Hiç kimse Mercedes yönetiminde
cesaret eksikliği olduğunu söyleyemez.
A Serisi’ni mutlak bir şekilde
değiştirerek, BMW 1, Audi A3 ve VW Golf’ün
karşısına genç bir otomobil olarak çıkarmış
olmaları kesinlikle saygıyı hak ediyor. Ancak
bu, tek başına bolca puan elde etmek için
yeterli bir özellik değil. Neticede testlerimizde
araçları en ince ayrıntısına kadar ölçüp
değerlendiriyoruz.
Golf ve Audi ilk kez, tutumlulukla keyif arasında
en iyi dengeyi kurduğunu iddia edilen
105 HP’lik küçük dizellerle karşı karşıya geldi.
Mercedes ise burada da cesur bir yenilikle
karşımıza çıktı: A 180 CDI’da görev yapan 1.5
lt 109 HP’lik dizel motor Renault’dan alınmış.
Sadece Fransız-Alman işbirliğinin sonuçlarını
görmek bile heyecan verici bir deneyim olacak.
BMW 116d’nin derinden gelen seslerle
çalışan 2.0 lt’lik 116 HP’lik dizeli de kesinlikle
küçümsenebilecek bir makine değil.
1- Sakin ve çok yönlü, VW Golf 1.6 TDI BMT Comfortline
Diğerleri daha şık olabilir… Golf içsel değerleriyle puan topluyor.
Test günü hava bayağı soğuktu.
Golf 1.6 TDI’ın içiyse sakinlikten
uzaktı. Küçük dizel, en azından sıfırın
altındaki sıcaklıklarda, güçlü ve
duyulur seslerle çalışıyor ve denge
mili olmaması nedeniyle Audi’nin
2.0 lt’lik TDI’ı kadar sarsıntısız
olamıyor. Ayrıca aynı motora sahip
A3’ün aksine sadece 5 ileri vitesle
yetinmek zorunda. İlk anda pek de
çekici görünmeyen bu olumsuzlukların
finalde birer dezavantaj
olmadığı ortaya çıktı. Çünkü Golf,
rakiplerinden daha sarsıntılı değil,
daha yavaş değil ve daha fazla da
tüketmiyor. ~İşte bu sayede Golf,
elit Alman kompaktlar arasında
birinciliğe yerleşmeyi başardı. Karşılaştırmanın
en geniş iç mekanını
sunmakla kalmayan Golf, birleşik
arka aksına ve ayar imkanı olmayan
standart amortisörlerine rağmen,
en konforlu süspansiyonuna
da sahip. Bu sırada 105 HP’lik TDI,
geniş bir bantta
sunduğu yüksek
gücüyle kaba
çalışma karakterini
rahatlıkla
affettiriyor. Sürüş
özellikleriyse
hobi yarışçılarından
ev hanımlarına kadar çok
geniş kitleleri memnun edebilecek
kadar iyi. 380 lt ile 1270 lt ile
arasında değişen bagaj hacmi ile
Golf, sınıfında çıtanın yüksekliğini
de belirliyor.
Buraya kadar her şey iyi. Ancak
zayıflıklar da var. Örneğin geniş
C sütunu geri görüşü güçlü bir
şekilde engelliyor. Ancak Golf dışındaki
diğer 3
otomobilde de
bu sorun var:
Yani iyi bir görüş
için vücudunuzu
mümkün
olduğunca
çevirebilmeniz
gerekiyor. Hatta A Serisi’nde durum
daha da kötü.
Son olarak ise Golf, karşılaştırmanın
en iyi finansal bilançosunu da
sunuyor. Tamam, bir kelepir değil
(Almanya baz fiyatı 21 bin 625
Euro) ama Audi, BMW ve Mercedes
çok daha fazlasını talep ediyor.
Golf’ün Türkiye fiyatları da
yine diğer rakiplerin altında bir
seviyeden başlıyor; 1.6 TDI Comfortline
(manuel ve 2013 model)
versiyonun fiyatları 59.300 TL’den
başlıyor. Dört rakibin de istedikleri
yüksek fiyatlar, üreticilerin
modellerine güvendiklerini açık bir
şekilde gösteriyor. Ancak üreticilerin
aynı güveni garanti konusunda
göstermemeleri ise ilginç: Golf
müşterileri de diğer üçlüdeki gibi
sadece 2 yıllık garantiyle yetinmek
zorunda. Ve bu durum, 7 yıl garanti
sunan Kia’nın yanında komik bir
etki bırakıyor.
~2- Sportif ve elit, Audi A3 1.6 TDI Ambition
En yüksek işçilik kalitesi ve en etkileyici iç mekanıyla ışıldayan Audi,
ne yazık ki sportifliği biraz abartıyor.
5 kapılı Sportback versiyon henüz
teste çıkmadığı için A3, karşılaştırmamızın
tek 3 kapılı otomobili
oldu. Ancak bu durum sadece küçük
bir handikap: İç mekan darlığı ve biniş
konusunda kaybettiği puanların
bir kısmını fiyatıyla geri kazanıyor.
Bunun dışında A3, 3 kapılı haliyle de
Audi mükemmeliyetçiliğine sahip.
İç mekanın tamamı çok ince ve çok
özenli bir işçiliğe sahip. Ambition
paketi ise dinamik sürüş özelliklerinin
altını çiziyor.
Bu hiç de kötü bir hamle değil ama
yan etkileri de var. Test aracında
bulunan dinamik süspansiyona
rağmen A3, bozuk zeminli yollarda
ve rögar kapaklarının üzerinden
geçerken hiç de hoş olmayan bir
sertlik sergiliyor ve vuruntuların
iç mekanda hissedilmesine neden
oluyor.
Diğer taraftan 105 HP’lik TDI daha
yumuşak çalışıyor ve varlığını
yolculara daha az hissettiriyor.
Göründüğü kadarıyla Audi, kompakt
modelinin premium paketine,
Golf’te eksikliğini çektiğimiz
bolca izolasyon malzemesini de
dahil etmiş.
Ancak Ingolstadtlı otomobil, bir
binekten çok, 2+2 oturma düzenli
bir sporcu gibi. Çünkü arka koltuklarda
iç mekan biraz fazla “samimi”.
Neyse ki 365 lt’lik bagaj hacmi
yeterli. Canlı bir etki bırakan motor,
hassas direksiyon ve sorunsuz vites
değişimleri (6 ileri oranlı şanzıman)
A3’ü, aile babalarının sevgilisi haline
getirecektir. Özellikle de haftasonu
kaçamaklarında bol virajlı
yolları kullanıyorsa.
Sağlam spor koltuklar A3’ün dinamik
imajını tamamlıyor. Drive
Select adlı ayarlı süspansiyon opsiyonundan
ise rahatlıkla vazgeçilebilir:
Değişken direksiyon ve gaz
pedalı tepkileri aracın zaten yüksek
olan sürüş keyfini, daha fazla ileri
taşımıyor.
~Ne yazık ki bu eğlenceli otomobil
ucuz değil. A3 ile teknolojik ikizi
Golf’ün arasında 3 bin Euro’luk bir
fiyat farkı var. Bu rakam karşılığında
Golf’te hatırı sayılır zenginlikte
ilave donanımlar alınabilir.
Türkiye’ye ise Audi A3’lerin 1.6
TDI motorlu versiyonları sadece S
tronic şanzımanla ithal ediliyor, fiyatları
ise 2013 modellerde 74.500
TL’den başlıyor.
Connectivity: Audi A3 böyle online oluyor
Piyasaya çıkışının üzerinden
yaklaşık 9 ay sonra
sunulmaya başlanan Connectivity
adlı paket sayesinde
A3, artık hem internete
bağlanabiliyor hem de navigasyon
sistemini Google’ın
datalarıyla destekliyor. Bu
sistemle birlikte A3’te ilk
kez eşzamanlı trafik sıkışıklığı
uyarıları da kullanılabiliyor.
Sürüş sırasında sürücü,
elektronik postalarını,
Facebook veya Twitter gibi
sosyal ağlardaki metinleri
sesli olarak okutabiliyor,
kendi mesajlarını ise sesli
olarak dikte ettirebiliyor.
Yakın bir zamanda sistem,
internet radyolarını da kullanmaya
başlayacak. Connectivity
paketinin toplam
maliyeti (Almanya) ise 3 bin
225 Euro.
3- Hızlı ve az tüketiyor, BMW 116d
BMW 116d sürüş özellikleriyle büyükleri aratmazken, iç mekan
genişliği eksikliği hissettiriyor.
Mütevazılık Münihli üreticinin
erdemleri arasında değildir pek.
Buna uygun olarak BMW, karşılaştırmamıza
dörtlünün en güçlüsü
olan 116 HP’lik bir motorla katıldı.
116d homurtulu ve sesli bir makine
ama hızlanmalarda rakiplerinden
çok daha iyi. Kamyon veya TIR’ları
sollarken de, en rahat ettiren
otomobil 1 Serisi. Tek sorun, tam
gazda bir anda tutukluk yapıyormuş
gibi hissettirmesi. ~Ancak bu,
affedilebilecek bir zayıflık.
Çünkü BMW, akaryakıt istasyonunda
da sahibini güldürmeyi başarıyor.
Tam 5 lt olarak ölçtüğümüz
test tüketimi hem karşılaştırmanın
en iyisi, hem de 4.5 lt/100 km’lik
fabrika verisine çok yakın.
Spor koltuklarsa hem makul fiyatlı
(Almanya: 490 Euro) hem de
uzun yolculuklar için çok uygun
bir yatırım olacaktır. Tabi ki ön
koltuklarda yolculuk ettiğiniz sürece.
Çünkü arka koltuklarda hafif
bir klostrofobi hissine kapılmanız
bile mümkün. Ancak bu durum A
Serisi ve A3 için de geçerli.
Konu virajlar olduğunda ise bu
arkadan itişli otomobil, tüm hız
fobilerinizi yok etmeyi başarıyor.
Pergel keskinliğindeki direksiyon
ideal çizgiyi korumanıza yardım
ediyor, hassas geçişlere sahip 6
ileri şanzıman, gücü neredeyse
mükemmel dağıtıyor ve kademeli
olarak kapatılan ESP de ağır başlıdan
en sertine kadar tüm sürüş
tarzlarını destekliyor.
Ne yazık ki BMW 116d, ailelerin
tadını kaçıracak kadar yüksek bir
fiyata sahip. Almanya’da 26 bin
Euro olan baz fiyat, test aracındaki
gibi 205 mm’lik lastikler ve spor
koltuklarla 27 bin 200 Euro’yu
buluyor. Türkiye’de ise BMW 1
Serisi’nde tek bir dizel versiyon
bulunuyor. O da 116d ED modeli
(manuel vites ve 2013 model). Fiyatı
ise 73.700 TL yani pek de ucuz
sayılmaz. Daha önceden de söylediğimiz
gibi: Mütevazılık Münihli
üreticinin erdemlerinden biri değil.
4- Sorunları da olan genç Mercedes, Mercedes A 180 CDI Urban
Yeni A Serisi’nden genç ve seksi olması bekleniyor. Ancak Mercedes
bunları yaparken bazı faydalı özellikleri gözardı etmiş gibi.
~A Serisi ile Mercedes tamamen
yeni rotalara açıldı. Artık bu en
küçük Mercedes Yıldızı’nın yeni
hedefi; yüksek ve konforlu değil,
alçak ve sportif olabilmek.
A 180 CDI’nin kaputunun altında
ise Mercedes değil, bir Renault
motoru yatıyor. Şehir dışı yollarda
rahat bir şekilde gezinmek
isteyenler, bu 1.5 lt’lik makineyi
sevecektir.
Ancak rakipleriyle karşılaştırıldığında
biraz gecikmeli kalkışlar
sergilerken, üst devirlerde ağır
kalıyor ve tepkileri de pek canlı
değil. Yani gidiş geliş bir şehir
dışı yolda bir kamyon sollarken
hatırı sayılır bir hızlanma mesafesi
gerektiriyor. Tam gazda motorun
sesleri artan bir sinirliliğe bürünüyor:
109 HP’nin tamamını devreye
soktuğunuzda kulaklarınız da bunu
hissediyor. Seslerin geri planda
kalmaya başlaması içinse otoyola
çıkmak gerekiyor. Ancak bunun
nedenlerinden biri de motorun
rüzgar seslerinin ardında gizlenmeye
başlaması.
Diğer taraftan ise A Serisi, başarılı
direksiyonu, rahat koltukları ve
karşılaştırmanın en güçlü frenleriyle
puan topluyor. Bu sayede A
Serisi saygımızı kazanırken, süspansiyonun
dengeli olmayan karakteri
de önemini yitirmeye başlıyor.
Spor süspansiyon olmadan
bile küçük Benz, zemin darbelerini
vasat bir şekilde emerken, belirgin
vuruntularla can sıkabiliyor.
İç mekana yeniden sükunet hakim
olması için yolun iyileşip hızın
artması gerekiyor. A Serisi bu
durumda da bir konfor mucizesine
dönüşmüyor ama katlanabilir bir
hale geliyor. Belki de Stuttgartlı
mühendisler ayarlı amortisörler
kullanmayı gündeme alabilirler.
Böyle bir karar A Serisi’nin konforunu
kesinlikle artıracaktır.
Alçak konumlu klima kontrolleri
ve arka çapraz görüşün çok kötü
olması ise can sıkan diğer özellikler:
~Bu bölgedeki bir bisikletliyi
fark edebilmek için vücudunuzun
iyice geriye çevrilebilecek kadar
kıvrak olması gerekiyor. Bizim izlenimlerimiz,
mühendislerin genç
görünümlü bir tasarım elde etmeye
uğraşırken günlük kullanıma
uygunluğu unuttukları yönünde.
Yeni A Serisi’nin 180 CDI versiyonunun
fiyatları 68.700 TL’den başlıyor
(2012 model). Dizel motorda
fiyatlar büyük ve güçlü motorlarla
birlikte 104.000 TL’ye ulaşıyor.
1.5 dCi’da Renault tasarıma daha fazla önem veriyor
A 180 CDI’ın 1.5 lt’lik dizel motoru
Renault Megane’dan alınmış.
Teknik veriler arasındaki farklılıklar
minimal seviyede. Megane
Energy dCi 110’ın (start-stop burada
da standart) sıkıştırma oranı
biraz daha düşük (15.5 yerine
15.2) ve dış gürültü seviyesi 1
Desibel daha düşük (74’e 73). En
önemli farklılıklara ise performans
ve tüketim değerlerinde
rastlıyoruz. A Serisi 0-100 km/s
hızlanmada neredeyse 1 sn daha
iyiyken, ECE norm tüketim rakamı
ise 0.3 lt daha fazla. Bu farkların
nedeniyse Mercedes’in daha kısa
vites ve son dişli oranlarına sahip
olması. Sürüşler sırasında A Serisi
“bir tık” daha canlı ve özellikle
de daha sessiz hissettiriyor.
Bunun nedenini görebilmek için
ön kaputun altına bir göz atmak
yeterli: Mercedes motoru kalın
bir izolasyon kapağıyla kaplamış.
A Serisi’nin tasarımı biraz oyuncaklı duruyor. Diğer üç rakipse
daha basit ve daha geniş kitlelere hitap eden tasarımlara sahip.
Sürüş keyfi konusunda çıtanın yüksekliğini açık ara farkla Audi ve
BMW belirliyor. Ancak Audi, dinamizm adına konfordan biraz ödün
vermek zorunda kalıyor. ~Sürüş dinamizmi ve konforu konularında
gayet yüksek bir seviyede olan Golf, ikisinde de çok yükseklerde
olamıyor. Bu sayede her türlü kullanıcı profiline uyum sağlayabiliyor.
A Serisi burada biraz daha tutuk: Yeni genç-dinamik imajının
hakkını vermeye çalışırken, Mercedes hissi de sunmakla uğraşıyor.
Sonuç
Bu karşılaştırmanın
olumlu sonucu,
4 kompaktın da 5
lt civarındaki tüketimleriyle
gayet
ekonomik oldukları
oldu. Bravo! Ancak
4 adayın da fiyatları
yüksek. Paranın karşılığını
en iyi veren
otomobil, büyük ve
konforlu Golf oldu.
Golf’ü sportif ama
daha küçük iç mekanlı
kardeşi A3
takip etti. 1 Serisi
arkadan itiş keyfini
başarılı bir şekilde
sentezlerken,
“genç” A Serisi konfor
ve maliyetlerde
iyileştirmeler gerektiriyor.
Yorum yazın