AAkaryakıt ve madeni
yağ sektörünün
küresel ölçekteki
önemli oyuncularından
Shell’e göre fosil
yakıtlar, 2050 yılına kadar
toplam enerji sektörü
içerisindeki ağırlığını
korumaya devam
edecek. Shell Başkan
Yardımcısı Tan Chong
Meng, 40 yıl sonra dahi,
yollardaki araçların üçte
ikisinin hala mevcut
teknolojiyi ve akaryakıtları
kullanacağını belirtiyor.
Shell’e göre, fosil
yakıtlarla çalışan termik
motor teknolojisinde hala
gelişmeye açık, önemli
bir potansiyel var ve akıllı
mobilite çözümleriyle
daha fazla yakıt ekonomisi
sağlamak mümkün.
Michelin Challenge
Bibendum’da bir basın
toplantısı düzenleyen
Shell downstream
Direktörü Mark Williams,
yeni akıllı mobilite
konsepti için Wolfgang
Warnecke’yi şef mühendis
olarak atadıklarını
duyurdu. Yeni şef
mühendis Wolfgang
Warnecke’nin liderliğinde
Shell, akıllı mobilite
konseptinde yeni ürün
ve teknolojilerle, önümüzdeki
dönemde daha
fazla verimlilik, daha az
yakıt tüketimi ve daha
düşük karbon salınımı
sağlamayı hedefliyor.
Shell Direktörü Mark
Williams “Akıllı Mobilite”
konseptini, “akıllı ürün,
akıllı kullanım ve akıllı
altyapı” üçlemesiyle
özetliyor. Williams’a göre
dünyanın farklı bölgelerinde insanlar her
gün en az iki saatlerini
mobilite sağlamak için
harcıyorlar. İster
Amerika’daki bir yönetici
her gün helikopteriyle
çeşitli eyaletleri gezsin,
isterse Avrupa’daki bir
işçi hergün işe gitmek için
otomobilini kullansın
ya da Afrika’da köyde
yaşayan bir kadın, evine
su taşımak için su kaynağına
gidip gelsin, tüm
bu insanlar günde ortalama
2 saatlerini mobilite
için harcıyorlar, sadece
katedilen mesafe
ve harcanan enerji farklılaşıyor.
İnsanlık için ve
medeniyetin gelişimi için
mobilite bir seçenek
değil, bir zorunluluk fakat
öte yandan da mobilite,
enerji kaynaklarına
ihtiyaç duyuyor. İnsanlığın
mobilite ihtiyacı arttıkça
enerjiye olan talep
de zaman içerisinde artmış.
Bugün dünyada tüketilen
enerjinin beşte
biri, petrol üretiminin ise
yüzde 60’ı insanlığa ulaşım
sağlamak için kullanılıyor.
Örneğin 1950 yılında
dünya üzerinde 80 milyon
araç, yılda 70 milyon
CO2 salınımı gerçekleştirirken,
bu rakamlar
2000 yılında 900 milyon
araç ve 1 Gigaton CO2’e
yükselmiş. 2050 yılında
ise dünyada 2 milyar
motorlu aracın bulunacağı
ve atmosfere yılda
3 Gigaton CO2 salınımı
olacağı tahmin ediliyor.
Mark Williams, 2050
yılında araçlarda doğal
gaz, elektrik, hidrojen,
biofuel gibi çok çeşitli
bir yakıt mozaiği oluşacak
olmasına rağmen hala
araçların üçte ikisinin
fosil akaryakıtlar kullanacağını
tahmin ettiklerini
açıklıyor ve sözlerini
sürdürüyor; “Yeni bir
yakıt türünün altyapısının
tam anlamıyla oluşup,
kullanıcılar arasında
kabul görmesi için ortalama
olarak 30 yıl geçmesi
gerekli”. Bu da şu
demek oluyor ki, elektrikli
otomobillerin tam
anlamıyla yaygınlaşmasını
görmek için 2040 yılını
beklememiz gerekecek,
tabii o kadar ömrümüz
ve sabrımız varsa…
Akıllı mobilite ancak
akıllı ürünlerle
sağlanabilir
Bundan 40 yıl sonra
hala fosil yakıtların ve
bugünün motor teknolojilerinin
ağırlıklı olarak
kullanılacağını düşünen
Shell, bu nedenle mevcut
ve kolay ulaşılabilir
ürünler üzerinde yaptığı
iyileştirmelerle yakıt
ekonomisini artırmayı
amaçlıyor. Bu amaçla,
her depoda bir litre yakıt
ekonomisi sağlayan Fuel
Save isimli yakıt formülü
birçok ülkede pazara
sunulmuş durumda. Ayrıca
Brezilya’da yapılan
bir ortaklıkla bio-etanol
üretimi artırılıyor, bioyakıtların
CO2 salınımının
azaltılmasında gelecekte
en ekonomik yöntemlerden
biri olacağı düşünülüyor.
Shell’in, yakıt ekonomisi
sağlamak için önemli
ar-ge çalışmaları
yürüttüğü alanlardan biri
de motor ve aktarma organları
için geliştirilen özel
kaydırıcılar ve yağlar.
Aktarma organları üreticisi
ZF’le yapılan ortak
bir çalışmada, standart
bir otomatik şanzımana
göre yüzde 6 ekonomi
sağlayan özel bir şanzıman
için özel bir yağ geliştirilmiş.
Diğer bir ortak
çalışma ise Gurdan
Murray Design stüdyosuyla
yapılmış. Gordon
Murray tarafından tasarlanan
T.25 isimli şehir
otomobili için üretilen
çok düşük viskoziteli
(0W-10) konsept motor
yağı sayesinde yakıt tüketiminde
yüzde 6.5’luk
bir ekonomi sağlanmış.
Benzer şekilde havacılık
ve denizcilik sektörü
için de yüksek verimli
kaydırıcı yağların geliştirilmesiyle,
motorların
verimlilikleri ve yakıt
ekonomileri artırılmaya
çalışılıyor. Shell’in global
ölçekte yağ teknolojilerinden
sorumlu Başkan
Yardımcısı ise Selda
Günsel isminde bir Türk
mühendis. ABD’nin Houston
eyaletindeki Shell
ar-ge merkezinde üst
düzey yönetici olan Selda
Günsel, yağlama teknolojilerindeki
geliştirmelerle
yakıt ekonomisinin
artırılmasına katkı
sağlanabileceğini düşünüyor.
Günsel’e göre,
içten yanmalı motorların
ürettiği enerjinin sadece
yüzde 15’i, araca hareket
katmak için kullanılabiliyor,
geriye kalan yüzde
85’lik enerji ise mekanik
sürtünme ve ısı enerji
fazlası halinde kayboluyor.
İşte daha etkin
yağlamayla, bu sürtünme
ve ısı kayıpları azaltılıp,
yüzde 15’lik verimi
artırmak mümkün olabilir.
Shell yağ teknolojileri
departmanı, bu sıralar
bu konuya yoğunlaşmış
durumda, hem de sadece
kara taşıtları, otomobil
ve kamyonlar için değil,
hava ve deniz taşıtları
için de akılcı çözümler
geliştirmeye çalışıyorlar.
Selda Günsel, “Yağ teknolojisi
bir fark yaratabilir”
diyor.
Bir yanıt yazın