Bir aracın güçlü görünmesine önem veriyor
musunuz? Ve elbette bolca paranız da var
mı? Karizmatik olmak ve girdiğiniz her
ortamda dikkat çekmek, hatta sol şeritte ilerlerken,
siz yol istemeden önünüzün olabildiğince açılmasını
arzu etmez misiniz? Eğer bunlar ve benzeri birçok
soruya evet yanıtını veriyorsanız, kesinlikle doğru bir
sayfaya bakıyorsunuz.
Mercedes GL 350 tüm bu karakterleri bünyesinde
barındıran hatta çok daha fazlasını sunan bir araç.
Karizmatik karakterinin altında son derece başarılı
bir şekilde çalışan mekanik aksam bulunuyor. Bu
mekanik aksam birazdan da anlatacağım gibi tam bir
bütün halinde, kusursuz çalışıyor. Neredeyse 500 bin
TL sınırına dayanan fiyatı da, özellikleri kadar yakıcı
elbette. Düşünsenize, sayısal lotoyu tutturmuşsunuz
1 milyon TL kazanmışsınız, müthiş bir duygu içindesiniz,
ama kazandığınız o parayla sadece 2 tane
GL alabiliyorsunuz
Bu otomobilin tasarımından ve yaşam alanından
çok fazla söz etmeye gerek görmüyorum. Zaten sayfalarımızı
süsleyen fotoğraflarında, onu tüm ihtişamı
ile gözlerinizin önüne, olanca güzelliği ile serdik.
Yaşam alanında ise konfor, kalite, genişlik gibi
konularda Mercedes karakteri bile, bir adım ileriye
taşınmış durumda. 7 koltuklu yapısı ve koltukların
hareket kabiliyeti sayesinde yaşam alanını, evinizin
salonu gibi şekillendirmeniz bile mümkün.
Şimdi gelelim bu aracın sürüş karakterine. Öncelikle
5120 mm uzunluk, 1850 mm yükseklik ve aynalar dahil 2141 mm’lik genişliği ile tam anlamıyla
küçük bir tankın sürücü koltuğuna oturmak üzere
olduğunuzu düşünmenizi istiyorum. ~Bu kesinlikle
alışkanlık gerektiren bir durum. Daha önce böylesine
büyük gövdeye sahip bir aracı kontrol etmediyseniz,
biraz alışma süresine ihtiyacınız olacak. Fakat daha
sonrasında gücü ve güçlü görünmeyi kavramaya
başlayacaksınız. GL tüm heybeti ile damarlarınıza
işleyecek ve şuna emin olun, yüzünüzde son derece
belirgin bir gülümseme tüm içtenliği ile belirecek.
Heybetli bir yapısı olmasına rağmen görüş açıları konusunda
sıkıntı yaşanmıyor. Fakat böylesine büyük
gövdeli bir araçta geri görüş kamerası olmamasına
bir anlam vermek de mümkün değil. Artık küçük sınıfta yer alan araçlarda bile görmeye alıştığımız,
modern geri görüş kameralarının eksikliği bana göre
GL’nin karizmatik yapısına önemli bir darbe indiriyor.
Bunu kabul etmek çok mümkün görünmüyor.
Adaptif süspansiyon sistemi bu aracın bana göre
önemli özelliklerinden biri. Sürüş koşullarının değişen
şartlarına çok kolay adapte oluyor ve sizin her
zaman konforlu ve güvenli bir yolculuk yapmanızı
sağlıyor. Buna birde Airmatic havalı süspansiyonun
eklendiğini görünce, GL’nin en önemli sırrını da
keşfetmiş oluyorum. Onun görevi benim! Ve ben
ne istersem yapabilmek için tasarlanmış. Yaptığım
tüm deneme sürüşlerinde beklentilerimi karşıladı
ve istediğim ne varsa tereddüt bile etmeden yerine
getirdi. Bu sırada sevdiğim yanlarından biri motoru
oldu elbette, ama güçlü motorun özelliklerini çok
anlatmaya gerek yok. Ekonomik ve performanslı bir
ünite ve görevini başarıyla yerine getiriyor. 7G-Tronic
Plus adı verilen otomatik şanzımanı da sevdiğim
yanlarından oldu. Büyük gövdenin hareket kabiliyetini
rahatlıkla sağlıyor ve neredeyse hiç bekleme
yaşamıyor. ~Zaten fabrika verilerine göre 2.5 ton
ağırlığındaki bu gövdenin, 0-100 km/s hızlanmasını
7.9 saniyede tamamlaması da bunu ispat ediyor. Dört
tekerlekten çekiş sistemiyse onu, tam bir yol canavarı
haline getiriyor. Önüne çıkan engellerin üstesinden
başarıyla geliyor ve sürüş sırasında haykırıyor: “Ben
bunun için yaratıldım.”
Sonuç
Mercedes GL tüm ihtişamı ile karşımda duruyordu ve
onunla buluşmaktan her zaman olduğu gibi büyük bir
keyif aldım. Yüksek bir fiyat etiketine sahip olması
nedeniyle onu sadece test sırasında kullanabileceğimi
de biliyordum. GL ile birlikte olduğum günler
boyunca, ondan istediğim ne varsa bana verdi. Ben
güçlüyüm, bana hedefi göster yeter, diyen tepkileri
ile sorun yaşamadığım ve sorunları rahatlıkla aştığım
araçlardan biri oldu.
Yorum yazın