Sanıyorum, 64. IAA’nın afişi
hazırlanırken, fuar organizasyonu
ile katılımcı markalar
arasında iyi bir haberleşme
olmamış… Çünkü, “Gelecek
geldi ve geleceğin teknolojileri
artık araçlarımızda standart donanımda
bulunuyor!” demek isteyen
Almanya’nın “OSD”si yani
VDA, ziyaretçileri fuara davet
ederken, biraz fazla “uçmuş”!..
Örneğin, şu anda yolların en
başarılı hidrojenli Fuel Cell otomobili
olarak kabul edilen Honda
FCX, çevreye “sıfır” zararı
olan o harika yürür aksamıyla
1 Milyon Dolarlık bir fiyat etiketine
sahip. Küçücük Opel
Corsa’ya koydurtabileceğiniz elektronik
gözler, gece görüşleri,
radarlar, park sensörleri, 3G
internet bağlantıları da harika,
fakat Corsa’nın fiyatı Insignia’yı
sollayabilir!.. Normal modellerinin
yanında Audi’nin, BMW’nin
yepyeni hibrid modelleri de artık
satışa çıktı; ancak fiyatlarını
sakın sormayın, çünkü bir anda
çevre düşmanı olabilirsiniz!..
Aynı tepkiyi elektriklilere karşı
da göstereceksiniz!..
Yani, geleceğin teknolojilerinin
artık standart olmadığını,
hepsinin opsiyon, hatta çok pahalı
ekstra donanımlar olduğunu
söylemek istiyorum.
Daha güvenli
araç kullanmak,
sadece yolda değil
araç içinde,
internet dünyasında
da gezinmek,
çocuklarımızın
geleceğinin daha solunabilir
olmasını kim istemez?!..
Fakat, tüm bunlar için bu kadar
yüksek bedel ödemek, hiç keyifli
değil! Elbette, yeni bir teknoloji
ilk kez üretildiğinde fiyatı
çok pahalı olacak, yıllar içinde
geliştirildikçe ve üretim adetleri
artırıldıkça fiyatı aşağıya inecek.
Ancak, elektrikli bir aracın
fiyatının normal otomobiller kadar
olması için 15 yıl beklemek
istemiyorum! Artık benzinli motorların
muhteşem geri dönüşü
kutlanıyor!.. Yükselen teknolojilerin
verdiği imkanlarla, artık
en hassas şekilde ince ayarları
yapılmış olan benzinli motorlar,
artık çok küçük silindir hacimlerinden
devasa performans
sunabiliyorlar ve bu arada da
çok az yakıt tüketip, çevreyi de
neredeyse hiç kirletmiyorlar…
Frankfurt’ta sergilenen Ford
Focus’un 1.0 EcoBoost motoru,
şu anda bilinen tüm hibridlerden
daha çevreci ve yollarda
denenen tüm elektrikliler kadar
“yeşil”!.. Nasıl diye sorarsanız;
elektrikli araçların bataryalarının
ve kullandıkları elektriğin
“ne kadar” çevreci yollarla üretilip
kullanıma sunulduğunu
düşünmenizi rica ederim.
Otomotiv “dev”leri, ütopik
yeşil dünya fikrinin romantizminden
bile para kazanmak istiyorlar…
2.500 USD maliyeti olan volüm
araçların 25.000 USD’ye satılıyor
olması gibi, aslında hızlı
bir küresel network oluşturarak
batarya kapasitelerinin çok
daha hızlı geliştirilmesi ve çok
yüksek adetlerde üretilerek fiyatının
ucuzlatılması, mümkün!
Üç boyutlu olarak baktığımızda
küresel olan, kağıt üstünde
yani iki boyutta sadece
bir yuvarlaktır!.. Otomotiv
“dev”lerinin üç boyutun derinliği
varken, iki boyutun yüzeyselliğinde
davranmaları, hiç hoşuma
gitmiyor!..
Hatta, bizler gibi otomobil
tutkunlarının kalplerine ulaşılabilecek
bir duygusallık, yani
4. Boyut bile varken…
Bir yanıt yazın