“Yükselme odaklı, moda, kültür ve tasarıma ilgi duyan, kendi ayakları üzerinde durabilen bilinçli genç bayanlar…” Hayır, bu satırlar bir gazete ilanı değil, Audi satış sorumlularının uyguladığı bir pazarlama stratejisi. Eskiden olsaydı sadece “varlıklı ailelerden, yüksek mevkilere çıkabilmiş kız ve erkek çocukları, zevk ve para sahibi genç insanlar” tarzında daha basit bir satış politikası belirlenirdi. Durum böyle olunca büyük şehirlerde yaşayan, tarzların yönlendirdiği hayatı benimsemiş genç kadınları (ki bunlara erkeklerde de dahil olabilir) hedeflemek Audi ailesinin bu en küçük üyesini pazarlamak için daha uygun olacaktır. Ancak burada başka bir slogan da gündeme gelebilir: Ne kadar küçük otomobil, o kadar çok para. Slogan böyle olunca beklentilerde yüksek olacaktır. Peki ya fayda? Bunun cevabı otomatik olarak evet olmayacaktır. Çünkü ilk olarak piyasada, bu türde birçok rakip var. Ayrıca eğitimli ve yükselme odaklı genç kadın ve erkekler hesap-kitap işinden de gayet iyi anlıyor. İnce hesaplara girildiğinde, VW’nin son nesil Polo’sunun bu sınıfta çıtayı çok yükseklere çıkardığını hemen görülecektir. Polo’nun kaderin garip bir cilvesi olarak Audi A1’e hayati parçalarını veriyor olması ise durumu daha da ilginç hale getiriyor. Genç kadınlar, tüm otomobil tutkunlarının yerine hesap-kitap işini bu kez biz yükleniyoruz.~ İlk karşılaştırma için Audi 1.4 TFSI Ambition donanımlı 122 HP’lika 1’in karşısına, 105 HP gücündeki 1.2 litrelik High line donanıma sahip Polo’yu ve aynı segmentte bulunan iki oyuncuyu daha konuk ediyoruz. Fiat’in 135 HP’lik 500 Abarth modeli performans açısından rakipleriyle başa çıkabilecek özelliklere sahip. Citroen’in A1’e olan cevabı ise DS3 VTi 120 SoChic oluyor. Peki bu genç kadınların kalbini ama hangi model kazanacak?
Gümbür gümbür geliyor
Fiat 500 Abarth 235 PUAN
Retro tasarımın zirvesi: Fiat 500 tıpkı 1960’lı yıllardaki atası gibi sevimli bakışlara sahip. Vahşi akrep haliyle ise motorsporlarını sporseverlerin ruhuna hitap ediyor. Buradaki akrep resimli logo, sert karakterini ve ateşli motoru temsil ediyor. 500 Abarth’ın 1.4 litrelik turbo beslemeli motoru bu sınıfının en güzel sürprizleri arasında yer alıyor. Dört silindirli motor canlı bir karakter sergilerken kısa bir turbo boşluğu molasının ardından gerçek gücünü ortaya koymasını bilirken rakiplerini her koşulda geride bırakmayı biliyor. 500’in sıkıntı çektiği konu ise rakipleri A1 veya Polo gibi bu gücü asfalta istenilen seviyede taşıyamaması. Tutunma sorununu 500 Abarth, asfalta bol miktarda kauçuk bırakarak çözmeye çalışıyor. Fiat 500’ün yakıt tüketimi o kadar fazla ki bu durum günümüz kadınların sevmediği türden. ~Abarth’ın 7 lt/100 km’nin üstündeki yakıt tüketimi, puan hanesine olumsuz olarak yansımanın yanında, korkutucu savaş boyalarının boşunca çizilmediğini gösteriyor. Buna karşın Abarth, viraj performansı ile göz dolduruyor. Virajları neredeyse dik açılarla dönerken adeta caddelerin tozunu alıyor. Hissiz direksiyon ile yeterince zayıf koltuklar ise sürüş keyfini gölgeleyen unsurlar. Cırtlak kırmızı renkli ön koltukların özellikle yan destekleri çok zayıf kalıyor. Süspansiyon ise aşırı sert yapısıyla yolcuların dayanma sınırlarını zorluyor: Yoldaki dalgalanmalar veya çukurlar hem otomobili hem de yolcuları iyice sarsıyor. Sonuç olarak eğer konfor arıyorsanız bakacağınız adres VW olmalı ve bu durum iç mekan konusunda da geçerli: Dedesi gibi Fiat 500’ün de iç mekanı aşırı küçük.
Sürüden ayrılıyor
Citroen DS3 VTi 120 SoChic 264 PUAN
Acaba asıl amaç farklı olmak mı? Söz konusu Fransız Citroen olunca cevap “evet” olabilir. Sonuçta Citroen DS3, rakiplerinde olmayan birçok sıra dışı ayrıntısı ile dikkat çekiyor. Örneğin parfümleme sistemi, yan camdaki köpekbalığı yüzgecini andıran çizgi, renkli ön konsol tasarımı… Citroen’in küçük sınıftaki elit rolü oynayan temsilcisi, konforu destekleyen özelliklerle yolcularını rahat ettiriyor. Havadar iç mekan ve sertliği iyi ayarlanmış koltuklar konforu desteklerken, arka koltuklar da yolcularını rahat ettirmesini biliyor. ~Özellikle arka koltuklarda insan, rakipleri Audi ve Fiat’ın aksine, gerçekten rahat ve dik bir şekilde oturabiliyor. 1.6 litrelik atmosferik motor da beklentileri karşılıyor ve Audi ve VW’de görev alan TSI makineler gibi sessiz çalışmak yerine daha canlı ve daha tutumlu olmayı başarıyor. DS3 başka alanlardaki cimrilikleriyle dikkat çekiyor. Örneğin şanzıman sadece 5 ileri vitese sahip ve vites geçişleri de VW’den daha kemikli. Fiat’ın standart donanımında yer alan ısıtmalı dış dikiz aynası ise Citroen’de opsiyonel sunuluyor. Fransızlar diz havayastığını ise hiç sunmuyorlar. DS3’ü bu sınıfın güvenli bir öncüsü olarak sınıflandırmak mümkün değil. Bunun haricinde sert yürüyen aksama sahip olsa da Citroen DS3’ü bir viraj ustası olarak tanımlamak hata olur, çünkü ön tekerleklerin üzerinde çok erken kaymaya başlıyor. Bu tür durumlarda ESP çok sert bir şekilde devreye girerek otomobili doğru çizgiye sokuyor. Durum böyle olunca DS3, eksantrik yapısına rağmen ancak üçüncü olabiliyor.
Polo’nun zarif versiyonu
Audi A1 1.4 TFSI Ambition 286 PUAN
Audi’nin hedefi belli: A1 ile de premium olmak. Yani lüksü ve yüksek sürüş dinamiği birleştirerek başarı elde etmek istiyor. Bu iddiaların doğruluğunu rahatlıkla onaylayabiliyoruz. ~A1 çok iyi işlenmiş bir otomobil ve hem birçok yenilik sunuyor hem de pahalı donanımlarıyla öne çıkıyor. Ancak anahtarsız giriş, dijital radyo alıcısı, hard-diskli navigasyon gibi donanımlar standart değil. Çok keyifli, rahat, izine sadık ve güvenli sürüş özellikleri artı puanlar getiriyor. Sportif ama aşırı sert olmayan süspansiyon ve ince ayarlara sahip ESP çok beğeniliyor. Olumsuz taraf ise bu keyfi sadece ön sıradakilerin yaşayabiliyor olması. Arkada seyahat edenlere fazla alan bırakılmadığı gibi baş mesafesinde de ciddi sorunlar var. Bire bir karşılaştırma yapmak gerekirse rakibi Polo, A1’den tam 7 cm daha fazla bir baş mesafesi sunuyor. Bagaj alanı ile yükleme kapasitesi gibi konular söz konusu olduğunda da A1 rakiplerinin gerisinde ve günlük kullanıma uygunluk konusunda puan kaybediyor. Daha güçlü turbo motoru sayesinde Audi, VW’yi tüm disiplinlerde(hızlanma, esneklik ve 203km/s’ye 190km/s maksimum hız gibi) geçmesini başarıyor. Bunun açıklaması ise oldukça basit. Ana firma VW, iki otomobilde aynı motorun kullanılmasına izin vermiyor. En azından şimdilik. Daha yüksek güç ve daha iyi hızlanma değerleri, VW Polo’dan 0.2 lt/100km fazla tüketim olarak geri dönüyor. Akıllı yol bilgisayarı ve start/stop sistemine rağmen yakıt tüketimini düşüremeyen A1 hanesine eksi puan olarak yansıyor. ~Zaten masraf ve baz fiyat açısından ele alındığında A1 rakiplerinin karşısında zorlanıyor. Ambition donanım paketi Audi’nin hedeflerine uygun olabilir fakat karşılaştırmamızda birinci olabilmek için yeterli değil.
Örnek öğrenci
VW Polo 1.2 TSI 293 PUAN
Çok yönlülüğün kelime anlamı Polo’da tam karşılığını buluyor. İşçilik Audi’ye oranla zayıflık gösteriyor olsada genel olarak kalite seviyesi bu sınıf için gayet yüksek. VW Polo tüm disiplinlerde başarılı dengeler kurmayı başarıyor. Karşılaştırmanın en iyi süspansiyon ayarlarına sahip olması en bozuk zeminleri bile neredeyse ütülüyormuş gibi geçmesini sağlarken, virajlarda güvenli bir şekilde izine sadık kalmayı da başarıyor. Karşılaşmaya en zayıf motoruna sahip olması nedeniyle Polo, hem oldukça yumuşak bir karakter çiziyor hem de uzun tutulan vites oranları sayesinde tutumlu olmasını da biliyor 6.2 lt/100 km’lik yakıt tüketim değerine bu karşılaşmada hiçbir rakip yakalaşamıyor. Güç eksikliğine rağmen Polo, performans disiplinlerinde çok fazla gerilerde kalmıyor. Hatta kendisinden daha güçlü olan Citroen’in karşısında bile 0-100 km/s hızlanmada daha iyi bir sonuca imza atıyor.36.2 m’lik etkileyici fren mesafesi de bu sınıfta örnek alınması gereken bir rakam. Polo’nun bu tür başarılı özellikleri zaten biliyorduk. ~Ancak finansman para konusunda da başarılı olması ise yeni bir şey. Hatta zengin Highline paketiyle bile Polo, karşılaştırmanın en pahalı otomobili değil ve 17 bin 425 Euro’luk Almanya fiyatı çok sayıda donanım kalemi dahil: Klima, hatta ısıtmalı koltuklar bile standart. Bu sonuçtan Polo’nun uygun bir fiyata sahip bir araç haline geldiği anlaşılmamalı. Çünkü geçmişle bugün arasındaki tek fark, moda düşkünü rakiplerinin artık daha fazlasını talep etmeye başlamış olması. Zaten masraf ve baz fiyat açısından ele alındığında A1 rakiplerinin karşısında zorlanıyor. Ambition donanım paketi Audi’nin hedeflerine uygun olabilir fakat karşılaştırmamızda birinci olabilmek için yeterli değil.
~SONUÇ
Audi katıldığı bu ilk karşılaştırmayı kazanamadı. Daha küçük olmasına rağmen daha pahalı olması bunu engelliyor. A1, kuzeni Polo’dan daha fazla yakıt tüketiyor, Citroen’den daha dar hissettiriyor ve Fiat’tan daha yavaş kalıyor. Polo ise tam tersi bir tablo sergiliyor: En iyi dengeleri kurmasının yanında karşılaştırmanın en uysalı olarak da öne çıkmasını biliyor. Yüksek keyif meraklıları Abarth veya DS3’ü tercih edebilir. Citroen ise genel olarak orijinalliğinden besleniyor. A1’in çekiciliği ise pahalılığa meraklı olanlara kalıyor.
Bir yanıt yazın