Meydan okuyan otomobil, hırstan portakal rengi parıldıyor. Ancak kan portakalı… Bu rengin fabrika kodu ise U94. Gerçekten çok iddialı görünen bu renk, yakın bir zamanda bir çok standart BMW’ye de uygulanırsa şaşırmayın. Çünkü mavi-beyaz renkli markanın fanatiklerine göre bu otomobil, Bavyera’nın yeni kralı, yeni mutlak BMW. M3 GTS ile BMW, Porsche 911GT3 RS’in karşısına ciddi bir rakip çıkarmış oldu. Daha hafif, daha hızlı, daha pahalı, daha dikkat çekici, yani her yönüyle daha uçlarda bir makine… Tüm bunlar Porsche’nin 911’ini tepeye taşıyan özelliklerdi. İşte bu özellikleri BMW, 3 Serisi’ni trafiğe çıkma iznine sahip bir yarış aracına dönüştürmekte kullanmış. Eğer bir şekilde 450 HP’lik gücün kontrolünü elinize alırsanız, Noel Baba’ya da inanmaya başlayı veriyorsunuz. Gelelim belirgin gerçeklere: BMW’nin gücü Porsche ile aynı ve bu güç, asfaltı yakmanın dışında arkadaş sohbetlerinin de en yakıcı konusu olacak gibi görünüyor. Acaba hangisi daha hızlı? Önden motorlu olan mı yoksa arkadan motorlusu mu? V8 mi yoksa 6 silindirli boxer motormu? M3 mü yoksa 911 mi? BMW’nin modifikasyonunun kalbini, 8 silindirli motorun piston stroklarını uzatmak, böylece hacmi 4.4 lt’ye çıkarmak oluşturuyor. Tüm bunlar, iyileştirilmiş motor parçaları, daha iyi bir aerodinami ve hafif üretim teknikleriyle desteklenmiş. Ayrıca karoser alçaltılmış, süspansiyon elden geçirilmiş ve sabit arka aks taşıyıcıları, takla kafesi ve daha geniş tabanlı lastikler de kullanılmış. ~Bu haliyle M3 GTS, yarışlara katılan Touring klasmanındaki otomobillere gerçekten çok yakın. Ayrıca en azından marş düğmesine basıldığında Porsche sürücülerinin kulaklarını kabartıp dikkat kesilecekleri de kesin. Ne ses ama! Rölantideki homurtular, titreşimler ve tınılar o kadar güçlü ki Porsche’nin motorunu geri planda bırakıyor: Boxer motor kendi kendine fısıldayarak konuşuyormuş gibi hissettiriyor. Bu seslerin altında volanın tıkırtılarını da duyabilirsiniz. Neyse ki 911 tamamen farklı da olabiliyor. Ancak her şey sırayla. Piste kararlı bir şekilde ilerleyen M3’un yola oturuşu ve gidişi, bir yarış otomobilinde olması gerektiği gibi: Heybetli, sakin ve nötr, ayrıca mükemmele yakın bir yönlendirme kabiliyetine sahip. Bunun dışında bu süper M3, elektronik destekler olmadan da kontrol edilebilir bir otomobil. Bu aslında iyi bir şey. Neticede kontrol edemeyip ilk zorlanmada yol dışına savrulacak bir otomobile kimse 137 bin Euro ödemek istemez. Ancak ileri derecede sürüş yetenek ve tecrübesine sahip olanlar, GTS’in kıvraklığından şikayet edebilir: Ağırlık transferi sırasında arkanın kontrollü bir şekilde savrularak virajı dönmeye yardımcı olmasından eser yok. M3’ün limitlerinde sergilediği önden kayma eğilimide profesyonel sürücülerin pek sevmediği bir özellik. Öncüsü, 6 silindirli motora sahip 2003 model M3 CSL (E46) sadece 100 kg daha hafif olmakla kalmıyor, neredeyse profilsiz Cup lastikler kullanıyordu. Bu haliyle CSL, o günlerde, geçmişteki rakibi 911 GT3’ten hızlı bile olabiliyordu. Tabi ki BMW, yeni yarışçısıylada bunu yapmak istiyor. ~Çift debriyajlı (DKG) Getrag şanzıman 7 vitesi yıldırım hızıyla değiştiriyor ve bu özellik hem pist hem de trafik kullanımı için mükemmel. Standart M3’e göre belirgin şekilde büyüyen fren sistemi hem çok güçlü hem de çok dayanıklı. Ancak gerçek bir pist yarışçısının hafifliği bu otomobilde yok. 1538kg’lık boş ağırlığı Porsche’den neredeyse 140 kg daha fazla.
M3 GTS bir tuning kataloğundan çıkmış gibi
M3 GTS’te BMW, bolca el işçiliği kullanmış. Ancak detaylarabiraz dikkatli bakıldığında standart 3 Serisi’nden izler görmek de mümkün: Arka kısımdaki iç mekan aydınlatması, fonksiyonsuz direksiyon düğmeleri… Tüm bunlar insanda, GTS’in tuning kataloğundan çıkmış bir otomobil gibi algılanmasına neden oluyor. Tüm hafif üretim tekniklerine rağmen otomobil, virajlarda bir “tık” ağır hissettiriyor. Aslında bunun ana nedeni motor değil. Çünkü standart M3 bile bazen “aşırı” kalırken, bu his GTS’te biraz daha fazla. Viraj çıkışlarında hızlanırken gücünü uğraşarak zemine aktarabiliyor. Düzlüklerde ileri doğru fırlarken hafifçe dans ediyor ve 450 HP’yi hızlanmaya dönüştürme konusunda 911’in gerisinde kalıyor. Gerçekten de 911, 325 mm tabanlı arka lastiklerinin sağladığı harika ivme kabiliyetiyle bir virajdan diğerine neredeyse bir mermi gibi fırlıyor. Bunun dışında 911 pilotu daha geç fren yapabiliyor, çünkü otomobil yola daha iyi oturuyor ve süper bir hassasiyetle yönlendiriliyor. Tüm bunlara bir de, birçok tenoru geride bırakacak güzellikteki o ses ekleniyor. Rölantideki geri planda kalan çekingen sesler, 4000 d/d aşıldığında resmen mükemmelleşiyor. ~Bu devrin üzerinde iyice canlanan kısa stroklu boxer (standart Carrera’nın silindir çapı daha fazla, stroğu ise daha az) tam bir güç patlaması yaşatarak rakibine saldırıyor ve bunu başarıyla yapıyor: Sürüş izlenimleri parkurunda 911, BMW’den 2 saniye daha kısa tur zamanlarına imza atıyor. Başka bir deyişle: GTS’in hiç şansı yok. Hatta daha iyi tutunma sağlayan Cup lastiklerle bile GTS, 911’in gerisinde kalmaktan kurtulamaz.
Klima yok, radyo yok…Çünkü her gram önemli
Sonuç olarak RS, standart 911’e değil, pistlerde yarışan kardeşine daha yakın. İzolasyonun yok denecek kadar az olması, lastikler devasa lastiklerin zeminden gelen sürekli bir sürtünme sesi çıkarmasına neden oluyor. Gerçekten çok yüksek olan gürültü nedeniyle bu otomobili uzun süre kullanacaksanız, kulak tıkaçları kullanmanız yerinde bir hareket olacaktır. Tüm sportifliğine rağmen süspansiyon sertliği kabul edilebilir seviyelerde. Özellikle beton zemin bağlantıları üzerinden geçerken 911’in süspansiyonu, darbeleri M3’ten çok daha iyi emiyor. Her şeye rağmen M3 GTS de “günlük kullanıma uygun yarış otomobili” tanımlamasına uyan bir otomobil. Her iki otomobillede evinizden çıkıp piste gidebilir, rakiplerinize mutlak sürüşün nedemek olduğunu gösterebilir ve ufak bir alış verişin ardından evinize dönebilirsiniz. Ancak bunu yaparken havanın fazla sıcak, co pilotunuzun ise sıkıcı biri olmaması iyi olur. Çünkü otomobilde ne klima ne de müzik sistemi var. Tamam, bu ikiliyi ekstra bedel ödemeden sipariş edebiliyorsunuz. ~Ancak mutlak spor otomobil tutkunları böyle bir tercihte bulunmuyor. Bu kadar düşük bir konfor için bu kadar fazla para ödemekde standart otomobil kullanıcılarının anlayamayacağı bir şey. Yani bu otomobili satın almak için, sportif kullanımı gerçekten çok sevmeniz gerekir. Neyse ki hem BMW hem de Porsche, hem sundukları sportiflikle bu fedakarlığın karşılığını mükemmel bir şekilde geri ödüyor hem de sahiplerini egzotik otomobiller ligine taşıyor. Örneğin BMW, M3 GTS’ten en fazla 150 adet üreteceğini açıkladı.
248 PUAN
Porsche 911 GT3 RS
Atmosferik motorlu en hızlı 911, her şeyi doğru yapıyor. Süspansiyon ayarı, hafif üretim teknikleri ve motor, aracı yenilmez bir pist roketine dönüştürüyor.
243 PUAN
BMW M3 GTS
BMW’in yeni silahı çok etkileyici ve çok iyi zamanlara da imza atıyor. Ancak sportiflik dönüşümü tüm detaylara ulaşmamış ve biraz tuning modeli gibi duruyor.
SONUÇ
Birçok arkadaşıma göre rüya gibi bir işte çalışıyorum. Bunu söylemelerinin nedeni tabi ki teste konuk olan otomobiller ve haklılar da! M3 GTS ve 911 GT3 RS, süper spor otomobil üretimi konusunda tepe noktasını belirleyen bir ikili. Daha fazla keyif verebilecek bir otomobil bulmak çok zor. ~Etkileyicilik konusunda ikisi de yıldızlı pekiyi alsa da aralarında belirgin farklar da var. Bunun en belirgini BMW’nin fiyat avantajı: Neredeyse aynı performansı sunmasına rağmen Almanya’da Porsche’den 25 bin Euro daha ucuza satılıyor. Ancak “neredeyse” kelimesine dikkat etmek gerekiyor. Çünkü birçok nüansta daha dinamik, daha mutlak ve daha hızlı olan 911.
Yorum yazın