Kullanım sırasında en çok beğeni
işareti aldığımız araçlardan
biri olan S-Max görünüm
konusunda farklılığı ile
ön plana çıkıyor. Tasarım konusunda
Ford’un kinetik formunun bir ürünü
hatta öncüsü olan S-Max, çarpıcı
bir tasarıma sahip. Büyük bir
gövdesi olmasına rağmen dinamik
ve atletik görünmeyi başararak farklı
bir tat katan araç, krom çerçeveleri
ile de kaliteli görünüyor. Profilden
bakıldığı zaman hemen dikkat
çeken krom çıtalarla formu belirginleştirilen
S-Max, iki parçalı ve
biri son derece küçükken diğeri ise
son derece büyük olan hava ızgarası
ile de beğeni kazanan bir tasarım
sunuyor. Büyük hava ızgarası
ile İtalyan sportif araçlara gönderme
yapan S-Max üçgen formlu farları
ve şerit şeklinde tasarlanmış olan
sis farı ile de dinamik görünüyor.
Büyük ön camına bakıldığı zaman
yaşam alanında ferah bir yapısının
olduğu yönünde ipuçlarını
veren araç, arkadan ise sıradan görünüyor.
Ön ve yan tasarımın aksine,
arkada daha düz ve yalın çizgiler
tercih edilmiş.
Söz konusu yaşam alanı olduğunda
da S-Max, dışta olduğu gibi sportif
hatlarını koruyor. Titanium donanım
paketinin getirdiği bir özellikle
birlikte yaşam alanı metal görünümlü
malzemelerle kaplanmış
durumda. Bu sayede siyahın hakimiyetinde
olan yaşam alanının önemli
bir hareket kazanması sağlanmış.
Şerit geçişleri ile belki de sıradan
kalabilecek tasarımın daha hareketli
görünmesi sağlanmış. Ergonomik
bir şekilde yerleştirilmiş kumanda
elemanlarının karşımıza çıktığı
araçta, kullanım açısından bazı
kumanda elemanlarının dışında önemli
bir sorun yaşamadık. Genel olarak
aradığımızı bulduk ve alışkanlık
gerektiren bir durumla karşılaşmadık.
~Ama el fren kolunun tasarımı
açısından aynı şeyi söylememiz
pek mümkün görünmüyor. Uçaklarda
kullanılan sistemleri andıran
bu el fren kolunun hem kullanımı
zor, hem de görsel açıdan yaşam alanının
aykırı bir parçası gibi görünüyor.
Dört kollu direksiyon simidinin
tasarımı da agresif ve dinamik
görünen bir aracın genel karakterine
uyumlu bir çalışma olmuş. 7 koltuklu
yapısı ile ailelerin tüm ihtiyaçlarına
cevap verebilen S-Max’in tüm
koltukları rahat bir şekilde kullanılabiliyor.
Kalabalık seyahatlere imkan
tanıyan yaşam alanı sessizlik,
konfor gibi beklentilere de rahat cevap
veriyor.
S-Max’in motor kaputunun altında
yatan 1.6 lt 160 HP güç üreten EcoBoost
motorsa, bu büyük gövdeyi
taşıma konusunda hiçbir sıkıntı yaşatmazken,
aynı zamanda atak kullanımlara
bile cevap
verebiliyor.
Yüksek devirlere
çıkmayı
da seven motor ile ortaya çıkan
performans beklentileri aşıyor. Fabrika
verilerine göre 0-100 km/s hızlanmasını
10 saniyenin altında gerçekleştiren
S-Max, yapmış olduğumuz
ölçümlerde de benzer sonuçlara
ulaştı. Son hızı 204 km/s olarak
açıklanan S-Max bu hıza ulaşma konusunda
da son derece istekli görünürken,
nefesi de kesilmiyor. Altı ileri
oranlı manuel şanzımanının vites
geçişleri de keyif verirken, özellikle
performanslı kullanımlar sırasında
şanzıman sportif karakteri ile
beğeni topluyor. 1605 kg ağırlığında
olan S-Max motor ve şanzıman uyumu
konusunda beğenimizi kazanıyor.
~Süspansiyon sisteminin konforlu
ve sportif yapısı ise 1660 mm yüksekliğinde
olan aracın
beklediğimizden
çok daha iyi
bir ataklık sunmasını sağlıyor.
Büyük gövdesi ile fren performansı
konusunda ise S-Max güvenlik sınırının
altına rahatlıkla inen bir yapıyı
sunuyor. Yönlendirme kabiliyeti
açısından hem şehir, hem de otoyol
kullanımlarında isteneni veriyor.
Sonuç
Ford S-Max tasarım konusunda
aile araçları arasında karşımıza
çıkan en iyi seçeneklerden biri.
Kaliteli detayları ile dikkatleri
üzerine toplayan bir araç olan
S-Max aynı zamanda dinamik
formu ile aile otomobillerinin
arasında farklı görünüyor. Önden
bakıldığında sportif araçlara
gönderme yapan bir formunun
olduğunu bile düşündüğümüz
S-Max,
yaşam alanına
geçildiğinde
ise
tam bir aile
aracına dönüşüyor. Yedi koltuklu
ve koltukların hepsinin
rahatlıkla kullanılabildiği bir araç
olmasının yanında, ferahlık
ve genişlik konularında da beğeni
topluyor.
Bir yanıt yazın