Ford’un dünya çapında 70’ten
fazla fabrikası ve 166 bin çalışanı
var. Bunların binlercesi ise tasarımcı.
Bildiğimiz otomobil tasarımından
başka, otomobili oluşturan
parçaların tasarımı ise, asıl
zor olan konu… Çünkü, yeni bir
modelin prototipi belirlendikten
sonra, onu oluşturacak parçaların
tasarım “iş”i başlar ve tedarikçilerle
birlikte üretilebilirlik araştırılır…
Bu otomobil parçaları, bazen
o kadar güzel dizayn çalışmaları
olarak ortaya çıkarlar ki, bunları
markalar bazen moda çalışmalarında
bile kullanırlar.
İngiltere’de 100. Yıl’ını kutlayan
Ford da, yeni Focus’un parçalarından
özel bir moda çekimi hazırlattı.
İki genç moda tasarımcısı,
Edwardian dönemine ait bir giysi
ile Focus’un tedarikçiler tarafından
üretilmiş parçalarını bir araya getirerek,
geçmiş ile modern zamanı
aynı anda düşünmeye çalıştılar.
Katherine Hawkins ve Judy Clark,
Focus’un plastik, metal ve lastiklerini
kullanarak, ilk bakışta anlaşılmayan,
fakat dikkatli incelenince
yeni Focus’un ayrıntılarının
fark edilebildiği bu özel projeyi
tamamlamışlar. Andy
Follon’un çektiği fotoğraflar
ile de bu tasarım, podyuma
çıkabilir hale gelmiş.
Bir çoğumuzun, otomobilleri, onu
oluşturan parçaların farkında olmadan
kullandığımızı hatırlamalıyız!..
Diğer yanda da, otomobilin
üstündeki binlerce parçanın, o
marka tarafından üretilemeyeceğini
de, bilmeliyiz!..
O sebeple, Türkiye’nin otomobil
ihracatından çok daha büyük bir
hacme sahip olan TAYSAD üyesi
tedarikçiler, Uludağ İhracatçı
Birlikleri, Türkiye Döküm Sanayicileri
Derneği üyeleri gibi ürettiklerinin
çoğunu ihraç edenlerin
yaptığı “iş”leri çok daha ciddi değerlendirmemiz
gerekiyor… Hele
ki, ürettikleri parçaların, moda
tasarımlarında bile kullanıldığını
görüyoruz… Türkiye Otomotiv
Endüstrisi, tam 300 bin kişiye doğrudan
istihdam sağlamış durumda.
15 motorlu taşıt fabrikasında 50
bin, 900 tedarik fabrikasında tam
250 bin kişi çalışıyor!..
O sebeple, merdiven altında hazırlanan
prototip “elektrikli” otomobil
fikirlerini ya da “bu otomobil
aslında yabancı” sözlerini değil,
asıl dünyanın en önemli tedarikçilerini
barındıran ülkemizin bu
ihracat kalemlerini haber yapmalıyız!..
“Made In Turkey” damgasının
hangi otomobillerin nerelerinde
olduğunu vurgulamalıyız!..
Ki, bu damgaların sayısına “herkes”
çok şaşırabilsin!..
Sonuç olarak, Türkiye’deki otomotivin
“hamallık” olmadığını herkes
kabul etmelidir!..
Bir yanıt yazın