Konvoy düzeninde ve bir
otomasyon dahilinde seyahatler,
belki gelecek 10 yıl içerisinde Avrupa’da
otoyol kullanımının
önemli bir bölümünü oluşturacak.
Sartre adı verilen bu proje,
Avrupa Birliği’nin ar-ge fonlarından
destek alıyor. Sartre projesinin
bilgisayar simülasyonu
dışındaki ilk saha testleri, geçtiğimiz
günlerde Volvo’nun İsveç’teki
deneme pistinde gerçekleştirildi.
Deneme için Sartre
proje ekibiyle çalışan dört ülkeden,
yedi farklı şirketten cihazlar
getirilmişti. İsveç’in karlı ve soğuk
havasıysa, kamera sistemlerinin
zorlu koşullarda da test
edilmesine imkan tanımıştı.
Sartre proje koordinatörü Tom
Robinson, konvoy otomasyonunun
yol ve sürüş güvenliğinde artış,
otoyol alanının daha etkin
kullanımı, uzun seyahatlerde sürücüler
için ilave konfor, düşük
yakıt tüketimi ve dolayısıyla düşük
CO2 salınımı anlamına geldiğini
belirtti.
Sartre konvoy projesinin özünde
şöyle bir uygulama bulunuyor;
konvoyun en önündeki, lider konumdaki
araçta bulunan profesyonel
bir sürücü, bu konvoy hattı
üzerinde bulunan araç serisine
liderlik eder. Konvoyun arkasındaki
araçlarsa öndeki araçla olan
mesafeyi, hızı ve aracın yönünü
kontrol ederek, tüm bu parametreleri
öndeki araca uygun
olarak sürekli ayarlıyor. Ancak
araçlar arasında herhangi mekanik
bir bağlantı bulunmuyor ve
sürücüler, istedikleri zaman sistemi
devre dışı bırakarak manuel
kullanım moduna geçebiliyor.
Öte yandan konvoy içerisinde
otomasyonda giderken, sürücülerin
araç kullanması gerekmiyor,
konfor içerisinde başka işlerle~ ilgilenebiliyor
veya konvoy uzun
yolculuğuna devam ederken bedenlerini
dinlendirebiliyor. Nitekim
Volvo deneme pistinde yapılan
testlerde de benzer bulgular
yaşandı. Lider aracı takip
eden araç, direksiyon manevralarını
da otomatik olarak yaptığı
için, sürücü kahve içmek, gazete
okumak gibi farklı işler yapabiliyordu.
Bu sırada da aracın gidişine,
ne elleriyle, ne ayaklarıyla
müdahale etmiyordu.
Yapılan testler, Sartre projesinin
birincil amacı olan artırılmış
yol güvenliğinde doğru rotada olduğunu
ortaya koyuyor çünkü insan
faktörünün kazalardaki etkisini
azaltıyor (araştırmalar Avrupa
otoyollarında kazaların yüzde
80’inin insan hatalarından
kaynaklandığını gösteriyor). Projenin
ikinci amacıysa otoyollar
çevresindeki kirliliği azaltmak. Bu
projenin hayata geçmesi ve yaygınlaşmasıyla
da CO2 salınımın
önemli oranda azalacağı hesaplanıyor
çünkü konvoy içerisindeki
araçlarda tüketim yüzde 20 oranında
düşüyor. Halen geliştirilme
aşamasında olan bu teknolojinin
seri üretime uygulanması için
hala birkaç yıl var. Ama asıl
önemli aşama, 25 Avrupa Birliği
hükümetinin, yasalarda gerekli
düzenlemeyi yaptığında ve de
kullanıcılar bu teknolojiyi benimsediklerinde
alınacak.
Yorum yazın