılan gözlerin sayısınınsa biraz daha fazla olmasını beklerdik. Genel olarak bardak koymak için ayrılan bölüm küçük eşyalar için kullanılmakzorunda kalıyor. Fren performansı konusunda ise C30, hala üzülerek söylüyoruzki biraz daha aşama katetmek zorunda. Güvenlik sınırını yakalıyor ama ondandaha iyileri var.
SONUÇ
Bu otomobilin arka tasarımı çok agresif ve çok dikkat çekici görünüyor.Yenileme ile birlikte C30’un ön tarafında da, arka kısmına daha çok uyan birtasarım geliştirildi. İşte bu haliyle hem ön hem de arka taraf birbirlerinedaha uyumlu oldu ve C30 eskiden olduğundan daha sıra dışı görünmeye başladı. Kompaktsınıfta yer alan C30, şüphesiz ki bu sınıfın en iyi görünen ve en fazla keyifveren otomobillerinden biri. Başarılı çalışan şanzımanı ve ekonomik motoru gözdolduruyor.
(+) Görünüm, kişiselleştirme, ekonomi, motor, şanzıman, sürüş
(-) Orta konsol, fren performansı, fiyat, sıradan iç mekan
Bir yanıt yazın