Bu yaz Hamburg’un özel
bir bölgesine 3 üreticinin
elektrikli otomobilleri teslim
edildi. Hamburg Limanı’na
yerleştirilen devasa billboardlarda,
organizasyonda yer alan firma
ve kurumların isimleri tek tek yayınlandı.
Bunların en üstünde ise
en büyük harflerle Karabag ismi
yer alıyordu. Altında ise çok daha
küçük karakterlerle Daimler ve
Renault’nun logoları vardı. İşte bu
önemli bir sembolik etki yarattı:
Önce Karabag, sonra dünya otomotiv
devleri.
Hamburglu girişimci Sırrı Karabağ
bugüne kadar Almanya’da
yaklaşık 600 adet elektrikli otomobil
sattı. Bunların arasında Fiat’ın elektrikli
otomobile dönüştürülmüş 500,
Doblo, Ducato ve Fiorino modelleri
var. Bu da şu anda Almanya yollarında
dolaşan her 5 otomobilden birinin
Karabağ’ın tesislerinde üretildiği
ve Karabağ’ın ülkenin en büyük
elektrikli otomobil üreticisi olduğu
anlamına geliyor. Bunun dışında
Karabag, bir elektrikli otomobili
içten yanmalı motora sahip orijinal
modelden daha ucuza satabilen ilk
marka unvanına da sahip. Örneğin
yeni 500 E’nin fiyatı, benzinli motorlu
kardeşiyle aynı seviyede.
Ayrıca bu sadece başlangıç. Karabağ,
yakında otomobil fabrikası
dendiğinde Almanların aklına sadece
Wolfsburg, Stuttgart veya Münih
gelmeyeceğini söyleyerek ekliyor:
“Artık saatler yeniden ayarlanacak.”
Burada dile getirilen “saat”
mekanizmasında en önemi parça
olan itici güç, yani zemberek, Sırrı
Karabağ’ın bizzat kendisi.
Elektrikli otomobilde 1 numara
Peki ama elektrikli otomobil konusunda
Almanya’nın bir numaralı
insanı olan Sırrı Karabağ kimdir?
Annesi Alman, babası ise Türk
olan Karabağ’ın babası da işadamı:
Almanya’ya Türk yiyecek ürünleri
ithal ediyor. Babasının ticaret yeteneğini
alan Karabağ, insan ilişkileri,
firma yönetimi ve organizasyon konularında
oldukça başarılı bir girişimci.
1993 yılında kendi otomobil
satış firmasını kuran Sırrı Karabağ,
kısa sürede ülkenin en büyük Fiat
ticari araç ithalatçısı haline gelmiş.
Elektrikliye dönüştürülmüş ilk Fiorino ile Karabağ, 2007 Frankfurt
Otomobil Fuarı’nda tanışmış.
Fuarda Fiat yetkilileri, Karabağ’dan
elektrikli Fiorino’yu satmasını istemişler.
Fiyatının çok fazla olduğunu
bilmesine rağmen Karabağ bu teklifi
kabul etmiş ve aracı ürün yelpazesine
eklemiş ve gelen tepkiler karşısında
şaşkına dönmüş: “İnsanlar
tek bir şey istiyordu: Bu otomobili
satın almak. O anda talebin ne kadar
yüksek olduğunun farkına vardım.
Burada önemli olan fiyat veya ileri
teknoloji değil, arz ediliyor olmasıydı.”
TÜV İtalya’da üretilen elektrikli
araçla ilgili olarak 103 küçük ayrıntıya
eleştiriler getirince Karabağ, işi
bizzat devralması gerektiğinin farkına
varmış ve otomobil ithalatçısı
Karabağ’dan, elektrikliye dönüştürücü
Karabağ’a dönüşmüş.
Ürün yelpazesinde sadece hafif
ticari araçlar olmasından pek
memnun olmayan Karabağ, bir tür
“ilgi mıknatısına” ihtiyacının olduğunu
düşünmeye başlamış. İşte ilk
elektrikli Fiat 500 de 2009 yılında
böylece piyasaya çıkmış. Ancak bu
otomobilin fiyatı 50 bin Euro’nun
bayağı üzerindeymiş. Maliyetler
üzerinde ekibiyle birlikte çalışmalar
yapan Karabağ, ikinci nesil 500
E’nin maliyetlerini iyice düşürmüş.
Karabağ’ın hesabına göre elektrikli
500’ün kullanım maliyeti, elektrikli
bir Fiat 500’e göre aylık 50 Euro daha
düşük. 500 E’lerin Fiat’tan alınan
ham karoserleri Kippenheim’daki
tesislerde elden geçirilerek 500 E’ye
dönüştürülüyor.
Şarj istasyonları da kuruyor
Karabağ’ın sattığı elektrikli otomobiller
bugüne kadar trafikte yaklaşık
6 milyon kilometre yol yapmış
durumda. Karabağ şu anda Alman
Çevre ve Doğa Koruma Kurumu
tarafından da destekleniyor. Bunun
dışında Karabağ, Hamburg’u
Almanya’nın beşinci “Elektrikli
Mobolite Vitrin Şehri” arasına
sokmak istiyor. Karabag şu anda
Kion Grubu, Kion’un iştiraklerinden
Linde (elektromotorları sağlıyor) ve
Still ile işbirliği yapıyor. Hamburglu
yatırımcının hedefi, önümüzdeki
yıllarda ortaklarıyla birlikte 80
milyon Euro’luk yatırım planlıyor.
Karabağ’ın iş fikirleri güneş enerjisiyle
çalışan bağımsız şarj istasyonlarından
sadece elektrikli araçların
kullanıldığı yerleşim alanlarına kadar
uzanıyor. Firmanın şu anda en
önemli sorunu servis. Bu nedenle
Karabag firması, elektrikli forklift üreticisi
Still ile Avrupa’nın en büyük
servis ağını kurmak istiyor. Proje
kapsamında 800 noktada elektrikli
otomobil sahiplerine servis verebilmek
için 2 bin 300 çalışan eğitimden
geçiriliyor. “Flying Doctors” (uçan
doktorlar) olarak anılan servis ekibinin
hedefi, 2012’den itibaren tüm
Almanya’yı kapsayan bir servis ağı
sunmak. Karabag’ın diğer partneri
ise Europe Assistance adlı hizmet
firması: Portekiz’den Rusya’ya kadar
tüm Avrupa’yı kapsayacak olan servis
ağı 24 ay içinde kurulmuş olacak.
O güne kadar firma, yıllık en azından
5 bin adetlik elektrikli otomobil
satışı hedefliyor. Ağırlıklı olarak
Fiat 500’ler ve Fiat markalı ticari
araçların oluşturduğu model yelpazesinde,
Ford Ka’lar da bulunacak.
Karabağ’ın 2017 satış hedefi ise yıllık
10 bin adet: “Eğer o zamanlarda
yüzde 5’lik bir pazar payımız olursa
mutlu olacağım.” Sonuç olarak Karabag
firması uzun süredir bölgesel
bir güç olmanın ötesine geçmiş
durumda. Bu ay düzenlenecek olan
Automechanica’da (Frankfurt) bu
kez, elektrikli otomobil konulu özel
bir fuar da olacak. Bilin bakalım bu
fuarı düzenleyen kim? Tabi ki Sırrı
Karabağ.
Yorum
Elektrikli mobilite şu anda Almanya’da
yeterince ilgi görmüyor. Büyük firmaların
tamamı üzerinde çalıştıklarını söyleseler
de üretim beklenildiği gibi değil. Durum
böyle olunca pazar liderinin Karabag gibi
orta ölçekli bir firmanın olması da şaşırtıcı
olmuyor. Sırrı Karabağ gerçekten başarılı
bir girişimci, hem de kelimenin gerçek
anlamıyla: Risk alıyor, harekete geçiyor ve
üretiyor. Düsturu ise gayet basit: Konuşma,
yap! Karabağ sayesinde otomotiv devleri
de yolun nereye gittiği görmeye başladı.
Bir yanıt yazın