BMW 1 Serisi rekabete kesinlikle
hazır. 1.6 lt benzinli ve manuel
şanzıman ile 68 bin TL, 1.6
lt dizel manuel şanzıman ile 72 bin
TL’lik başlangıç fiyatlarını sunan 1 Serisi,
uygun fiyatıyla Premium sınıftaki
rekabette önemli bir avantaj yakaladı.
Kompakt sınıfta yaşanan rekabete
artık çok iyi bir şekilde adapte olan
BMW 1 Serisi bu hafta test sayfalarına
1.6 lt 116 HP güç üreten dizel motoru
ile konuk oldu. En baştan şunu belirtmek
istiyorum, yüzünü ilk gösterdiği
andan itibaren benim beğenimi kazanan
otomobil, şimdi bu konfigürasyonuyla,
daha da iddialı bir şekilde bana
bakmaya başladı.
İlk neslinde tasarımı yeterince kabul
görmemişti. Gerçekten de BMW tasarımcılarının
yaratmasını beklediğim
kompakt sınıf etkisini ben de bulamamıştım.
Bu konuya bir örnek vermek
gerekirse, en iyi örnek Mercedes A Serisi
olacaktır. Yüzünü ilk gösterdiği anda
yepyeni tasarımı ile beğeni kazanma
konusunda hiç sıkıntı yaşamadı. Hatta
bu tasarımı uygun diyebileceğim bir
fiyat etiketi ile birleştirmesi sayesinde,
Mercedes satın almayı planlamayanların
bile aklını çelmeyi başarmıştı.
BMW
1 Serisi yenilenmesinin ardındansa
beklediğim çekici ve karizmatik
formuyla karşıma çıktı. Görsellik açısından
markanın diğer modelleri ile
önemli
bir benzerlik içine giren araç
özellikle Z4 ile benzer tasarım formuyla
son derece dinamik görünüyor. Göz
alıcı görünen araç önceki nesline göre yaşam alanında da çok daha fazlasını
sunmaya başladı. Öncelikle eskisine
göre şaft tüneli çok daha az rahatsız
edici bir konuma gelirken baş mesafesi
konusunda da fazlasını sunuyor.
~Bu otomobilin yeniden test sayfalarında
yer almasını sağlayan en önemli
unsursa 1598 cc hacmindeki 116 HP
güç üreten dizel motoru. Bu gücü 4000
devirde sunmaya başlayan dizel ünite,
1750 ile 2500 d/d aralığındaysa 260
Nm tork üretiyor. Baktığım zaman bu
dizel ünitenin 1.6 lt hacmindeki diğer
birçok modelle paralel bir verimlilikte
olduğunu görüyorum. 4324 mm uzunluğunda
ve 1384 kg ağırlığında olan
araç için bu motorun ne kadar yeterli
olduğuysa akla gelen soruların başında
yer alıyordu.
Yaptığım ilk kullanımlar sırasında
manuel şanzımana alışmakta zorlandım.
Genelde otomatik şanzımanlı
BMW modelleri kullanmaya alışkın
olduğum için, 6 ileri oranlı manuel
şanzımanı biraz garipsedim. Açıkçası
tasarım açısından vites kolu ve körüğü
tasarımını da sevemedim. Kullanım
sırasında kolun sürekli olarak titremesi
de rahatsız edici bir durumdu. Vites
geçişleri açısından geri vites kullanımı
dışında bir sorun yaşamadım.
Mandallı bir sistemi bulunmayan geri
vites yolunun, birinci vitesle aynı yerde
olması, kullanımın alışkanlık isteyen
yanlarından. Manuel şanzımanın, motorun
ürettiği gücü yere yansıtabilmesi
açısındansa hiçbir problemi yok. Dizel
motor bu birliktelikle, gövdeyi beklediğim
hızlarda ilerletmeyi zorlanmadan
başarıyor. Elbette alt devirlerde turbo
boşluğu yaşanacağını da bilmeniz gerekiyor.
Bu sırada ortaya çıkan yakıt
tüketim sonuçlarıysa herkesin yüzünü
güldürecek türden. 11 saniye civarlarında
0-100 km/s hızlanmasını gerçekleştiren
otomobilin sürüş karakteri
ise onun BMW olduğunu damarlarıma
kadar hissetmemi sağladı. Arkadan
itişin performansı ve BMW’nin tipik
yönlendirme kabiliyeti yine göz dolduran
bir performans ortaya koydu. Süspansiyon
sisteminin sert ama konforlu
yapısı, virajlara çok daha rahat ve daha
güvenli girmemi sağladı. ~Sürücü odaklı
kokpit tasarımı ise benim onu seçmemi
sağlayabilecek en önemli konulardan
birisi oldu. Start Stop sisteminin olması
da ekonomik kullanıma katkı sağlıyor
ama belki de bu araca özgü bir durumdu,
bilmiyorum ama motor tekrar
çalışırken
aracın gövdesinde ciddi diyebileceğim
bir titreme oluşuyor.
Sonuç
Yerini aldığı modelde eleştirilen
ne varsa 1 Serisi’nin
yeni versiyonunda bunların
üstesinden gelinmiş, ilk
olarak söyleyeceğim bu.
Tasarım formunun sportif
ve karizmatik görünmesi
onu daha çekici yapıyor.
1.6 lt hacimli, hem benzinli
hem de dizel versiyonlarında manuel
şanzıman sunması da bu istek
beklentisinde olanlara yanıt veriyor.
Sonuçta 1 Serisi bu haliyle ve uygun
fiyatıyla onu yollarda artık daha sık
göreceğimizi haykırıyor.
Bir yanıt yazın