Küçük Range Rover olarak
adlandırdığımız Freelander,
geçirdiği makyaj operasyonu
ile daha keskin
bakışlara ve daha karizmatik bir
görünüme büründü. Ülkemizde
2.2 lt’lik dizel motorun 150 ve
190 HP güç üreten versiyonlarıyla
birlikte satışa sunulan aracın fiyatı
60 bin 945 Euro’dan başlıyor.
Premium GS, Premium XS ve HSE
ismi verilen donanım paketlerine
sahip olan aracın en yüksek fiyatı
ise 72 bin 887 Euro’ya ulaşıyor.
Fakat bunlara eklenmesi muhtemel
ekstra donanımlarla birlikte fiyat
yükselme konusunda sıkıntı
yaşamıyor ve gerçek anlamda bu
sınıfın zirvelerine tırmanıyor. Test
aracında da olduğu gibi 150 HP
güç üreten dizel motor ve Premium
GS ismi verilen donanım paketine
birkaç ekstra eklendiği zaman
fiyat 64 bin 770 Euro’ya ulaşıyor.
Ama standart donanım paketinin
bile oldukça zengin olduğunun
unutulmaması gerekiyor.
Başlangıç fiyatı ile satın alacağınız
Freelander donanım açısından
beklentileri karşılayacaktır.
Görünüm konusunda, özellikle
Freelander’ın bakışlarında önemli
bir değişim söz konusu. Yenilenmesi
ile birlikte markanın en
önemli modellerinden biri olan
Range Rover ile çok önemli bir
benzerliği olan Freelander, çok
akıllıca alınmış bir kararla böylesine
bir değişim gösterdi.
Tasarımda yapılan değişimlere
baktığımızda, yeni bir ön tamponun
kullanıldığını görüyoruz. Yeni
havalandırma ızgarasının kullanılması
ile birlikte aracın bakışlarında
etkin bir değişim söz konusu
olmuş, ama ana kimlikten
uzaklaşmadan bu değişim gerçekleştirilmiş.
Bununla birlikte
yeşil üzerine altın rengi ile yazılan
logo, yerini yeşil üzerine parlak gümüş
renkle yazılan bir logoya brakmış durumda. Eskisine göre biraz
daha karizmatik görünmeye
başlayan Freelander, yeni tampon
içine yerleştirilen farklı sis farları
ile de değişim gösterdiğini
açık bir şekilde belli ediyor. Bunun
yanında aracın renkleri konusunda
da seçeneklerin sayısının daha
da artırılmış olması, beğeni konusunda
olumlu bir etken.
Yaşam alanına geçtiğimizde ise
yine tıpkı Range Rover’da olduğu
gibi, yola hakim sürüş pozisyonunun
bu araçta da aynen yer aldığını
görüyoruz. Görüş açıları
konusunda başarılı olunmasını
sağlayan bu sürüş pozisyonu ile etraf
çok rahat bir şekilde takip
edilebiliyor. Bunun yanında arka
koltukların ön koltuklara göre biraz
daha yüksek olacak şekilde tasarlanmış
olması da, arka koltuk
yolcularının da aynı hissi yakalamasını
sağlıyor. En önemli problemlerden
biri olan A sütununun
tasarımı da darlaştırılarak görüş
konusunda Freelander’ın çok iddialı
olması sağlanmış. Yaşam
alanının genişliği, kullanımın kolay
olması ve ferahlık seviyesi de
beğendiğimiz özelliklerden oldu.
Son derece geniş ve kullanımı
kolay bir bagaj hacmi de sunan
araç, yaşam alanında sunulan eşya
gözleri ile de beğeni kazanıyor.
Sessizlik açısından baktığımızda
ise dizel motorun gürültüsünün
yaşam alanına biraz fazla yansıdığını
gördük. Çok rahatsız edenbir durum değil ama beklediğimizden
daha yüksek bir motor gürültüsü
var. Camlardan sızan rüzgar
sesleri başarılı bir şekilde kesilirken,
yoldan gelen gürültüler
aynı oranda durdurulmuş.
Araçla ilgili en önemli eleştirimizi
ise kokpit tasarımı için yapacağız.
Kokpit tasarımı kötü bir
görüntüye sahip, daha önceden de
böyleydi ama hiç değilse makyajda
bu tasarımın geliştirilmesi gerekliydi
ama böyle olmamış. Kokpit
biraz karanlık görünüyor. Belki
bu karanlık görüntüyü dert etmeyebilirdik
ama büyük bir çukura
sahip olan konsol tasarımı
için hoş görünüyor dememiz pek
mümkün değil. Orta konsol üzerinde
bulunması gereken DVD’li
navigasyon sistemi olmadığı zaman
yani test otomobilindeki gibi,
kokpit bir kara delikle başa çıkamıyor
ve görüntü sorunu yaşanıyor.
Kullanım açısından önemli
bir sıkıntı yaşamadık ama bu durumun
önüne geçmek bu kadar da
zor olmamalı.
Direksiyon simidinin tasarımı ve
kullanımı aracın başarılı özelliklerinden.
Yönlendirme kabiliyeti
açısından önemli bir sıkıntı yaşamadık.
Gösterge panelinin takip
edilmesi ve görünürlüğü açısından
da bir sorun yok. Müzik ve havalandırma
sisteminin performansı
da beklentileri rahat bir şekilde
karşılıyor.
Euro NCAP çarpışma testlerinden
beş yıldızla ayrılan araçta yapılan
uzun süreli ve değişken sıcaklık
testleri de oldukça başarılı
olmuş. Land Rover yönetimi tarafından
bu aracın -40 derece ile +50derece arasında değişen sıcaklıklar
altında uzun süre test edildiği
açıklanıyor.
Freelander’ın süspansiyon sistemi
ise en sevdiğimiz konulardan
biri oldu. İlk kullanım sırasında biraz
salınım varmış gibi algılanıyor
olsa bile süspansiyon sistemi gerek
güvenlik gerekse sürüş konforu
açısından son dönemlerde
gördüklerimiz arasında en iyilerden.
Önde kullanılan MacPherson
sistemine, arkada ise yatay ve dikey
bağlantılı bir sistem eşlik ediyor.
Bununla birlikte viraj çubukları
ile birlikte süspansiyon sistemi
etkin bir çalışma karakterine
sahip. Derin çukur geçişlerinde bile
süspansiyon sistemi konfordan
ödün vermiyor. Bunun yanında
aracın yüksek yapısına rağmen
sürüş karakteri de oldukça başarılı.
Kısa aralıklı viraj geçişlerinden
Freelander sportif bir otomobil
performansına yakın sürüş özellikleri
sunuyor.
150 HP güç üreten dizel motor,
güç olarak ilk bakışta çelimsiz gibi
algılanıyor ama 420 Nm’lik tork
değeri çok çekici bir gösterge.
Yaptığımız sürüşler sırasında motorun
performansını beğendik. İlk
sürüşler sırasında biraz ağırkanlı
geldi ama ortalama sonuçlar
onun iddialı olduğunun ispatı.
Ağır gövdesine rağmen Freelander
bu motor seçeneği ile yolların
hızına zorlanmadan ayak uyduruyor.
Altı ileri oranlı otomatik
şanzımanı ile birlikte aracın 0-
100 km/s hızlanması 10.5 sn olarak
açıklanıyor. Elbette 190 HP
güç üreten diğer motor versiyonu
ile hızlanma sonuçları daha iyi
ama (8.7 sn) bu motor için performans
açısından kötü demek
haksızlık olur. En yüksek hızı 181
km/s olan aracın performansı
ile ilgili yapacağımız en olumsuz
eleştiri, yüksek hızlara ulaşma konusundaki
isteksizliği olacak.
Özellikle hız göstergesi 130
km/s’nin üzerine çıktığında motorun
nefesi kesiliyor. Fakat durum
ne olursa olsun belirtilen son
hıza ulaşma konusunda Freelander
elinden geleni yapıyor ve
bu hıza ulaşacağını ispatlıyor.
Sarsıntısız vites geçişleri ile beğenimizi
kazanan otomatik şanzıman,
aynı zamanda ekonomik
tüketim değerlerinin ortaya çıkmasını
da sağlıyor. Büyük bir
kararlılıkla vitesleri yukarı doğru
çeken şanzıman, tüketimin
makul seviyelerde kalmasını sağlıyor.
Fren performansı konusunda
da bekleneni karşılayan
Freelander, akıllı dört tekerlekten
çekiş sisteminin getirdiği artı ile
hafif arazi şartları ile de kolayca
başa çıkıyor. Bu sistem özellikle
ıslak zemin testlerimiz sırasında
beğenimizi kazanan bir performans
ortaya koydu. Haldex diferansiyel
ve sürekli dört tekerlekten
çekiş sistemi ile Freelander,
kompakt SUV sınıfının önemli
arazi oyuncularından.
SONUÇ
Freelander, geçirdiği
makyaj operasyonu
ile görünümünü
daha keskin bakışlara
sahip bir hale getirdi. Yüzünde
yapılan bu değişimle birlikte Freelander
daha iyi görünürken, küçük
Range Rover olmaktan da ödün vermemiş
durumda. Süspansiyon sisteminin
getirdiği artı ile başarılı bir konfor
ve güvenlik seviyesine sahip olan
araç, geniş yaşam alanı ile de göz dolduruyor.
Kullanımı kolay detaylar
ve özellikle sürüş pozisyonu övgüyü
hak ediyor.
+Sürüş pozisyonu, motor, şanzıman,
performans, görünüm, tüketim, genişlik,
kullanım konforu ve güvenliği
-Kokpit tasarımı, yüksek fiyat, motor
gürültüsü, yüksek hızlara çıkma isteği
Bir yanıt yazın