Maurice pite gelirken
yüzü bembeyaz.
Hatta
benim yüzümden bile daha
beyaz. Aslına bu şaşırtıcı
değil. Çünkü yağmur altındaki
Zandvoort’taki yarış
işletmeciliğinden Maurice
sorumlu. Kısa bir süre önce
hem bulutlarda hem de
kulak zarlarımda delik açan
gürültü ise, bir motordan
çok uzay gemilerinin ana
türbinlerinden birinin çalıştırılmasına
benziyor.
Hemen yanımda artık
“barışçıl” homurtularla çalışan
GT9 Vmax’in babası
ve 9ff’in Başkanı olan Jan
Fatthauer’in yüzü ise kocaman
bir gülümsemeyle
kaplı. Fatthauer bebeğini de
ona gösterilen reaksiyonları
da çok yakından tanıyor. Bir
Porsche 911 GT3 RSR’dan
alınan 4.2 lt’lik 6 silindirli
boxer, gerçek bir cehennem
kaçkını: 2 bar basınçlı bir
çift turbo, 1160 Nm tork
ve 1400 HP güç… Firmanın
verilerine göre otomobil
437 km/s maksimum hız
yapıyor.
Ancak bugün, Hollna’nın
Nordseebad bölgesinde bu
hızlara çıkmayacağım. Bunun
ilk nedeni, Zandvoort
Pisti’nin maksimum 300
km/s için yeterli olması.
İkinci nedense, çoktan bir
müşteriye satılmış olan orta
sıklet bir spor otomobille
piste çıkacak olmam. Adının
açıklanmasını istemeyen
bir Arap şeyhi bu otomobili
540 bin Euro ödeyerek satın
almış. Ben de araca zarar
vererek, bir şeyhin keyfini
kaçırmak istemem doğrusu!
Yani günümüzün emri
“ne olursa olsun serin
kanlı kalın”. Bu kesinlikle
akıllıca bir tavsiye.
Çünkü
bu tekerlekli deprem makinesinin
içinde yarım gazla
gitmek bile, dev bir buharlı
pres tarafından dövülüyormuş
gibi hissettiriyor. Sağ
ayaktaki en küçük hareket
bile, 6 adet döküm pistonun
titanyum biyelleri yırtarcasına
hareket ettirmesine, bu
sırada açığa çıkan g kuvvetlerinin
ise omurganızı
Recaro koltuklara bastırarak
düzleştirmesine neden
oluyor. Bu güç canavarı ıslak
zeminde bile inanılmaz bir
ileri atılma hissi yaşatıyor.
Eğer zemin kuru olsaydı, koltuktaki kabartmalı 9ff logosunun
sırtıma bir dövme
gibi yapışıp kalacağından
eminim.
~Yüksekliği sadece 1.10
m olan bu güç abidesinin
hızlanma değerini 9ff, 13.0
saniye olarak veriyor. Fakat
bu rakam 0-100 km/s değil.
Çünkü ibre 100 rakamının
üzerine geldiğinde sadece
3.1 sn geçmiş oluyor. 13.0
sn 200 km/s için de değil,
çünkü bu abartılı 911 200
km/s’ye sadece 6.8 sn’de
ulaşıyor. Evet, 13 saniye
0-300 km/s hızlanma için
geçerli ve 1200 HP’lik Bugatti
Veyron Super Sport
(14.6 sn) bile bu araçla boy
ölçüşemiyor. Dortmundlu
modifiye firması 9ff’in açıkladığı
maksimum hız da bir
dünya rekortmeni.
Aslında
bu hiç de şaşırtıcı değil. Neticede
model adında Vmax
(maksimum hız) ibaresini
taşıyan bir otomobilin daha
azını sunması zaten beklenemez:
437 km/s ile GT9
Vmax, “sadece” 415 km/s
yapabilen Bugatti’ye bile
hatırı sayılır bir fark atıyor.
Kulağa cadı işi gibi geliyor,
değil mi? Abartılı performansının
dışında GT9 Vmax iki güçlü özelliğe
daha sahip. Bunlardan ilki
ağırlık: 4.72 m’lik boyuyla
hiç de ufak tefek olmamasına
rağmen, ağırlığı sadece
1340 kg. Bu düşük ağırlık,
çelik boru şasi, tek parçadan
üretilmiş karbon-fiber karoser
ve plastik camlarla (ön
cam hariç) mümkün olmuş.
İkinci güçlü özellikse akıllı
aerodinamik yapı. Bana burada
anlattıkları hava kütlelerinin
hareketlerini tam
olarak anlayabilmek için havacılık
ve uzay teknolojileri
okumuş olmam gerekiyor.
Yine de kısaca özetlemeye
çalışayım: Önden giren hava
arkadaki radyatörden arkaya
doğru, davlumbazlardan
ise yanlara doğru akıyor. Bu
da davlumbazlar hizasında
alçak basınç, yani zemine
doğru bir çekiş gücü oluşturuyor.
Geniş spoyler ve
difüzör ise tutunma problemini
mutlak bir şekilde sona
erdiriyor.
Bu sayede GT9 asfalta,
koltuğuna yapışmış bir politikacı
gibi tutunuyor ve inanılmaz
viraj hızlarına izin
veriyor. Garip şanzımana
bile bir şekilde alışıyorum:
~1400 HP’lik güç, direksiyondaki
kollarla kontrol edilen
6 ileri oranlı sekansiyel
şanzıman üzerinden 335
mm tabanlı arka lastiklere
gönderiliyor. Asıl ilginç olan
sekansiyel şanzımana rağmen
sol tarafta bir debriyaj
pedalının olması. Ancak bu
donanım şeyhin özel talebiymiş.
Serin kanlı olmaya
özellikle dikkat ediyorum.
Çünkü Wastegate’lerinden
sürekli çığlıklar yükselen
bu çift turbolu yıkım makinesi,
asfalt üzerinde hızlı
dans etmesini sağlamak için
yeterlinin çok üzerinde güce
sahip. Bu tür bir dansın
eşiğinden döndüğüm anlarda
yanımda oturan Jan
Fatthauer’in bile renginin
beyazladığını görüyorum.
Sonuç
Gök tanrıları bize engel çıkarsa da GT9 Vmax, bu yağmurlu
havada bile inanılmaz keyifli bir araç olduğunu kanıtladı.
Aslına bakılırsa sadece teknik verilere bakmak bile derinden
etkilenmek için yeterli: Rakamlar; tanıdık, bildik, aşina veya
alışıldık olan her şeyi gölgede bırakıyor. Zandvoort’taki
pistte bu üstün 911, doğanın elementleri ve fizik kurallarıyla
mücadele etmek zorunda kaldı. Çünkü 1400 HP güç ve 20
inçlik ZR kodlu lastikler, su kayağı sezonunun çok erken
açılmasına neden oluyordu. Ancak burada yaşadıklarım
bile aracın gerçek potansiyelinin ne kadar yüksek olduğunu
anlamam ya da en azından hayal edebilmem için yeterli oldu.
Yorum yazın