Mercedes lüks roadster temsilcisi
yeni SL ile yıldızını
bir kez daha parlatıyor. Otomobili
kullanmak için
Mercedes yetkilileri İspanya’nın güneyinde
Marbella’yı tercih ederken,
yine isabetli bir karara imza attılar.
Yılın bu mevsiminde güney İspanya
sakin olduğu kadar ortalama olarak
“olgun” insanların çoğunlukta
olduğu bir tatil yöresi. Lüks villalar,
güneş ve zengin bir çevre: SL işte
kendini burada mutlu hissediyor.
Meraklı gözler otomobili incelerken,
yeni SL’in muhtemelen sadece
bir makyaj geçirdiğini düşünebilirler.
Pek haksız da sayılmazlar. Yeni
SL bir önceki nesle göre ön tasarım
açısından biraz daha şişkin bir
yapıya sahip. Yan çizgileri ise SL’in
en belirgin özelliklerinden olan solungaçları
daha belirgin şekilde taşıyor
ve görselliği destekliyor. Arkadan
bakıldığında ise sağ ve sol tarafta
yer alan geniş egzoz çıkışları
ile stop grubu enine yayılarak korkutucu
bir görüntü aktarıyor. Bunun
dışında ise aslında bildiğimiz
SL’den pek farkı yok. Sadece biraz
daha enine gitmiş ve boyu uzamış.
Kısacası boyu 5 cm artarken,
genişliği ise 6 cm artmış. Görselliği
yanıltmasın. Yeni SL sadece yeni
olmasının dışında ciddi bir rejime
girmiş. Mercedes mühendisleri yeni
SL’i ciddi bir rejime sokarak 110
kg zayıflamasını sağlamış. Üretimde
çelikten vazgeçilerek, bunun yerine
gövdede yüzde 90 oranında alüminyum
ve magnezyum kullanılmış.
A sütunu hariç tüm gövdede alüminyum
kullanılmış ve bu sayede
ağırlık tasarrufu sağlanmış. SL
500’ün ağırlığı 1.785 kg. Henüz yollara
çıkmamış SL 350’de ise boş ağırlık
bir önceki nesil ile karşılaştırıldığında
140 kg daha az. Bir diğer
önemli nokta ise 85 litrelik yakıt deposun
hacminin 60 litreye düşürülmüş
olması. BlueEfficiency motorlar
sayesinde güç artarken, tüketim
düşmüş ve daha küçük depoya rağmen
menzil de uzatılmış.
Roadster’in iç mekanına geçildiğinde
ise markaya özgü ortam karşımıza
çıkıyor. Ferah iç mekan iki
kişiyi rahat ettirecek türden. Koltukların
arka kısmı bir önceki nesle
göre daha dar kalmış olsa da eşyalar
için yeterli alan bırakılıyor. Orta
konsol yine bir önceki modele göre
daha yüksek konumlandırılırken,
gösterge paneli ve kumandalar kolay
erişim imkanı tanıyor. Alışkanlık
gerektirmeyen kumanda düzeni
ve net okunan göstergeler bu otomobilin tam bir keyif aracı olduğunun
altını çiziyor. Ön cam eğimi
sürücüsünü rahatsız etmediği gibi,
ön görüş alanı yola odaklanmayı
sağlıyor. 0.27 cW sürtünme katsayısı
sınıfının en iyisi olurken oturma
pozisyonuna bağlı sağ ve sol
dönüşlerde biraz ezbere gidilmesine
neden olabiliyor. Eğimli A sütunu
ve elektrikli açılabilen rüzgar siperliği
iç mekana rüzgarın girmesini
engelliyor. Bu sayede 120 km/s
hızla giderken bile sesinizi yükseltmeden
yanınızdakiyle rahatça konuşabiliyorsunuz.
Üç kademeli olan
ve boyuna sıcak rüzgar üfleyen
Airscraf sistemi ise ensenin tutulmasını
önleyerek konforlu yolculuğu
destekliyor. Mercedes’in sunmuş
olduğu zengin güvenlik donanımları
ile güvenliği de en üst seviyeye
çıkartırken, donanımların çoğu
opsiyonel olarak sunuluyor.
Deneme fırsatı bulmuş olduğumuz
SL 500’ün kaputu altında 4.7
litre hacme sahip çift turbolu V8
motor yer alıyor. 435 HP güce sahip
motorun bu değeri pek heyecanlandırmasa
da 1.800 d/d’den itibaren
üretmiş olduğu 700 Nm
tork ile sürüş keyfini kolayca zirveye
taşımasını biliyor. BlueEfficency
motor teknolojisi tüketim düşürülmüş,
otomobilin ortalama yakıt tüketimi
9.1 lt/100 km olarak açıklanıyor.
Sürüş keyfine önem verenler
ise ortalama 12 litrelik bir tüketim
ile karşı karşıya kalabilir, ama bunun
kesinlikle sorun olmayacağını
belirtmek isteriz. SL 500’ün 0-100
km/s hızlanması sadece 4.6 sn ve
maksimum hızı 250 km/s ile sınırlandırılmış.
SL kesinlikle yormuyor.
Direksiyon sistemi ele rahat otururken
ağırlık hissettirmiyor. Otomatik
7 ileri şanzıman ile kombine
edilen motor ihtiyaç duyulduğu
takdirde gücünü hiç çekinmeden
yola koyuyor. Düzlüklerde ani hızlanmalarda
sürücüsünü yumuşak
bir şekilde koltuğa yapıştıran SL, özellikle
viraj çıkışı ani hızlanmalarda
arkadan kayma gibi eğilimlerde
bulunmuyor. Basık yapısı hızla girilen
virajlarda karoserin yana yatmasını
önlerken, motor sesi sadece
gaz pedalına yüklenildiğinde kulağa
hoş gelen homurtulara yer veriyor.
18 inçlik jantlar ile yer tam basarak
güvenli bir duruş sergiliyor.
SL 500’ün bir diğer keyifli tarafı ise
tavan kapalı iken de konforlu sürüşü
desteklemesi. Roadster olmasına
karşın tavan kapalı konumda
iken dahi sürüş zevkini bozmuyor.
Sunrooflu açılabilir tavan sadece 20
sn’de bagajdaki yerini alıyor. Bagaj
hacmi ise tavan açık konumda 364
lt, kapalı konumdayken ise 504 litreye
ulaşıyor.
Sonuç
Alman markanın spor roadster geleneğini
bir adım daha ileri götüren yeni
SL, eskisinden daha hafif, daha tasarruflu
ve daha performanslı. Markaya
özgü konfor seviyesi bu roadster
modelinde daha da yukarıya taşınırken,
ilk etapta merak edilen konular
arasında aracın fiyatı akla geliyor.
Türkiye’de Temmuz itibarı ile satışa
sunulacak SL 350’nin satış fiyatı
215 bin Euro’dan başlıyor. Bu yüksek
fiyat her ne kadar yüksek vergilerden
kaynaklansa da, yine de düşündürücü.
Bir yanıt yazın