Audi kendisine epey zorlu bir rakip
seçmişe benziyor. Ducati’yi iki tekerleğin
Ferrari’si olarak özetlemek
mümkün. Ducati hızlı, güzel, kaprisli ve dünyada
geniş bir taraftar kitlesine sahip. Audi
bu iki tekeri kendisine rakip olarak görmüş
olacak ki hiç çekinmeden onunla piste çıkacak
cesareti kendisinde buluyor. Pist üzerinde ise
bolca lastik yakarak, tur zamanını daha ne
kadar geliştirebiliriz sorusuna yanıt arıyoruz.
En iyi tur zamanına kim imza atacak? Çılgınca
hatta çok çılgınca bir karşılaştırma.
Audi gerçekten de çılgın bir markayı bünyesine
katmış. Ducati de bu birleşmenin şerefine,
eli boş gelmedi. Başlık parası olarak da
asfaltın en çılgın temsilcilerinden biri olarak
kabul edilen 1199 Panigale S’i beraberinde
getirdi. Panigale S sadece motosiklet dünyasını
fethetmekle kalmayıp, aynı zamanda her
Audi modelini yolda adeta
süpürmek istiyor. Bu tip bir
isteği de zaten sadece motosiklet
sürücüleri dile getiriyor.
Motosiklet sürücülerinin de
genelde hayalleri peşinde koşan insanlar
olduğu bilindiğinden, bu söz pek de ciddiye
alınmıyor. Otomobilden daha hızlı bir motosiklet?
Bu meydan okuma neredeyse tekerin
icadı kadar eski.
Bunu öğrenmek için piste çıkma vakti geldi.
Ulaşılması güç tur zamanlarına imza atmak
için Panigale S ve Audi TT RS plus, kozlarını
paylaşmak için Contidrom pistine çıkıyorlar.
360 HP güce sahip 5 silindirli
ateş parçası Audi, dört
tekerlekten çekiş sistemine ve
keskin bir bıçak şeklinde arka
spoylere sahip. Lastik devinin
pistine çıkan iki yarışçı, ısınma turlarını
atarken havanın sadece 9 derecede kalması,
mücadelenin daha da zorlu hale geleceğinin
sinyallerini veriyor. Hava soğuk olmasına
karşın ikilinin çıkarmış olduğu sesler, insanın
kanını kaynatmak için yeterli. Audi’nin marş
motoru sesi, sanki öksüren ünlü şarkıcı Joe
Cocker’i anımsatıyor. Kaba ve kızgın. Audi’nin
nadir bulunan beş silindirli motoru, sadece
sesinden dolayı koruma altına alınmalı. Audi
bu tür agresif fertlere aile içerisinde pek
müsaade etmezken, TT ailesi içerisindeki
en hırçını olma özelliğine sahip RS plus
kendince böyle davranmayı uygun buluyor.
19 inçlik siyah jantlar ve spor koltuklar RS
plus modelinin ne kadar hırçın olabildiğinin
işaretlerini veriyor. Çift kavramalı S tronic
şanzımanı, 0-100 km/s hızlanmayı 4.1 sn olarak vaat ederken, “plus” ise 280 km/s hıza
kadar çıkmasına olanak tanıyor.
Panigale’nin iki adet 599 cc hacimli silindirinden
çıkan sesler ise daha da korkutucu.
Uzunlamasına yerleştirilen V2 motor, tıpkı
çekici tasarımı gibi, Ducati’nin DNA’sını
oluşturuyor. Avrupa satış fiyatı 24.490 Euro
gibi yüksek bir rakam. Öte yandan sadece bu
motosikletin fotoğraflarını gördükten sonra
bile, bu bedeli hiç düşünmeden ödeyecek
birçok motosiklet meraklısı olduğunu düşünüyoruz.
Kırmızı ve pürüzsüz akıcı tasarım,
far ve koltuk kısmında keskin hatlar, hiçbir
Japon’un sunamadığı dramatik ve özel karışım.
İtalyanlar spor otomobilde başarının
benzerini motosiklette de rahatça gösterebiliyor.
Ducati ileri teknoloji motosikletini dehşet
bir rekabet ortamına yollamaktan çekinmiyor.
Üretici için tek gerçeklik ise ağırlığı düşürüp
gücü artırmak. Hem de her ne pahasına olursa
olsun. Panigale’den önce, dört yıl boyunca
hüküm süren model ise resmen emekliye
ayrıldı. Panigale tamamen yeni ve radikal
bir motosiklet olarak doğdu. Eski şasiden
vazgeçildi, tamamen yeni bir çizim yapıldı ve
motosikletin dolu depo ile ağırlığı sadece 195
kg. Sınıfının en hafif motosikleti, dünyanın en
güçlü iki silindirli motoru tarafından adeta uçuyor. Fabrika verilerine göre 195 HP güç!
Güç dağılımı işte burada öne çıkıyor 1 HP/1
kg oranı Audi’nin 1 HP/4.1 kg’yi gölgede bırakarak
ezici bir üstünlük kuruyor.
Kalp atışları şimdiden hızla artmaya başlıyor.
Seleye kurulurken eller çok aşağıda
kalıyor, oturma pozisyonu ise arkaya doğru
bir hayli yukarıda kalıyor. Buna karşın bir
yarış motosikleti için oldukça konforlu sayılır.
İki silindirli makine karayolunda 4.000 d/d’da
canı sıkılırcasına yol alırken, daha fazlasını
istiyor, uçuşa geçmek için can atıyor. Panigale,
TT RS plus’a oranla çok daha vahşi bir
karaktere sahip.
Audi ise sahip olduğu 2.5 lt hacme sahip
motoru ile caddelerde turlarken, turbosunu
devreye sokma gereğini dahi hissetmiyor.
Ayarlanabilir süspansiyon sistemi ise ciddi
çukurları hasarsız ve sarsıntısız geçmede yardımcı
oluyor. Audi’nin bu süspansiyon ayarı
bile, çılgın Panigale’ye oranla aslında bir hiç
sayılır. Panigale’de üç farklı sürüş programı
sunuluyor; Yağmur için güç 120 HP’ye düşürülüyor,
ayrıca sekiz kademeli anti patinaj
sistemi ve elektronik motor freni var. Tüm
bu sistemler gaz kesmeden şanzımanın vites
değiştiremsine müsaade ediyor…
Yarış pistine çıkma vakti geldi. Panigale’yi
kullanma görevi ise Dirk Schnieder’e düşüyor,
kendisi Continental
lastiklerinin test pilotu.
Daha ne olduğunu anlamadan
Audi gürleyip ileriye
fırlıyor. Sport modda gaz
tepkisi, direksiyon sistemi ve süspansiyon
ayarı maksimum verimlilikte çalışıyor. U
viraja gelindiğinde S tronic şanzıman, vites
geçişleri arasında bir aragaza müsaade ediyor.
TT RS plus, viraj çıkışında ön kısmını dışarıya
doğru taşırken, yarış modundaki ESP neredeyse
hissedilmeyecek hafiflikle RS plus’u
izine döndürüyor. Düzlükte ise tam gaz, tam
tutunma ve yüksek devirlerle ileriye doğru fırlamak,
bu iş tam TT’ye göre. Audi TT RS plus,
performans işte budur dedirtirken, dışarıdan
kırmızı bir çizgi TT RS plus’un yanında uzayıp
gidiyor ve arkasında görünmeyen bir toz bulutu
bırakıyor. Bu kırmızı şimşek Ducati’den
başkası değil. Neredeyse 1 saniye kadar önce
sadece dikiz aynasında bir
noktadan ibaret iken şimdi
yüzlerce metre fark atarak
öne geçiyor. Ducati birdenbire
nereden çıktı? İnanılır
gibi değil. Audi sürücüsünün kendine olan
güveni muhtemelen bir bezelye tanesi kadar
küçülmüştür. Pist üzerindeki maksimum
hız ölçüm noktasında TT RS 207 km/s’ye
ulaşırken, Panigale’nin cevabı net: 249 km/s!
Dirk Schnieder Ducati’nin gaz kolunu iyice
açtığında ise Audi artık hiçbir şey görmeyecektir.
Panigale 0-200 km/s hızlanma için
sadece 7.6 sn’ye ihtiyaç duyarken Audi aynı
hızlanma için nerdeyse iki kat fazla süreye
ihtiyaç duyuyor. HP başına 4.1 kg, düşün
düşün ama nereye kadar! Audi sadece uzun
virajlarda, ortalama 140 km/s hız ile, Ducati
ile ancak baş edebilecek seviyede. Audi’nin
bir diğer avantajı ise dört kaliperli frenlerin
yüksek hızdan, çok çabuk durma noktasına
gelme yeteneğine sahip olması. Audi’nin tur
zamanı: 1:41,73 sn. Schnieder ise Panigale’nin
üstünde resmen terlemeye başlıyor. Düzlüklerde
Ducati, V2 motorun devasa gücünü
arka tekerleğe aktardığında, ön tekerleğini
80 metre boyunca havaya kaldırarak ilerliyor.
Sonuçta Ducati’nin tur zamanı Audi’den 10
sn kadar dahi iyi. Dünyalar kadar büyük bir
fark. Rakip zorlu olduğu kadar oldukça da
hızlı olduğunu kanutladı.
Sonuç
Audi ailesinin yeni iki tekerlekli üyesi ilk karşılaşmadan
ezici zaferle ayrılıyor. TT RS plus
hafife alınmaması gereken bir otomobil olmasına
karşın, Panigale S sadece pistte üstünlük
kurmuyor, resmen eziyor. Güç, tasarım ve sürüş
dinamikleri Audi’nin güçlü versiyonunda etkileyici
bir izlenim bırakıyor ve Audi kullanıcıları
kesinlikle eğlence ve sürüş keyfinin doruklarına
ulaşıyor. Biz ise otomobillerle motosikletlerin
karşılaşmalarından her zaman keyif alıyoruz.
Bir yanıt yazın