Eskiden BMW ve Aston Martin’de çalışmış
olan Henrik Fisker cesaret sahibi
bir insan: Dünyanın Range Extender’a
(menzil uzatıcı) sahip ilk elektrikli
lüks sedanını üretti ve aracının tanıtımını
Kalifornia’daki Fontana Pisti’nde gerçekleştirdi.
Sürüş izlenimleri için seçilen mekan
bir yarış pisti olunca, fabrika verilerindeki
483 km’lik menzil de ütopik bir rakam haline
geliyor. Bu düşüncemizi kabul etse de
Fisker, otomobilinin iddiasının altını çizmeden
edemiyor: “Ancak en fazla 3 tur attıktan
sonra herkes, elektrikli mobilitenin birçok
özellikten vazgeçmek anlamına gelmediğini
anlayacaktır.”
Yarış pistinde kullanıma sunulan araçların
güçleri, Fisker’in söz verdiği gibi 403 HP
değil, 320 HP’ydi. Bunun nedeni ise fabrika
verisindeki 403 HP’ye henüz sadece, Valmet
tarafından Finlandiya’da üretilecek son iki
prototip sahip olacak. Bu nedenle test araçlarının
direksiyonlarının arkasındaki iki adet
küçük kol, kademesiz otomatik şanzımanı değil,
aracın sürüş programlarını kontrol ediyor:
Soldaki kol ile Stealth (tasarruf programı) ve
Sport modları arasında seçim yapılıyor, sağdakiyle
ise fren enerjisi geri kazanım sisteminin
performans ayarlarına müdahale ediliyor.
Tamamı alüminyumdan üretilen spor otomobil
Sport modda 100 km/s’ye sadece 6
saniyede ulaşıyor. Aracın 201 km/s olan
maksimum hızı ise overboost fonksiyonu
sayesinde bir buçuk dakikalığına 229 km/s’ye
çıkabiliyor. Yüksek performansa rağmen Fisker,
aracın ortalama tüketiminin 3.5 lt/100 km
olduğunu iddia ediyor ve ekliyor: “Müşterilerimizin
çoğu araçlarına yılda en fazla 3 kez
benzin alacak. Çünkü 20 kWh kapasiteli akü,
sadece elektrik gücüyle araca 80 km menzil
sağlıyor. Bu da günlük kullanım için yeterli bir
rakam. Sonrasında ise akü şehir şebekesinden
maksimum 8 saat içinde şarj ediliyor.”
Pistte Karma, hiç zorlanmadan Panamera,
Quattroporte veya CLS ise rekabet edebilir.
2.7 turluk hidrolik direksiyon gayet hassas
çalışıyor, alüminyum süspansiyon hem yol
tutuş, hem de kullanım rahatlığı taleplerini
rahatlıkla karşılıyor. Konfor ise 22 inçlik
geniş yanaklı özel tasarım lastiklere sahip
olduğundan gayet iyi. Hatta gaza sonuna
kadar basıldığında aracın arkasını savurmak
bile mümkün. Fisker ekibi henüz ESP ayarlarının
nasıl olması gerektiğine tam olarak
karar verememiş.
Kaputun altında GM’in 2.0 lt 260 HP’lik
benzinli motoru homurdanıyor. Ancak bu
motorun gücü tekerleklere değil, jeneratör
üzerinden iki adet elektromotora aktarılıyor.
Tamam, içten yanmalı motor çok sessiz bir
makine değil ama menzil konusunda kesinlikle
işe yarıyor. Gezegenimiz için iyi bir şey
yapmak isteyenler, sürüş sırasında Stealth adlı
programı seçebilir: 8.0 sn’lik 0-100 km/s hızlanma
süresi ve 153 km/s’lik maksimum hız.
Aracın fren sistemi, aracı durdurmak, ABS
komutlarını uygulamak ve enerji geri kazanımı
konularında gayet başarılı bir denge
kuruyor. Karma, kullanım rahatlığıyla da
göz dolduran bir araç. Örneğin dokunmatik
monitörde akıl karıştırıcı alt mönüler ve kontrol
katmanlarından uzak durulmuş. Birçok
araçta rastladığımız düğme enflasyonu da
Karma’da yok.
Ahşap dekorasyon, doğal deri-alkantara
karışımı döşemeler, geri dönüştürülmüş malzemelerden
üretilmiş zemin halıları ve yüzde
50’sini dönüştürülmüş cam parçacıklarının
oluşturduğu metalik boyayı içeren üst donanım
seviyesiyle Karma’nın fiyatı 85 bin 500
Euro olarak açıklanıyor. Karma ailesi 2012
yılı içinde Shooting Brake ve büyük bir coupe
versiyonla genişleyecek. Fisker’in hedeflerine
göre 2013 için planlanan ikinci model ailesi
ise Amerika’da üretilecek ve yılda 10 bin adet
satılacak.
Sonuç
Bravo Henrik Fisker! Karma kesinlikle çok şık, çok güzel bir
otomobil. Aynı anda ağır başlı olmayı da başarabiliyor. Kısa
mesafeli kullanımları, aküyü sadece şehir şebekesinden şarj
ederek yapmak mümkün. Yani menzil uzatıcı sadece uzun
yolculuklar için gerekli. Kaliteli iç mekanı ve sportif karakteriyle
beğeni toplayan 4 koltuklu Karma, premium sınıfta da çevreci
olunabileceğini ve elektrikli otomobillerde her zaman bir şeylerden
vazgeçmek gerekmediğini kanıtlıyor.
Bir yanıt yazın