Otomobil markaları ürettikleri motosikletlerde
gerçekten de harika işlere
imza atıyorlar. Aralarında çılgın süper
sporcularından tutun, ileri teknoloji yüklü
iki tekerlekli viraj ustalarına farklı modeller
karşımıza çıkıyor. Markalar, otomobil üretirken
gösteremeyecekleri cesareti motosikletlerinde
gösteriyor, otomobillerinde kullanamayacakları
malzemeleri motosikletlerinden
esirgemiyorlar. Örneğin S 1000 RR ile BMW,
iki tekerlek dünyasının Lamborghini’sine imza
atarken yolların en yırtıcı ve güçlü motosikletlerinden
birini yarattı. Alman üreticinin iki
tekerlekli sporcusu Japon ve İtalyanların en
güçlü adayları karşısında dünya şampiyonluğu
için rekabet ediyor.
Honda ise geniş kitlelere hitap eden Civic
modelinin iki tekerlekli versiyonunu en ileri
teknolojilerle yüklerken, gayet uygun bir
fiyata sunmayı da başarıyor.
Kısa bir süre önce Audi ailesine katılan
Ducati ise iki tekerin şeytanı olan Diavel’i
yola çıkardı. Diavel sportif kullanımın yanında
cruiser tarzına da sahip. Diavel’in otomobil
dünyasındaki karşılığı ise, kulağa çılgınlık
gibi geliyor olsa da, ki çılgın, Lamborghini
SUV olabilir. Otomobil üreticilerine ait beş
farklı motosikletinin direksiyonuna geçtik:
Çılgınlar ülkesinin abartılı ve cesaret isteyen
adaylarını kullanırken, otomobil dünyasında
kendilerine en uygun karşılıkların hangileri
olabileceği hakkında da biraz fikir yürüttük.
Amiral gemisi
Hem de ne gemi! Büyük, 6 silindirli motoruyla özel
ve Almanya satışı fiyatı bile 22 bin Euro’nun üzerinde.
Tüm BMW meraklılarının rüyası ve aynı zamanda BMW
mühendislerinin iki tekerlek üzerine ileri teknoloji ile
neler yapabileceklerinin bir kanıtı adeta. 350 kg boş
ağırlığa sahip olan K 1600, otoyolda ilerlerken ne olduğunu
anlayamadan 180 km/s’yi gösteriveren hız ibresiyle
herkesi şaşırtmayı biliyor. İş fren yapmaya geldiğinde ise
heybetli cüssesine rağmen neredeyse bir anda durmayı
da başarıyor. İstenilen noktada durma kabiliyetine sahip
K 1600, viraj çıkışlarındaysa bir canavara dönüşüyor.
Yüksek torku ile asfaltı adeta kazıyarak ilerlerken motorun
çıkardığı sesler gerçek bir senfoniye dönüşüyor. K
1600’ün sunabildiği bu sürüş keyfi otomobil dünyasında
yavaş yavaş yok olmaya başlarken, iki tekerlek üzerinde
mükemmel şekilde yaşatılmaya devam ediliyor.
Virajların yıldızı
İsveçli kros motosiklet uzmanı bundan 15
yıl önce Bavyeralılar tarafından ele geçirilmişti.
Sıradan motosiklet sürücüleri Husqvarna
Nuda’da, sert sele ve agresif konumlandırılması
gereken kollardan dolayı, işkence tarzında bir
sürüşe tanık oluyor. Bu işkenceye gaz kolu her
açıldığında spor egzozdan çıkan gök gürültüsü
de eklendiğinde sürüşün ne kadar eğlenceli
olabileceğini artık siz düşünün. Anında durmayı
sağlayan frenler ve bir çocuk bisikleti kadar hafif
yapısı; asfalt için üretilen bu motokros makinesi,
süper motosiklet tutkunlarının tam olarak aradığı
bir motosiklet oluyor. Hafif olması ve sahip
olduğu 105 HP Husqvarna’yı bir mermi gibi ileri
fırlatıyor ve aracın sorgusuz sualsiz hemen yan
yatmasına neden oluyor. Yani meraklıları, viraj
bulamadıklarında düzlüklerde bile oynamaya
devam edebiliyor.
Yarış ustası
İlkbaharda Ducati büyük bir atağa kalkmış olmasına
rağmen BMW S 1000 RR tahtını korumasını bildi. BMW
böylece üç yıl üst üste en keskin, en hızlı ve en sporcu
seri üretim motosiklet unvanını korumaya devam ediyor.
İnanılmayacak kadar güçlü bir BMW. 192 HP güç, 200 kg
boş ağırlık ve 0-200 km/s sadece 7.6 sn. Bu hızlanmayı ne
McLaren ne de Lamborghini başarabiliyor. Sadece Bugatti
bu rakama yaklaşıyor. Görsel açıdan S’in duruşu aslında
biraz masum kalıyor ve inanılmaz derecede kompakt,
küçük ve kolay kullanıma sahip. Zarif ve ince yapılı. Arka
tekerlek yuvasının büyüklüğü gücü simgeliyor adeta. Dört
silindirli motor 8000 d/d’de uyanmaya başlarken 10.000
d/d’de korkutmaya, 12.000 d/d’de kanı kaynatmaya,
13.000 d/d’de ise bir şimşek gibi çakmaya başlarken,
gösterge tablosunda vites değiştirme zamanının geldiğini
haber veriyor. Sonuçta sürücü en iyi tur zamanını elde
etmeye çalışırken, ki bu mümkün, ışıklar patlamaya
başlıyor. S 1000 RR’in dünyası bu türden gerçeklerle
dolu olmasına rağmen, sakin hayatta etrafına gülücükler
saçmayı da başarıyor.
Baz model
Sadece 48 HP? Yalnızca 700 cc? Utanmaya
gerek yok. Sade bir motosiklet hiç bu kadar
anlamlı hale getirilememişti. Honda sürücüsü ile
tam bir uyum içerisinde. Parmaklar, düğmeler,
eller, oturma pozisyonu, bakışlar derken her şey
yerli yerinde. Yeni başlayanlar veya tekrar iki
tekerlek üzerine çıkanlar için uygun fiyatlı iyi bir
seçenek. NC 700 S sürücüsünün isteklerine cevap
veriyor. ABS destekli frenleri sayesinde güvenle
durmasını bildiği gibi 4.0 lt/100 km’nin altında
bir tüketim ile yetinebiliyor. Tek dezavantajı
ise sollamalarda devir kesicinin 6.250 d/d’de
devreye giriyor olması. Biraz daha fazlasının
sunulması daha iyi olurdu ancak düşük bir bütçe
ile motosiklet kullanın daha basit bir yolu yok.
Gösteri ustası
Eğer Terminatör bugün tekrar yollara düşse, kesinlikle Diavel’i
kullanırdı. Ducati kırmızısı renge ve Amerikan tarzı dramatik ayrıntılarla
sahip olan motosiklet aslında İtalyan tarzının dışına çıkmış gibi
duruyor: İtalyan tarzına sahip diğer motosikletler Diavel’in yanında
çocuk oyuncağı gibi kalıyor. Uzun boyu, fıçı tipindeki yakıt deposu
ve filmlerden çıkmış gibi görünen stopları ile uzun yolları tercih
ediyormuş gibi duruyor. Sinyal verildiği anda ise sanki sarı bir şimşek
çakmaya başlıyor. Oturma pozisyonu cruiser tarzına uygun olmasına
rağmen, boru tipi şasinin içinde her an ısırmaya hazır iki silindirli 162
HP’lik bir cehennem canavarı yatıyor. 90 derecelik silindir açılarına
sahip V2 motor Ducati’nin süper spor modellerinden alınmış bir makine.
Diavel, Terminatör’ü bile zorlayabilecek bir performansa sahip.
Sonuç
Otomobil üreticilerinin iki tekerlekli
modelleri, uysal otomobillerinin
yanında kesinlikle sınırları
zorluyor. Bu denli güçlü
motosikletlere imza atan markalar
ne yazık ki aynı cesareti
otomobillerde gösteremiyor. K
1600’ün karşılığını BMW 750Li
olarak göstersek de, aracın M7
versiyonu daha da iyi olurdu.
Bir yanıt yazın