Küçük hacimli motorlar artık otomobil
dünyasının vazgeçilmezlerinden biri
oldu. Öyle ki artık 1.0 lt hacmindeki
motorları bile konuşmaya başladık,
hatta lüks ve performanslı ürünlere
sahip markalar bile bu tür motorlara
yöneliyor. S80’in kaputunun altına 1.6 lt’lik dizel
üniteyi yerleştiren Volvo da bu markalardan
biri. Volvo son olarak, Ford tarafından geliştirilen
1.6 lt’lik benzinli üniteyi kullanmaya başladı.
Bu motoru, küçük hacimli diye öyle hemen
hafife almayın, çünkü bu motor 180 HP güç ve
240 Nm tork üretiyor.
Bu yolla da, S60’ın satış fiyatı
81 bin 460 TL gibi son derece iddialı
bir seviyeye de çekilmiş bulunuyor.
Adeta bu küçük hacimli
motor kullanma sihri ile Volvo
kendisine, iyi bir başlangıç fiyatı
avantajı sağlamış durumda.
Bu motor seçeneğini kullanması
ile birlikte Volvo S60 tıpkı 1.6
lt’lik dizel motoru kullanmasında
da olduğu gibi çok önemli bir
fiyat avantajı yakalamış oluyor.
70 binli rakamların en sonu bile
olsa Volvo’nun bunu kullanması
çok önemli bir avantaj olacak
gibi görünüyor.
1595 cc hacminde olan bu üniteyi
aslında Ecoboost adı altında
Ford modellerinde görmüş ve
kullanmıştık. Özellikle canlı yapısı
ile bu motoru daha önceki
testlerimiz sırasında oldukça
beğenmiştik. Dört silindirli, direkt
enjeksiyonlu ve turbonun
gücünü yanına alan benzinli ünite
5700 d/d’de 180 HP güç üretirken,
1600 ile 5000 devir bandı
aralığında ise 240 Nm’lik torku
kullanıma sunuyor. Altı ileri
oranlı Powershift otomatik
şanzımanla kombine edilen araç,
bu özelliği ile de iddialı. Çift
kavramalı şanzımanlar arasında
yer alan bu otomatik şanzımanın
getirdiği avantajlarla birlikte
S60’ın, 0-100 km/s hızlanmasının
9 saniyede tamamlandığı
açıklanıyor. Yaptığımız ölçümlerde
de bu değere çok rahat
bir şekilde ulaştık. Ölçümler
sırasında en çok sevdiğimiz
konu ise motorun ataklığı oldu.
Neredeyse hiç bekleme yaşatmadan
yol alınmasını sağlayan
bu başarılı motora, yine iyi
bir çalışma karakterine sahip
olan şanzıman eşlik ediyor. Vites
değişimleri bu şanzımandan
beklendiği gibi hızlı ve atak gerçekleşirken,
en küçük bir sarsıntı
yaşanmıyor. Vites değişim hızı
konusunda rakiplerinden iyi
değil ama yine de kullanım karakteri
iyi. Yüksek hızlara ulaşma
isteğinin çok yüksek olmasını
da beğendik. Fakat en beğendiğimiz
yanlarından bir diğeri ise
tüm hızlanma şekillerinde aracın
Volvo’dan beklendiği gibi sessiz
yapısını koruması oldu. Yaşam
alanının bu kadar sessiz bir şekilde
kalabiliyor olması, yüksek
hızlara ulaşıldığında bile çok önemli
bir avantaj.
Sivri ve öne doğru çıkık olan
burun tasarımı ile hem elit, hem
de sporcu bir otomobil izlenimi
uyandıran S60, bu küçük motorla
da sportif beklentileri karşılamayı
başarıyor. 80 bin TL bölgesinde
olan fiyat etiketi ile çok
önemli bir artı sunan S60, motor
ve şanzıman kombinasyonu
ve konfor özelliği ile sınıfının en
iddialı modellerinden biri oldu.
Bu fiyat seçeneğinin üzerine çıkan
rakiplerinin sayısı o kadar
çok ki, sanki Volvo bu sınıfta bir
çığır açmış gibi. Kullanım açısından
şanzımanın kumanda elemanının
biraz kaba bir tasarıma
sahip olmasının dışında herhangi
bir problem bulamadık. Bu
kadar iyi çalışan bir şanzıman için
tıpkı DSG’de de yapıldığı gibi
daha gösterişli ve daha kullanışlı
bir kumanda elemanına yer
verilebilirmiş.
En dinamik görünen S60 olan
bu son seri, iddialı omuz çizgisi
ile coupe otomobillere gönderme
yapan bir tasarıma sahip. Kaslı ve
dinamik yapıdan yola aktarılan
performans da aynı şekilde etkileyici.
Ancak büyük boyutlar
özellikle şehir kullanımlarında
biraz daha fazla dikkati gerektiriyor.
4628 mm uzunluğunda,
1865 mm genişliğinde olan araç
özellikle şeritleri son derece dar
olan, İstanbul’un ana arterlerinden
biri olan E5’te bile, fazlaca
dikkat istiyor. Aslında ölçüleri abartılı
büyük değil ama uzun ve
öne doğru uzayan motor kaputu
ile görüş biraz azalıyor ve bu
şekilde bir sonuç ortaya çıkıyor.
Aynı şekilde arka tarafın yükselen çizgisi ve biraz yatay kalan
arka cam nedeniyle bu bölümde
de aynı durum söz konusu.
Güvenlik konusunda Volvo
ilk akla gelen markalardan biri
ve bu geleneğini S60’da da devam
ettiriyor. Yaya güvenliği için
kendi kendine fren yapıyor, şeritleri
takip ediyor, kör noktaları
sürücüye uyarıyor, gelişmiş ESP
sistemlerini kullanıyor.
Bu otomobille ilgili en önemli
eleştiri iç mekanın biraz arka
planda bırakıldığını düşünmek
olacak. Göz alıcı bir tasarımla
yaratılan gövdeye sahip olan
araç, yaşam alanına geçtiğinizde
ise sıradan görünüyor. Kalite,
kullanım özellikleri, konfor gibi
konularda bir problem yok, hatta
tasarımı bile etkileyici görünüyor
diyebiliriz ama dışına gösterilen
özen içeride gösterilmemiş.
Biraz daha farklılık ve biraz
daha sportif bir tasarım çok daha
iyi olurdu. Genişlik, sessizlik,
müzik sisteminin performansı,
havalandırma sisteminin kalitesi
gibi konularda ise hiçbir sorun
yok. Koltukların kalitesi, sürüş
pozisyonunun ayarlanması gibi
konularda da sıkıntı yaşamadık.
Fakat direksiyon simidinin
konumunu birkaç kez kontrol
etmemiz gerekti. Sanki derinlik
ayarı biraz öne doğru gibi
yapılmış diye düşündük ama
yaptığımız kontroller sonrası
standart pozisyonun bu olduğunu
gördük. Sanki küçük bir
parça ilave edilerek direksiyon
simidi, sürücü koltuğuna her
zamankinden biraz daha fazla
yakınlaştırılmış gibi görünüyor.
Bu arada unutmadan ekleyelim,
arkası boş duran orta konsol
tasarımı, göz zevkini rahatsız
ediyor.
Sonuç
Volvo, iddialı modeli S60 ile adeta küçük hacim sihri yaptı. Başlangıç
fiyatını küçük motor seçenekleri ile neredeyse 20 bin TL
aşağıya çeken Volvo, bu sınıfın en uygun fiyatlı seçeneklerinden
birini yarattı ve önemli bir fiyat avantajı yakaladı. Burada
lükslerden değil, bu sınıfın bütün oyuncularından söz ettiğimizi
de hatırlatalım. Kullanım keyfi ve konforu açısından da beğendiğimiz
S60, agresif görünümüne eşlik edebilen motoru ve çift
kavramalı şanzımanı ile satış rakamlarını yukarıya çekebilir.
Bir yanıt yazın