Temsa Global, “2010 Türkiye’de Japon Yılı” kapsamındaTürkiye’ye getirilen sağdan direksiyonlu, Mitsubishi i-Miev isimli elektrikli otomobille bir basın tanıtımı yaptı. Mitsubishi’den sorumlu Temsa Global Genel Müdürü Yusuf Soner’in sunumuyla yapılan toplantının, ticari hedeflerden daha çok, farkındalık yaratmak, bilinç uyandırmak amaçlarını taşıdığı vurgulandı. Mitsubishi i-Miev, şehir içerisinde sıfır emisyonla kullanılabilen bir elektrikli otomobil. Li-ion bataryalara sahip bu otomobil tam dolu depoyla 160 km menzil katedebiliyor, gerektiğinde 130 km/s hıza ulaşabiliyor, dört kişiyi ve sınırlı oranda bagajı taşıyabiliyor ve bu görevi sadece düz yollarda değil, eğimli yokuşlardaki dur-kalk trafiğindede sorunsuzca yerine getirebiliyor. Hatta ilk kalkışlarda güç fazla geldiği için redüktör yardımıyla güç düşürülüyor, yine daha uzun menzil gerekli olduğu durumda, vites kolundan kumanda edilen bir seçici sistemle elektrikli motorun gücü 47 kW’den 34kW’a düşürülebiliyor. 47 kW’ın 64HP’ye denk geldiğini ve bunun,1.030 kg ağırlığındaki bir şehir otomobili için, şehir içi kullanımlarda yeterli performans sunabileceğini belirtmemiz gerekiyor. Bunun dışında vites kolunda fren modu da bulunuyor. Normalde otomobil yavaşladığında, yokuş aşağı inişlerde ve frenlemelerde geri kazanılan rejeneratif enerji bataryaları bir miktar dolduruyor. Buna ilave olarak vites kolundaki B modu seçildiğinde, yokuş inişlerde daha fazla enerjiyi bataryalarda toplamak mümkün olabiliyor. Mitsubishi i-Miev, her şeyi arkada olan bir otomobil. Yani bataryaları, elektrikli motoru ve tahrik edilen tekerleklerin hepsi arkada yer alıyor. Bir şehir otomobilinin arkadan itişli olması, günümüz koşullarında biraz ilginç gelse de Japon firmanın tercihi bu yönde olmuş.~ Otomobilin menzili, kullanım şartlarına, yapılan hıza, içerideki klima, müzik sistemi ve kalorifer gibi ekipmanların ne kadar kullanıldığına bağlı olarak değişkenlik gösteriyor. Ama günümüz şehir içi ulaşımını düşündüğümüzde, şehir otomobillerinin günde azami 50-60 km yol yaptığı görülüyor. Yani tam dolu depoyla otomobili 3 gün boyunca, hiç şarj etmeden kullanmak bile mümkün. i-Miev, hem evden normal şarj, hem de özel şarj istasyonlarında hızlı şarj imkanınıda sunuyor. Evden 7 saatte şarj edilebilen otomobilin Li-ion pilleri, hızlı şarjda ise yarım saatte kapasitesinin yüzde 80’i kadar şarj olmuş oluyor (tabii bunun mümkün olabilmesi için öncelikle, ulusal ya da en azından bölgesel bir şarj istasyonları şebeke altyapısının oluşturulması gerekli). Japonya pazarında geçtiğimiz yıl Temmuz ayında satışa çıkan ve şimdiye kadar 1.400 adet satan, Avrupa pazarında ise 2010 yılı ortasında satılmaya başlayacak olan i-Miev, sıfır emisyon, sıfır CO2 salınımı konseptinde olan, tam elektrikli bir otomobil.Temsa Global yetkilileri ise, 200 adetlik pazarı veya bu çapta bir filo satışını buldukları anda, otomobili hemen ithal edebileceklerini belirtiyorlar. (Ancak buradan, Sanayi Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı yetkililerine, mevcut vergi mevzuatının -otomobillerin motorlarının silindir yanma odasındaki toplam silindir hacmini esas alan vergi mevzuatının elektrikli otomobillerin vergisini belirleyebilmek için yetersiz olduğunu ve bu tür özel motorlu otomobiller için vergilendirme kriterlerinde revizyon gerektiğini hatırlatalım). Yapılan projeksiyonlara göre bu tarz elektrikli araçların vergi öncesi fiyatlarının 2014 yılında 35bin TL seviyesine inmesi bekleniyor. 2020 yılında ise bataryaların kapasitesi artarken fiyatları, bugünkü seviyenin altıda birine inecek.~ Bu olumlu bir haber, çünkü bu otomobillerde günümüzde ana maliyet unsurunu Li-ion bataryalar oluşturuyor. Ve endüstrinin gelecek için bu pillerden beklentisi, 1.000 km’ye varan menzil özgürlüğü sağlamaları. Eğer bu başarılırsa, sadece şehir otomobilleri değil, (şu anda sadece hibrid versiyonları geliştirilebilen) büyük sedanlar ve SUV, Crossover benzeri ağır araçlar da elektriklenmeden nasiplerini alabilirler. Aslında Mitsubishi i-Miev sıfır salınımla kullanılsa bile, yine de aracı hareket ettirmek için şarjla yüklenecek olan elektrik enerjisinin santrallerdeki üretimi sırasında, araç başına yılda 0,4 ton CO2’nin atmosfere salınacağı hesaplanmış. Oysa aynı sınıftaki içten yanmalı ve modern bir otomobilin yıllık CO2 salımı ise 1.4 ton seviyesinde. Sadece elektrikli otomobil kullanarak araç başına 1ton az CO2 salmak mümkün oluyor. Türkiye’nin toplam CO2 salınımı 273 milyon tonken, bir gün olur da otomobillerin tamamı elektrikli modellere çevrilebilirse, toplam salınımın yüzde 5 oranında azalması beklenebilir. Öte yandan elektriğin üretiminin rüzgar, güneş gibi, atık içermeyen alternatif kaynaklarla yapılması durumunda, ya da kendi elektriğinizi bu alternatif kaynaklardan kendiniz üretecek duruma geldiğinizde, hem sıfır salınımla, hem de sıfır maliyetle otomobil kullanmak mümkün olacak.Şu anda i-Miev’i günde 27 km, yılda 10.000 km kullanabilmenin toplam yıllık kullanım giderinin 250 TL olacağı belirtiliyor. Yani otomobilin kullanımı günde 1 liradan daha ucuz. 27 km’lik yolu daha ucuza gitmenin diğer alternatifleri ise yürümek veya bisiklete binmek olsa gerek. Toplu taşımanın bile bu fiyat seviyesiyle rekabet etmesi mümkün gözükmüyor. Eğer şarj için gerekli olan elektriği, geceleri evinizdeki ucuz tarifeden satın alırsanız (çok puantlı sisteme geçiş ve bir akıllı sayaçla bunu kolaylıkla sağlayabilirsiniz) ya da çatınızda kendi güneş panellerinizi veya rüzgar enerji çevriminizi kullanırsanız, maliyet daha da düşecektir.~ Otomobil için öngörülen bakım aralığı ise 40 bin km. Bu bakımlarda fren pedalları, hidrolik yağları gibi sarf malzemelerinin kontrolleri yapılıyor. Yanmalı motor ve motor yağı bulunmadığı için yağ değişimi masrafı da yok. Bataryanın ömrünün 10 yıl/150 bin km olduğu varsayılıyor. Bu sürenin sonunda ise bataryanın değişimi gerekebilir. Ancak elektrikli otomobili satın alanlar, 10 yıl sonra batarya fiyatlarının gerçekten de düşmesi için dua edeceklerdir sanırız, 10 yıl sonrasında da bugünkü şartlar geçerli olsa, otomobili çöpe atıp yenisini almak, bataryayı yenilemekten daha ucuza gelebilir.