Ford Motor Company, bilgisayarlı dijital x-ışını makinelerini kalite kontrol sürecinin ayrılmaz bir parçası olarak kullanmaya devam ediyor. Her ne kadar x-ışını teknolojisi tıp alanına özgü olsa da, bu teknolojinin potansiyel faydalarını erken dönemde fark eden Ford, 2002’den bu yana x-ışını kullanıyor. Makine üreticileri ile birlikte çalışmalar yapılarak Ford’un otomotiv endüstrisine özgü gereksinimleri doğrultusunda sistemlerin geliştirilmesi sağlanıyor. Ford da bu makineler aracılığıyla otomotiv parçalarının dıştan olduğu kadar içten de kusursuz bir biçimde şekillendirildiğinden emin olmak isteyen titiz mühendisler için ilk uğrak noktasını oluşturuyor.
Hastane teknolojisini kullanarak yola çıktıklarını belirten, Essex’te bulunan Ford’a ait Dunton Malzeme Laboratuarı’nda Radyografi Uzmanı olarak çalışan Glenn Austin, “Kullandığımız cihazın yazılımı, tüm aksesuarları, kullanıcı kılavuzları gibi malzemeleri tamamen tıbbi görüntüleme amaçlı olarak bize teslim edildi. Mühendisliğe yönelik olarak hiçbir uygulama bulunmuyordu” dedi.
Doğal olarak, bu tür bir teknolojiyi otomotiv sektöründe kullanmanın çeşitli zorlukları bulunuyordu. Özellikle insanlardaki deri, kemik, kas ve organ yoğunluğu ile bir otomobili imal etmek için kullanılan plastik, kauçuk, köpük ve çeşitli metallerin yoğunluğu arasındaki farklar, bu zorlukların başında geliyordu. “Ancak, esas olarak hastanede yapılandan farklı bir şey yok,” diye açıklayan Austin, “Bir doktorun hastaya baktığı şekilde biz de motorlara bakıyoruz” dedi.
İncelemenin ilk aşamasında, geleneksel x-ışını filmi kullanan sistemlerin yerini alan gerçek zamanlı 2 boyutlu x-ışını makinesi kullanılıyor. ~Çünkü eski süreç, otomotiv sektöründe verimli bir şekilde kullanılamayacak kadar fazla zaman tüketiyordu. Bunun yerine artık mühendisler bir parçayı malzeme laboratuarına getirip içeriden nasıl çalıştığını gerçek zamanlı olarak görebiliyor. Operatör, içerideki en küçük imalat hatasını yakalayabilmek için bir parçayı yakınlaştırıp uzaklaştırabiliyor, çevirebiliyor ve x-ışını yoğunluğunu ayarlayabiliyor.
Kuşkusuz bu, hataları görebilmek için tıpkı bir kemikteki kırığı veya akciğerdeki bir gölgeyi inceleyen doktorda olduğu gibi eğitimli bir göz gerekiyor. Ancak radyografi uzmanı ile mühendis işbirliğinde hiçbir sorun gözden kaçamaz. Bu teknoloji, prototip parçaları değerlendirirken büyük avantaj sağlar. Gösterge tablosundan alaşımlı janta, hatta cam içindeki sorunlu parçalara kadar incelemek için uygundur. En önemlisi, elektronik çiplerin içine bakmak, atmış bir sigortayı bulmak gibi işlemlerde, kesip açarak mikroskop altında incelemek gibi kanıtı yok etme riskini ortaya çıkaran proseslere gerek kalmıyor.
Not: Basın bülteninden derlemedir.
Bir yanıt yazın