Genel

En ateşli Insignia

OPC güçlü yapısı ile meydan okuyor.

Opel modelleri arasındaki
sporcuları tanımak için
OPC harflerinin varlığına
bakmak yeterli.
VW’nin Golf GTI’da yaptığı gibi
Opel de sportif modellerini üç
harfli bir kısaltmayla tanımlıyor:
OPC. Opel Performans Merkezi
(Opel Performance Center)
tarafından geliştirilen bu modeller
Opel ailesinin Corsa’dan
Zafira’ya kadar tüm modellerinde
karşımıza çıkıyor.

OPC’nin son ürünlerinden
biri de Insignia OPC oldu.
Opel’in büyük başarılar beklediği
D segmentindeki temsilcisi
Insignia’nın bu sportif versiyonu
gerçekten dikkat çekici
özelliklere sahip.

Bu otomobil test parkımıza
dahil olduğunda beyaz rengiyle
aslına bakarsanız beklediğimiz
o sportif etkiyi bırakamadı: Öne
çıkan kışkırtıcı tasarım oyunları
bekliyorduk ama ilk bakışta
bunları bulamadık. Açıkçası
beyaz renk ile bu otomobili
bağdaştırmamız çok mümkün
olmadı. Çünkü bu renk, aslında
gayet iddialı olan hatların üzerine
bir perde çekilmiş etkisi
uyandırıyor. Daha canlı renklerle
bu sportif keyif makinesinin
daha göz alıcı görünebileceğini
düşündük.

Önden baktığımızda üçgen
formlu büyük iki hava girişi
ile dikkat çeken Insignia OPC,
farların üzerine tırmanan siyah
desenli tasarımı ve LED’li uygulama
ile fark yaratıyor. Aslında
zaten sportif bir tasarım olan
Insignia’nın gövdesinin üzerinde
çok abartılı uygulamalar
yapılmasına gerek kalmamış.
Arkadan bakıldığında iki büyük
egzoz çıkışı fark ediliyor.
Çekici görünen bagaj üstü spoyleri
ile de Insignia OPC’nin ön
ve arka tarafında uyum yakalanmış.
Profil detaylarına akıcı
çizgiler hakimken, başarılı kat
geçişleri ile şık bir görünüm
elde edilmiş. Ama burada asıl
dikkat çeken, jantların muhteşem
yapısı ve bunun hemen
altında göz kırpan Brembo fren
sistemi oluyor. Büyük diskler
ve Brembo frenler, aracın OPC
karakteri hakkında en önemli
ipuçlarını veriyor.

Dinamizmin temsilcisi


OPC karakteri yaşam alanında
da ön plana çıkarılmış. Sürücü
odaklı bir tasarıma sahip
yaşam alanının hemen hemen
her yerinde OPC logoları kullanılmış.
Büyük ekranda neredeyse
her değişim sırasında
beliren OPC harfleri, yaşam
alanını paylaşanların mekanın
büyüsüne kapılmasına neden
oluyor. Kumanda elemanlarının
büyük yapıları kullanım kolaylığı
sağlarken, yerleri de aranmıyor.
Direksiyon simidinin
dinamik görünümlü tasarımı,
üçgen formlu görünmesini sağlayacak
krom kaplı detaylarla
desteklenmiş. Koltuklar ise tam
bir performans ustası olduğunu
düşündürüyor: Yan desteklerin
dışında baldır desteklerinin hareket
kabiliyeti bile çok iyi.

Kırmızı renkli göstergeler,
parlak gündüz ışıklarında bile
net bir şekilde fark edilen bir
yapıda tasarlanmış. Yaşam alanının
genişliği, eşya gözlerinin
sayısı, performans sesleri dışında
yakalanan sessizlik, havalandırma
ve müzik sistemlerinin
karakteri gibi konularda çekici
özelliklere sahip olan Insignia
OPC, böylece aile otomobili olarak
da kullanılabileceğini ispat
ediyor.

Yaşam alanında bizlerin en
çok dikkat ettiği kumanda elemanı
ise OPC isminin üzerine
nakış gibi işlendiği düğme oldu.
Orta konsolun içine gizlenen ve
hemen yanında da Sport isminin
yer aldığı kumanda elemanının
yer aldığı OPC düğmesine
bastığınız anda aracın karakteri
tamamen değişiyor. Bu kumanda
elemanının devreye alınması
ile birlikte bizlerin en çok keyif
aldığı değişimlerden biri, ortaya
çıkan sesler oluyor. Yaşam
alanındaki akustik bir anda değişirken,
egzoz seslerinin de
farklılaşmasıyla çevrenizde bu lunanlar da aracın bir değişim
içine girdiğini anlıyor. İşte tam
bu sırada 2.8 lt’lik V6 motorun
homurtusu çok daha iyi bir şekilde
duyuluyor. Turbonun her
zaman keyif aldığımız sesleri
eşliğinde 325 HP güç ve 435 Nm
tork üreten benzinli motorun
tüm bileşenleri aktif olmaya
başlıyor. Adeta çarklar birbirinin
üzerine doğru ilerliyor ve
muhteşem bir atak başlıyor. Altı
ileri oranlı ve vites geçişleri ile
hemen beğenimizi kazanan bir
manuel şanzımanla kombine
edilen turbo motor, kulaklara
hoş bir tını gibi gelen sesler
çıkararak aracı hızlandırmaya
başlıyor.

Asfalt torpidosu

Bu sırada Insignia OPC’nin
içindeki yırtıcı uyanarak 100
km/s’ye 6 saniye içinde ulaşmasını
sağlıyor. Neredeyse avına
atılan bir aslan gibi dişleri
uzuyor ve sizi kesintisiz bir güç
ve ivmeyle belirlediğiniz hedefe
doğru emin adımlarla ilerliyor.
Süspansiyon sisteminin daha da
güçlenen yapısı ile Insignia kusursuz
bir sürüş karakteri ortaya
koyuyor ve asfaltın üzerinde
kendi izini bırakarak yolunda
ilerlemeye başlıyor. Hızlı girilen
virajlarda küçük salınımlar
yaşatarak sürücünün keyif almasını
sağlarken güvenliği hiç
mi hiç elinden bırakmıyor.Bu
araçta ilgili bizlerin en önemli
şikayeti ise direksiyon sistemi.
Tamam, iyi çalışıyor ama verdiği
hissin çok daha iyi olması bekliyorduk.
Aynı şekilde direksiyon
simidinin dokunma hissi de bu
kadar iddialı bir aracı kullandığınızı
hissettiremiyor. FlexRide
süspansiyonu, dört tekerlekten
çekiş sistemi, Brembo frenler
ve standart olarak sunulan 20
inçlik alaşımlı jantlar gibi öne
çıkan detayları ile keyif veren
bir sürüş karakteri sunan Insignia
OPC’nin hızlanması 250
km/s’ye kadar devam ediyor.
Ancak burada, maksimum hızın
elektronik olarak limitlendirildiğini
de hatırlatmak gerekiyor.

Sonuç



Opel Insignia OPC
büyük bir araç
olmasına rağmen
kusursuz bir hızlanma
karakterine
sahip. Kaputun altında yatan V6
motor ilk ateşlemeyi vermenizin
ardından rolleri değiştiriyor ve
artık o sizi ateşliyor. Sakin kullanımlar
sırasında bile keyif alınması
bu otomobilin en sevdiğimiz
yanlarından biri ama OPC tuşuna
basılmasının ardından tamamen
değişen karakteri kesinlikle büyüleyici.
Otomobilin içindeki tüm
akustik değişiyor ve Insignia OPC
karakterini tamamen değiştirerek
avının üzerine büyük bir ustalıkla
atlıyor. Tamam, eksikleri var ama
bunlar, onun satın alınabilecek
en iyi sporculardan biri olduğu
gerçeğini değiştirmiyor.

Yorum yazın

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.