Sipariş kabul edilmiyor.Yani altın, platin, kredi kartınızın rengi ne olursa olsun işe yaramaz: Bazı otomobiller vardır ne Hedge fonu yöneticileri nede futbolcular satın alabilir.İşte Mercedes’in yeni F Serisi de böyle bir otomobil. F, fantezinin F’si! Eğer Mercedes bir aracının üzerine F harfi koyduysa bu, o otomobilin türünün tek örneği olduğu anlamına gelir, yani satın alınamaz, paha biçilemez. Neyse ki bu otomobiller “yanlarına yaklaşılamaz” değiller! Çünkü bu sayede, dünyadaki ilk gazeteciler olarak, en azından direksiyonuna oturabildik. Eğer bu yeni Mercedes’in en azından türevlerine ulaşabilmek istiyorsanız, birkaç yıl daha beklemeniz gerekecek. Çünkü F 800, aslında 2013 yılında piyasaya çıkması beklenen yeni C Serisi’nin bir ön tasarım modeli. Yumuşak yuvarlaklıklardan kaslı formlar ve LED’li farlara kadar birçok tasarım unsurunu yeni Mercedes C Serisi’nde göreceğiz. Heybetli ön ızgara ve hareketli iç mekan tasarımı da bunlara dahil: Avantgarde paketinde iç mekan böyle görünecek. Bu otomobili yakından inceleme fırsatı bulan ilk gazeteciler bizleriz. Hem de her yönüyle. Öncelikle F 800’ün gerçekten hoşumuza gittiğini söylememiz gerekiyor. Aracın yeni dizayn dili, sert köşe ve kenarlardan vazgeçilip şıklık ve zarafetin Mercedes’e yeniden döndüğünü müjdeliyor. Akıcı çizgiler, uzun dingil mesafesi (2.92 m) ve çok kısa tampon-tekerlek mesafeleriyle ortaya bir otomobil çıkmış. Aslına bakılırsa 4.74 m’lik uzunluğu ve 1.94 m’lik genişliğiyle F800 yeni C Serisi’nden daha büyük. Ayrıca tasarımcı elinden çıkmış 20 inçlik jantlar da seri üretim versiyonda bulunmayacak. Ancak Mercedes, sürüş keyfinin korunacağı garanti ediyor.~ Mercedes’te tasarım devrimi F 800 ile başlayacak Sıra deneme binişinde. Öncelikle kapıları açıyoruz. Arka kapıyı açmak için bir düğmeye basmak ve biraz beklemek yeterli: Menteşe dışa doğru çıkıyor ve kapı, karosere paralel olarak kendi kendine geriye doğru kayıyor. Arkada bu ilginç ve modern kapı türüne yer verilirken, öndekiler aynı kalmış. Bu kapı konseptinin diğer bir ilginç ayrıntısı ise B sütunun bulunmaması. Bu sayede iç mekanı herhangi bir kesinti olmadan dışarıdan izleyebiliyorsunuz. Bu tasarımın çok ilginç olduğu da en az yeni C Serisi’nde kullanılmayacağı (ve pahalı olduğu) kadar kesin. Aynı şey iç mekandaki ahşap unsurlar ve magnezyum alaşımlı koltuk iskeletleri için de geçerli: Vücudunuzu sanki bizzat sizin için tasarlanmış gibi kavrıyorlar. İç mekandaki atmosfer de kesinlikle çok farklı. Çünkü neredeyse her şey havada yüzüyormuş gibi duruyor ve akıyormuş gibi yumuşak geçişler yapıyor. Direksiyon simidi bile artık yuvarlak değil. Aydınlık renklerde bolca ahşap, bolca ışık (polikarbonat-plastik alaşımından üretilmiş ışık geçiren tavan sayesinde) ve bolca başka şov unsuru. F 800’ün iç mekanı tek bir mesaj veriyor: Güncel klasik unsurlardan vazgeçmek mümkün. Ancak bu tasarımın tek amacı şov veya farklılık arayışı değil. Örneğin F 800’ün sahip olduğu özel yeteneklerden biri aşırı ferah iç mekan hissi. Bu etki, kokpitin ön yolcu tarafında sadece basit bir çıkıntıya dönüştürülmüş olması. Arkada ise coupe hissi hakim: Alçak tavan çizgisi baş mesafesini azaltıyor. Bunun dışında Mercedes mühendisleri, gün geçtikçe karmaşıklaşan teknolojilerle insanların nasıl başa çıkabileceği üzerinde de kafa yormuşlar ve HMI sistemini geliştirmişler: Human Machine Interface (insan-makine arayüzü) ve Cam-Touch-Pad. Sistem şöyle çalışıyor: Sürücü orta konsoldaki dokun matik bir yüzeyde dolaştırarak Comand sisteminin komutlarını arıyor ancak bu sırada eli kızılötesi bir kamera tarafından görüntüleniyor.~ Kameranın yakaladığı görüntüler, üzerinde sistem mönülerinin dokunulacak yerlerinin de gösterildiği merkezi monitörde saydam bir el şeklinde görülüyor. Kontrol rahatlığı dışında sistem, sürücünün gözünü yoldan daha az ayırmasını da sağlıyor. Yansıtmalı ekran da ilginç ve faydalı donanımlardan biri: Kokpitteki çok fonksiyonlu göstergeye entegre edilen bu ekran, üzerindeki bilgilerin aslında olduklarından daha uzakta görünmesini sağlayarak sürücünün odaklanmasını kolaylaştırıyor. Neticede yardımcı elektronik sistemlerin sayısı da gittikçe artıyor. Bunların en yenilerinden biri de sıkışık trafikte takip asistanı: Stereo kameralar ve radar sensörü yardımıyla sistem, öndeki aracı sürücünün müdahalelerine gerek kalmadan yani otonom yönlendirme yaparak takip edebiliyor. Hem de virajlarda bile. 40 km/s’ye kadar hızlarda çalışan sistem, dönüş açısı 30 dereceyi aştığında devre dışı kalıyor. Bunca yardımcıya rağmen bir kaza riski ortaya çıktığında ise bu kez, Pre-Safe-360 derece sistemi devreye giriyor: Aracın tüm çevresini tarayan bu yeni nesil Pre-Safe, örneğin arkadan çarpma riski algıladığında, kafalıkları sertleştirip fren yapıyor. F 800 gerektiğinde trafiği kendi başına takip edebiliyor Mercedes F 800’ün ilerici ve yaratıcı özellikleri bu kadarla sınırlı değil. Buradaki en ilginç unsurlardan biri ise multi-motor-platformu. Bunun anlamı ise F800’ün, gelecekte kullanılabilecek olan her türlü motor konseptine uygun bir araç olduğu: İçten yanmalı, yumuşak hibrid, plug-inhibrid, elektrik motoru, yakıt hücresi… Ancak bunlar arasındaen yakın zamanda hayata geçirilmesi mümkün olanı, hibrid çözümler. Mühendislerin F 800’deki yakın gelecek favorisi, lityum-iyon akünün şehir şebekesinden deşarj edilebildiği (plugin) bir tam hibrid sistemi. Aracın 3.5 lt’lik benzinli V6 motoru (300 HP) bu sistemde, 109 HP’lik bir elektrik motoruyla birlikte çalışıyor. Arka koltukların altında konumlandırılan lityum-iyon akü, sadece elektrikli kullanımda maksimum 30 km menzil (bu sırada hız 120km/s’de limitlendiriliyor) sunuyor. 30 km’nin sonunda ise ya benzinli motor devreye giriyor yada bir priz bulmanız gerekiyor.~ Elektrikli kullanım menzilinin navigasyon ekranında bir daire şeklinde gösteriliyor olması da faydalı oluyor. Mercedes’in bu kombinasyon için açıkladığı teknik veriler gerçekten etkileyici. Tamam, 409HP’lik toplam sistem gücü teorik bir değer ama 4.8 sn’lik 0-100km/s hızlanma süresi makul bir rakam. Maksimum hızı 250 km/solan 1.7 tonluk bu otomobil, 100km’de 2.9 lt yakıtla yetinebilecek ve kilometrede atmosfere sadece 69 gram karbondioksit salacak. Ancak burada bir problem var: Norm parkurda katedilen mesafelerin büyük bir çoğunluğunun, şehir şebekesinden şarj edilen akülerle sadece elektrikli kullanımda ölçülmüş olması. Eğer şarj noktası bulamaz ve benzinli motorun devreye girmesine izin verirseniz, gerçek tüketim rakamları modern bir dizel seviyesine çıkacaktır. Bunun dışında açıklanan CO2 salınım miktarı, şarj için kullanılan elektriğin tamamının geri dönüşümlü kaynaklardan elde edilmiş olduğu varsayımı için geçerli. Ancak günümüz şartlarında böyle bir şeymümkün değil. Durum böyle olunca bu rakamlara biraz şüpheyle yaklaşmak pek de yanlış olmaz herhalde. Hibrid sistemi kısa bir süre içinde Mercedes’in seri üretim versiyonlarında boy gösterecek olmasına rağmen F 800, aslında çok daha ileri tarihleri hedefleyen bir araç: Yakıt hücresi. Sistem; ön kaputun altında konumlandırılan yakıt hücresi ile hidrojeni oksijenle birleştirerek elektrik üretiyor, üretilen elektrikle aküyü şarj ediyor, akü ise136 HP’lik elektrik motorunu (arka aksa entegre edilmiş) çalıştırıyor. Bu sistem 180 km/s maksimum hız ve 11 saniye civarında 0-100 km/s hızlanma değerleri için yeterli. Aracın menzili ise 600 km olarak açıklanıyor. Yakıt hücresinin en önemli avantajı çevreye zararlı hiç bir gaz üretmiyor olması: Hücre içindeki reaksiyon sonucunda ortaya sadece su buharı çıkıyor. Diğer traftan sistemin dezavantajları da var: Hidrojen üretimi çok fazla enerji gerektiriyor, 700 bar basınçlı hidrojen dolu depolarla dolaşıyor olmak korku verici olabilir ve geniş yayılımlı hidrojen ikmal istasyonu ağı henüz yok.~ Aslına bakılırsa bu tür sorunlar mühendislerin yaratıcılıklarını kesinlikle etkilemiyor. Neticede onlar için önemli olan tek şey vizyonları. Ayrıca geçmişte imkansız olduğu düşünülen birçok şey bugün hayatımızın içinde.Kesin olan tek şey, F 800’ün barındırdığı yenilikçi fikirlerin birçoğunu ileride Mercedes otomobillerinde göreceğimiz.
SONUÇ
Model adının sonundaki “Style” kelimesini F 800 kesinlikle hak ediyor. Uzun zamandır hiçbir Mercedes bu kadar stil sahibi olmamıştı. Eğer F 800 kadar etkileyici özelliklere sahip olursa yeni C Serisi de kesinlikle bir başarı hikayesi yazacaktır: Hoş tasarım, ilerici teknolojik detaylar, hibrid sistem..
Fiat’tan yıl sonunda uçuran fırsat!
Türk Hava Yolları ve Fiat’tan yılın son kampanyası!
Bir yanıt yazın