Koreli bir markada aylarca teslimat sırası olacağı kimin aklına gelirdi? 2003 yılında Kia müşterileri, sıcak suda yıkanıp çekmiş bir Mercedes ML’i andıran, modern tasarımlı Sorento’yu teslim alabilmek için bir yıla varan bekleme sürelerini göze almışlardı. Türkiye pazarında da Kia markası Sorento ile benzer bir çıkış yaşadı, Sorento 2002-2005 yılları arasında en ihtişamlı dönemini yaşadı ve bu 4 yılda 10 bin adet satarak hem markanın yeni yüzü, hem de o dönemde SUV pazarının lideri oldu. Ancak Sorento imajındaki bu modernlik etkisi sadece tasarımla sınırlıydı. Çünkü trendy karoserin altında, sağlam bir şasi, arka tekerleklerde ağır bir sabit aks, elektrikli bir sistemle devreye sokulan arazi takviyesine sahip dağıtıcı bir diferansiyel gibi pek denarin olmayan, yani zorlu şartlarda kullanıma uygun unsurlar görev yapıyordu. Bunlara eklenen 2 bin 800 kg’lık römork kapasitesi de Sorento’yu, BMW X3 (römork kapasitesi 1700kg) gibi SUV’ların yanında gerçek bir ağır iş makinesine dönüştürüyordu. Bu sayede örneğin fotoğraftaki safkan at ile mobil evini çekmek Kia için çok basit bir görev. 2.5 lt CRDi dizel motorun140 HP’lik gücü bu çekişi sağlamak için yeterli. Yapılan makyaja birlikte daha sonra, motor gücü 170 HP’ye çıkartılarak performans oldukça artırıldı. Sert plastikten üretilmiş ön tampon ise pek o kadar sağlam değildi: Küçük bir zeminle temasta bile sis lambalarıyla birlikte kırılabiliyordu.~ Tamponu değiştirmek ise oldukça pahalıya mal oluyor. Benzer bir durum, CRDi motorun 2.5 lt’lik hacmi nedeniyle yüksek olan yıllık Motorlu Taşıtlar Vergisi (0-6 yaş için 1955 TL, 7-11 yaş için 1221 TL) için de geçerli. Bunun dışında bu eski motor, Euro 2 emisyon normu ve partikül filtresinin olmaması nedeniyle pek çevreci de sayılmaz. 2007 model yılında yapılan makyajla birlikte partikül filtresi, bazı pazarlarda standart donanıma dahil edilmişti. İlk modellerde opsiyon listesinde bile yer almayan ESP de makyajla birlikte kullanıma alındı.
TEST SÜRÜŞÜ
TEST ARACI: Konuğumuz olan test aracının kilometre sayacındaki mil skalası, ABD’den getirildiğine işaret ediyordu. Siyah renkli boyanın parıltılı görüntüsü ve gövdede en küçük bir deformasyon bile olmaması, aracın iyi kullanıldığını gösteriyordu. Koreli konuğumuzun iç mekanı da gayet iyi durumdaydı: Sadece sürücü koltuğunda biraz aşınma görülüyordu.
TEST SÜRÜŞÜ:Yaptığımız test sürüşü Land Rover Defender’ın ilk zamanlarını hatırlatıyordu: Dizel motor, birileri büyükçe bir metal bloğa vurup duruyormuş gibi homurtulu çalışıyor ve hissiz direksiyon yön değiştirmeleri zorlaştırıyordu. Ancak her şey iyi çalışıyor, hatta arazi takviyesi bile sorun çıkarmadan devreye giriyordu.~ Sürekli duyulan bir ıslık sesi ise can sıkıcıydı. Alternatör kayışından geldiğini düşündüğümüz bu ıslığın asıl sebebi ise klima sisteminin üfleçlerinden biriymiş. Lifte kaldırdığımızda Sorento diğer yüzünü gösterdi: Şaside paslanma izleri, şanzıman ve diferansiyelde yağ kaçakları ve fren hortumlarında ağır korozyon izleri görülüyordu. Bu haliyle test aracının, sıkı bir araç muayenesini geçme imkanı yoktu.
DEĞERLENDİRME: Tamam, bu Sorento sorunlu bir araç. Ancak bunların hiçbiri bayinin servisinde giderilemeyecek kadar ağır değil. Eğer arazi lastiklerini fazla sert buluyorsanız, daha konforlu bir lastik seçimi yapabilirsiniz. Fiyat olarak ise Sorento, sunduklarına göre gayet mantıklı bir seçenek.
CAN SIKANLAR
Karmaşık modern tekniklerden uzak durulması Sorento’yu sağlam SUV’lardan biri haline getiriyor. Benzinli motorlarda neredeyse hiç sorun yaşanmıyor ancak bunların Avrupa’daki toplam satışa oranı yüzde 10’u bile bulmuyor, Türkiye’de ise benzinli motor pazara hiç sunulmadı. Commonrail enjeksiyonlu 2.5 CRDi dizel ise enjektör ve yüksek basınç pompası problemleri yaşatıyor. Ancak şikayetlerin miktarı diğer markaların ortalamasından daha fazla değil. ~Aynı şey turbo besleme ve silindir kafaları için de geçerli. Çip tuning işlemleri de bu arızaların miktarını artırıyor. 2004’ten sonra ise 5 ileri oranlı otomatik şanzıman dışında ciddi bir problem yok. 4 ileri oranlı eski otomatik şanzıman ise neredeyse sorunsuzdu. 4×4 sistemleri ise dikkat gerektiriyor. Arazi takviyesi sadece araç dururken devreye sokulmalı ve ikinci el Sorento satın almadan önce takviyenin geçişlerinin temiz olup olmadığı mutlaka kontrol edilmeli. Araç hareket halindeyken takviyeye geçilmeye çalışılırsa dişlilerin kırılması işten bile değil. Bunların dışında Sorento’da, sadece paslanmaya (özellikle şasi ve pahalı fren hortumlarına) dikkat edilmeli.
SONUÇ
Sağlamlık, geniş iç mekan ve makul fiyatlar Sorento’nun önemli kozları arasında. Bu yaş grubundaki araçlarda bu kadar yüksek bir römork kapasitesine rastlamak çok zor. Ancak basit teknolojiler ve yumuşak süspansiyon nedeniyle Sorento, asfalt üzerinde pek sorunsuz değil: Hem fazla atak kullanıma izin vermiyor, hem de süspansiyondan vuruntu sesleri yükseliyor.
Bir yanıt yazın