Kalbiniz mi hızlandı? Aynı anda elleriniz terliyor ve midenizde de tatlı bir kasılma mı var? Böyle bir randevuda heyecanlı olmanız gayet normal. Torino’nun Cambiano adlı bu tenha banliyösünde üç efsane ile randevumuz var: Cisitalia 202, Nash Healey Spider ve Lancia Florida II. Aynı 1960’larda Gina Lollobrigida, Sophia Loren ve Claudia Cardinale’nin buluşması gibi… Burada konumuz tarih. Çünkü İtalya’nın en ünlü karoser üreticisi Pininfarina bu yıl 80’inci yaşına basıyor ve kutlamalara biz de davetliyiz. 11 kardeşin en küçüğü olduğu için sadece “Pinin” yani “küçük” olarak adlandırılan Battista Farina, 22 Mayıs 1930’da işe başladığında, gerçekten çok küçük bir firma kurmuştu. Her zaman daha fazlasını istediğinden, gözü her zaman devrimde olduğundan Pinin, bu işe başlamak için kardeşinin firmasındaki işinden istifa etmişti. Battista’nın hayalleri, yarattığı çığır açıcı fikirlerle gerçekten gerçek oldu. Örneğin Cisitalia 202, New York Modern Sanatlar Müzesi’nde sürekli sergilenen ilk otomobil oldu. 1951’de İtalya’da yaratılan Nash Healey, Alfa ve Ferrari’den çok önce ABD’lilerin kalbini çaldı. Lancia Florida II ise, spor otomobil hatlarını sade bir sedanın çizgileriyle harmanlayan deha ürünü bir crossover çalışmasıydı. Pininfarina’nın bu üç eseri de zamanlarının çığır açan modelleriydi. Bunu anlayabilmek için tek bir sayı yeterli: 1947! Yani Cisitalia’nın tanıtıldığı yıl. Otomobil dünyası savaşın şokunu yaşıyordu: Çizgiler baroktu, çamurluklar karoserin dışındaydı, farlar ise kurbağa gözlerini andırıyordu. Pininfarina’nın ince, radikal ve modern spor coupesi piyasaya çıktığında hepsi birer dinozor gibi görünmeye başlayı verdi.~ O kadar zamandan bağımsız, o kadar fonksiyonel ve sıkıcılık ve modadan o kadar uzaktı ki, başka bir gezegenden gelmiş gibi görünüyordu. Ne yazık ki Cisitalia bir ticari başarı elde edemedi. Ancak bu genç tasarım, ustasına tüm dünyanın kapılarını açarak önemli bir başlangıç oldu.
Ferrari ve Pininfarina evleniyor
Karoser üreticileriyle otomobil üreticileri arasındaki belki de en büyük evlilik, 1951 yılında Torino ile Maranello arasındaki “Il Girrarosto” adlı restoranda başladı. Böylelikle Battista Pininfarina ve Enzo Ferrari birbirini buldu. Ferrari daha sonra “birimiz güzel kadınları, diğerimiz ise bunlar için en güzel kıyafetleri buluyordu” demişti. Ferrari Dino ve 365 GTB/4 Daytona, ikilinin yarattığı çok sayıda deha ürünü modelden sadece ikisi oldu. Elde karoser üreten firma, zamanla bir endüstri şirketi haline geldi. Bugün Pininfarina, Haute Couture dışında çoğu milyonlarca satan konfeksiyon ürünleri de üretiyor. Örneğin çok yüksek bir başarı sağlayan orta sınıf Peugeot’lar 403, 404 ve 504, Farina’nın elinden çıkan modellerdi. 1961 yılında Battista Farina, soyadıyla lakabını birleştirerek firmasına resmi olarak Pininfarina adını verdi. 40 yıldan uzun bir süre boyunca Pininfarina, Peugeot için, 205’ten 406 Coupe’ye kadar, en çok satan modelleri çizdi. Daha sonra yönetim, en az kurucusu kadar yetenekli olan oğul Sergio’ya geçti. Sergio Farina’nın BMC-1800 bazlı konsepti Aerodynamica 1967 yılında tüm otomobil dünyasını etkiledi. Citroen GS ve CX, Alfa Romeo Alfasud, Lancia Gamma ve Rover SD1… Tümü bir şekilde bu ilerici BMC prototipini hatırlatıyordu.~ Pininfarina ise bunu bir övgü olarak kabul ediyordu: “Eğer birileri fikrimizi kopyaladıysa, bu o fikriniyi olduğu anlamına gelir.” Pininfarina’nın çizgileri bugün bile kopyalanmaya devam ediyor. Benzer bir durum, Battista Pininfarina’nın kişisel otomobili olarak kullandığı Lancia FloridaII için de geçerliydi: Koca bir otomobil kuşağı bu otomobilden etkilendi. Kaputun çamurluktan alçak bir noktada sona ermesi o zamanlar sadece yarış otomobillerinde rastlanan bir özellikti. Yani büyük bir sedanda böyle bir tasarım hiç kullanılmamıştı. Ayrıca yüzgeç şeklinde kuyruklara ve kelebek kapılara sahipti ve belirgin bir trapez formu sergiliyordu. Yan çizgisini bölen çıta yerine otomobilde, saca verilmiş bir ütü izi kullanılmıştı. Böylelikle ışığın forma kavuşturulması,1950’lerin sonu için tam bir sansasyon olmuştu. Yakın zamanda kadar otomobil tarihi, Pininfarina için güzel sayfalar yazmadı. Sürekli daha fazla üretici, hatta Peugeot bile anlaşmaları sona erdirdi ve firma ekonomik zorluğa düştü. Tam iyileştirme projesi şekillendiğinde firmanın şefi ve kurucunun torunu olan Andrea Pininfarina bir kazada öldü. Şu sıralar bu köklü firma, geleceğe yeniden umutla bakıyor. İnsanı derinden etkileyen konsept çalışması 2uettottanta, stil olarak yeni bir başlangıcı işaret ediyor. BlueCar adlı elektrikli otomobilin ise Torino’daki fabrikanın kapasitesini zorlaması bekleniyor. Son olarak ise Pininfarina, DeTomaso markasının yeniden doğuşunda da söz sahibi olacak. Şu sıralar tasarımcılar, çok gizli tutulan bir SUV üzerinde çalışıyor. İddialara göre bu etkileyici araç, bir Pininfarina’da olması gerektiği gibi, tüm heybetine rağmen formuyla kalpleri hızlandıracak, kitleleri heyecanlandıracak. ~“Güzellikleri seri olarak üretmek istiyoruz”
Sayın Pininfarina, bugünlerde firmanız 80’inci yılını kutluyor. Geriye baktığınızda en çok neden gurur duyuyorsunuz?
SP: Firmamızın gelişiminden gurur duyuyorum. Başlarda zengin insanlar için türünün tek örneği olan araçlar üretiyorduk. Babam ise güzellikleri seri olarak üretme fikrine uzun yıllardır sahipti. Durum böyle olunca bu küçük karoser üreticisi, büyük bir endüstri şirketi haline geldi.
Pininfarina’nın başarısını nasıl açıklıyorsunuz?
SP: Üç ilkemiz var. Eğer varsa geleneğe saygı duyarız. Örneğin bir Alfa üreteceksek marka hissini araca aktarabilmek güzel bir şey. İkincisi fonksiyonellik. Sadece etkileyici olmak için bir şey üretmeye ikna edilirseniz, başarınız kısa süreli olur. Üçüncüsü ise, gerçek birilerleme getirmeyen hiçbir şeyin mantıklı olmadığına olan inancımızdır.
En sevdiğiniz araç konseptiniz hangisi?
SP: Fonksiyonel olmalı. Bir coupenin sportifliği ile bir stationın geniş iç mekanını kombine etmek üzerinde kafa yoruyorum. Bugüne kadar lüks sınıfta hiçbir üretici buna yanaşmadı.
Bir yanıt yazın