Genel

Kurtuluşun adresi

Acaba yeni 9-5, markanın kurtuluş umudunu gerçekleştirebilecek mi?

Dışı Saab içi Opel. Bu denklem ne kadar başarılı olabilir ki? Geçmişte bunun pek işe yaramadığını görmüştük. General Motors 1993 yılında Saab yönetimini eline alıp 900 Serisi’ni Vectra platformu üzerine taşırken, birçok insan, özelliklede farklılık sevenler ve entelektüeller tarafından eleştirilmişti. Eski müşteriler başka markalara yönelirken yeniler neredeyse oltaya hiç gelmiyordu. Gerisi ise zaten malum. Markanın Ocak-Temmuz 2010 döneminde Avrupa genelindeki satış rakamları, neredeyse az bulunan egzotik otomobiller seviyesinde seyretti. Markanın yeni sahibi olan Hollandalı spor otomobil üreticisi Spyker, yeni bir modelle tekrar eski başarılı günlere dönmek üzere ilk adımı atsa da, eski reçeteden vazgeçemedi: Bu yeni Saab’ın da karoserinin altında bir Opel yatıyor. GM zamanlarında geliştirilen bu otomobilde, Insignia’nın platformu kullanılıyor. Ancak bunun varlığı, en azından dış görünümde hissedilmiyor. Çünkü 9-5’in uzunluğu, gen donörü Insignia’dan 18 cm fazla. Toplam 5.01 metre uzunluğu ile Mercedes E Serisi’ne bile 14 cm fark atan 9-5, Saab’ın ürettiği en uzun otomobil unvanına sahip. Birçok hayranı için markanın özünün bir yansıması olan emektar 900, yeni 9-5’in yanında neredeyse narin kalıyor. ~Ancak aralarındaki akrabalık hemen hissediliyor: Yeni 9-5, tıpkı atası gibi baskın ve karizmatik bir karaktere sahip olarak karşımıza çıkıyor. 9-5’i yolda ilk kez görenlerin tüm dikkatleri otomobilin üstüne yoğunlaşırken, ailenin bu yeni üyesini fotoğraflamaya da başlıyorlar. En son hangi modelin böyle bir ilgiyi üstüne çekmeyi başardığını bilen var mı acaba? Sıra iç mekanda. Hisleriniz yeterince hassas ise Opel kokusu almaya başlayabilirsiniz. Hemen ardından, yerleri farklı olsa da, Insignia’dan alınan düğmeler farkediliyor. Ancak bu durumun rahatsızlık verici olabileceğini düşünenler için cevabın hayır olduğunu hemen söyleyelim. Kokpitin içerisinde Saab’ın geçmişine ait izlerin bulunması eski müşterilerile tekrar karşılaşıp bir araya gelme nedeni olabilir. 1993 yılında bantlara veda eden 900 ile karşılaştırıldığında 9-5’in çok daha fazla düğmeye sahip olduğunu hemen görüyoruz. Gerçi o dönemlerde ayarlanabilir süspansiyon sistemi veya karışık multimedya mönüleri bulunmuyordu. Havacılık geçmişinin köklerini, üretmiş olduğu otomobillere yansıtmanın Saab’ın geleneğinde yattığı herkes tarafından biliniyor. İşte 9-5 de bu durumdan fazlasıyla nasibini almış. Opsiyonel donanımda yer alan head-up gösterge tüm önemli bilgileri ön cama aktarıyor. Standart donanımda yer alan Night Panel adlı gece sürüş sistemi, gereksiz olan tüm göstergelerin aydınlatmasını kısarak gece yolculuğunda sürüş güvenliği artırıyor.~ Araçtaki diğer bir yenilik ise, geleneksel olarak koltukların arasında konumlanan kontak anahtarı yuvasının yerini marş düğmesine bırakmış olması. Gerçek bir jet havası yaratmak içinse koltuklar biraz daha alçak olmalıydı. Çünkü kalın dolgulu deri koltuğa oturan pilot  bir “tık” fazla yukarıda kalıyor. Arka koltuk yolcuları ise öndekilerin tersine, uçağın birinci sınıf kabininde yolculuk ediyormuşçasına rahat ediyor. Arka koltuk yolcularının diz mesafesi göz önüne alındığında, 9-5’in Skoda Superb’e yaklaştığı görülüyor. Diz mesafesi uzatılmış limuzin versiyonlarını aratmazken, sadece baş mesafelerinde biraz eksiklik hissediliyor. Artık yola koyulmanın vakti geldi. Test otomobilimizin kaputunun altında, turbo beslemeli 2.0 litrelik bir motor görev yapıyor. Turbo beslemeli motorlar Saab’ın tipik özelliklerinden biri olsa da, 4 silindirli ve 220 HP güç üreten bu makineyi Insignia’da da bulabileceğinizi hatırlatmak isteriz. Bir zamanlar 900’de yaşanan şanzıman zayıflıkları (zor vites geçişleri) da artık geride kalmış durumda. Opsiyonel olarak sunulan 6 ileri oranlı otomatik şanzıman tüm komutları rahatlıkla yerine getirirken sürüş keyfini de destekliyor. 4 silindirli motor gücünü ve torkunu devir bandına homojen olarak dağıtıyor ve kırmızı bölgeye kadar canlı bir şekilde devirleniyor. Direksiyon sistemini fazla hissiz bulanlar için, opsiyonel donanımda yer alan Drive Sense adlı adaptif yürüyen aksam sistemi sunuluyor. Sistemin mönülerini kullanarak direksiyon direnci değiştirilebiliyor. ~Konfor modu seçildiğinde yumuşayan süspansiyon, “I” (intelligent) modunda ise konforla sertlik arasındaki en uygun dengeyi bulmaya çalışıyor. Ancak ince yanaklı lastikler nedeniyle yoldaki ufak dalgalanmalar, özellikle akstan gelen vuruntular olarak sürekli hissediliyor. Neyse ki artan hızla birlikte süspansiyonun darbe emiş başarısı iyileşiyor. Düz yolda tıpkı bir lazer gibi dümdüz gitmeyi bilen 9-5 çizgisini korumasını biliyor. Ön tekerleklerin viraj dışına doğru kayma eğilimi ise, opsiyonel donanımda yer alan dört tekerlekten çekiş sistemi sayesinde ortadan kaldırılmış. Elektronik arka aks diferansiyeli aracın 4 tekerleği üzerinde kaymasını engellerken, etkili anlık güç dağılımı sayesinde arka kısmın hafif ama kontrollü bir şekilde kaymasına izin vererek sportif bir sürüş tarzı da sağlıyor. ESP ayarları, Opel’in “önce güvenlik” felsefesine uygun seçilmiş: Yani elektronik müdahaleler, tehlike sınırına ulaşılmadan yapılıyor. Bunun nedeni ise 9-5’in vahşi hayatın çok iyi korunduğu bir ülkenin ürünü olması. Yani İsveç’te karşınıza her an bir geyik veya başka bir hayvan fırlayabilir. Ayrıca hemen her yeri kaplayan ormanlardaki ağaçlardan yola dökülen yapraklar da yolu birçok noktada kayganlaştırıyor. ESP sayesinde 9-5, tüm virajları güvenli bir şekilde dönebiliyor. Umarız Saab da önündeki zorlu virajı dönebilir ve hayatta kalabilir. Yeni 9-5 gibi başarılı bir otomobille bu mümkün gibi duruyor.~KAROSER
Geniş iç mekanda arka koltuk yolcuları için geniş diz mesafeleri çok ferah. Ancak alçalan tavan yapısı baş mesafesinde biraz sıkıntı yaratıyor. 515 litrelik bagaj hacmi bu boyutlardaki bir araç için vasat. İşçilik kalitesi örnek gösterilebilecek bir seviyede ama mükemmel değil.

MOTOR
Turbo motor yüksek çekiş gücüne ve düzgün bir çalışma karakterine sahip. Sergilediği gücün karşısında tüketim ise makul (test ortalaması: 9.7lt/100 km). Otomatik şanzıman motorla uyumlu çalışıyor. Start-Stop sisteminin olmaması önemli bir eksiklik. Dört tekerlekten çekiş sistemi sayesinde tutunma kabiliyeti yüksek. Etkili güç dağılımı sayesinde sürüşler sportif.

KONFOR
Süspansiyon konfor modunda bile sert. Artan hızla birlikte konfor seviyesi iyileşiyor. Koltuklar uzun mesafeli seyahatlerde bile konforlu.Küçük düğmeler kullanımı zorlaştırıyor. Genel görüş özellikleri ise vasatı aşamıyor.

SÜRÜŞ ÖZELLİKLERİ
İzine sadık ve yüksek tutunma, öne çıkan sürüş özellikleri. 5 metrelik boyuna karşın kullanım çok rahat. Limitlerde arka kısım yumuşak bir kopma eğilimi gösteriyor. Direksiyon sistemi yeterli direktliğe sahip ve yol şartlarından etkilenmiyor. Fren performansı oldukça iyi.

~

SONUÇ
Yeni Saab 9-5’in, yılın geri dönüş haberi mi, yoksa tükenişin ilk adımı mı olacağını hiç kimse önceden kestiremiyor. Saab’ın geleceği adeta pamuk ipliğine bağlı. Aynı yükü 9-5 de omuzlarında fazlasıyla hissediyor. Zira İsveçliler için kurtuluşun bu otomobilde olması, ona daha büyük bir misyon yüklüyor. Neyse ki 9-5, bu yükü kaldırabilecek kapasite ve yeteneğe sahip. Çünkü son dönemlerde satışa sunulan çok az otomobil onun kadar karizmatik olmayı başarabildi. 

Yorum yazın

Time limit is exhausted. Please reload the CAPTCHA.