Asfalt bazı otomobillerle çok
daha iyi arkadaş olur. Bu
tip bir otomobille ilerlerken
asfaltın gülümsediğini bile
görebilirsiniz, virajlar daha da netleşir,
düzlükler oyun alanlarına dönüşür
ve lastiklerin üzerinde bıraktığı
izlerin asla silinmeyeceğini düşünürsünüz.
Evet, bu tip otomobillerle
karşılaştığınızda heyecanlanmamak
elinizde olmaz. Onlar otomobil kullanmanın
doruk noktaları gibidirler.
Yolda olmak ve bu tip otomobilleri
kullanmak her zaman büyük bir
ayrıcalıktır.
Renault Megane RS de işte böyle
otomobillerden biri. Test parkına
konuk olduğu zaman elbette beklendiği
gibi aramızdaki rekabet de
doruk noktasına ulaştı: Hangimiz
anahtarı cebine koyma şansına erişebilecekti.
İlk olarak bu otomobilin öyle
sıradan bir araç olmadığını söylememiz
gerekiyor. Bu tür araçları
zaten yollarda sıklıkla görmüyoruz
ama gördüğümüz de büyülerine
daha ilk bakışta kapılıyoruz. Yarış
parkurlarından yollara fırlamış gibi
görünen Megane RS ile insan kendisini
fazlasıyla özel hissediyor.
Öncelikle şunu dile getirmek istiyoruz:
Bu tip araçları sadece trafiğe
kapalı alanlarda tüm performansları
ile kullanırken keyif almıyor, 50
km/s hızla ilerlerken bile kendimizi
iyi hissediyoruz. İçinde bulunduğunuz
müthiş atmosfer, müziğin sesini sonuna kadar kısarak mekanik
sesleri dinlemek ve elbette motorun homurtusuna
kulak vererek gaz pedalına
dokunmak, tüm otomobil tutkunlarının
yaşamak isteyeceği türden bir macera.
Renault Megane RS görünümüyle de
çok iddialı bir otomobil: Yanınızdan geçtiğinde
onu görmemeniz gibi bir durum
söz konusu değil. Zaten onu görecek
bir noktada olmasanız bile bile motorundan
gelen homurtular bakışlarınızı
onun geldiği yöne doğru çevirecektir.
~İlk karşılaştırmanın ardındansa onu izlemekten
kendinizi alıkoyamadığınızı
fark edeceksiniz. İddialı sarı rengiyle bu
otomobil, asfaltın grisinin üzerinde adeta bir altın külçesi gibi parıldıyor. Tasarımını
başarılı bulduğumuz Megane RS, özellikle
agresif detayları ile fark edilmeyecek gibi değil.
Dinamizmin hakimiyeti yaşam alanında da
devam ediyor. Sürücü koltuğuna oturduğunuz
anda vücudunuzu tam olarak saran koltukları
ve sanki sizin için yaratılmış gibi hissettiren
direksiyon simidi, tamamen sizin kontrolünüzde
olan kumanda elemanları ve gücü kontrol
edeceğiniz pedalları ile Megane RS dişlerinizin
biraz uzamasına neden bile olabilir.
İyi bir pilotsunuz
Aslına bakılırsa yaşam alanında biraz daha
agresif bir çizgi bekliyorduk. Çünkü orta
konsol, havalandırma ızgaraları ya da bilgi
ekranı gibi detaylarda bunu bulamadık.
Aslında bunlar çok da önemsenecek şeyler
değil ama vites kolu, herhalde bu otomobili
satın aldığınızda değiştirmek isteyeceğiniz ilk
ekipman olacaktır. Körük ve kol tasarımlarının
daha iyisini istiyorsunuz ama eksiklik hissi
bu sadece bir saniye sürüyor. Çünkü hemen
sonrasında kaputun altında hazır bekleyen
beygirlerin homurtularını duyuyor ve birbirine
kenetlenen mekanik aksamın en küçük sesine
kadar duyuyorsunuz. Böylece tüm olumsuz
düşünceler aklınızdan siliniveriyor.
~Sürüş başladığında ise aklınızda beliren tek
düşünce çok iyi bir pilot olduğunuz oluyor.
Ancak bu düşüncedeki en büyük payın Megane
RS’in kendisi olduğunu unutmamak gerekiyor.
Çünkü bu üstün Megane, güven veren karakteri
ile asfaltı tam anlamıyla oyun alanına
çeviriyor: Her zaman dengeli olmayı başarıyor
ve sürüşüyle büyük bir keyif verirken, güvenlikten
de hiç ama hiç ödün vermiyor. Keskin
ve net yönlendirme kabiliyeti ile verdiğiniz
her komutu anında ve doğru olarak yerine
getiriyor. Her zaman hazır bekleyen güç ise
performans konusunda hiç sıkıntı yaşatmıyor.
Ayağınızı gaz pedalına değdirdiğiniz anda siz
“artık yeter” deyinceye kadar güç sunmaya
devam ediyor ve tam anlamıyla bir gösteri
yapıyor. Gidebildiği kadar durması da gereken
Megane RS, fren performansıyla beklediğimizden
bile daha iyi bir karakter ortaya koyuyor.
Bu otomobilin sürüş konusunda yaşattığı en
önemli olumsuzluksa gideceğiniz yere hiçbir
zaman tam vaktinde varamamanız olabilir.
Evet, yanlış okumadınız! Gideceğiniz yere
varmanız o kadar kolay olmuyor, çünkü bu
otomobillin içinden çıkmak açıkçası işinize
gelmiyor. O nedenle küçük bir rota yapacak
olsanız bile kendinizi bir anda bambaşka bir
şehirde bulma riskiniz bile var.
Sonuç
Renault Megane RS ve onun
gibi araçlar asfaltın en
çok sevdiği araçlar olmalı.
Keyif verme konusunda
gerçek birer usta olan
bu tip otomobiller, sadece
hızlı giderken değil, yoğun
trafikteyken bile mutlu
olmanızı sağlıyor. Trafiğe kapalı bir ortamda ise
alacağınız zevk doruk noktasına ulaşıyor. Megane
RS tasarım konusunda tam bir fark edilme uzmanı
ve agresif çizgilerin en iyi uyarlandığı araçlardan
biri. Yaşam alanında biraz daha fazlasını beklediğimiz
özellikleri olsa bile, bu otomobilin içinde olmak
bambaşka bir his. Performans konusunda her
zaman güçlü olan Megane RS, Trophy ismini alması
ile kullanmaktan hiç ama hiçbir zaman sıkılmayacağınız
safkan bir keyif makinesi.
Bir yanıt yazın