Dacia Bölgesi tarihin sayfalarında
savaşlarla anılan
bir yerdir. Dacialılar asla
pes etmeyen ve dönemin
Roma İmparatorluğu’na sürekli
kafa tutarak savaş halinde bulunan
bir millettir. Roma’nın bu
bölgeye olan ilgisinin nedeni
ise çok basitti: Yeraltı kaynaklarının
zenginliği. Bölge insanı
el işçiliğinin yanında seramik
konularında çok gelişme kaydetmek
dışında, demir, altın
ve gümüş işlemeciliği üzerine
adeta uzman olmuşlardı. Romalıların
hedefi de bu kaynakları
talan etmekti.
Günümüzde ise Dacia ismi, daha
çok otomobille özdeşleşiyor.
Değişmeyen tek şey ise bölge
insanının mücadele ve başarma
içgüdüsü. Karpatların eteğinde
bulunan ve sunduğu konsept ile
otomobil dünyasına alt üst eden
otomobil markası, eski başarılı
günlerine geri dönmeye başladı
ve Fransız hamisi Renault’nun
kanatlarının altına girdikten
sonra şaha kalktı. “Uygun otomobil”
konsepti ile 2. el araç
arayanlara sıfır kilometrede bir
araç da satın alabilecekleri mesajını
veren Dacia, büyük bir
artıyı hanesine kattı.
Otomobil pazarında yüksek
bir hızla ilerleyen Dacia’nın,
Karpatların eteğinde bulunan
Piteşti Fabrikası’nı ziyaret ettik.
Renault’dan gelen 1.5 milyar
Euro ile yapılan büyük yatırım,
buradaki üretim merkezini
iyice canlandırmış. Endüstriyel
performans geliştirme sistemi
üzerine üretim yapan Piteşti
Fabrikası günde üç vardiya ve
cumartesi günleri de çalışarak
siparişleri yetiştirmeye çalışıyor.
Bugün yüzde 80 kapasite ile
çalışan fabrikanın 2011 hedefi
toplam 350 bin adet üretmek.
Bu rakam kulağa az geliyor
olabilir fakat çalışanlarının neredeyse
yüzde 100 olan insan
gücü ile çalıştığını belirtmek
isteriz. Robot destekli üretimin
ağırlığının düşük olması bu rakamı
daha değerli hale getiriyor.
Markanın en başarılı modeli olarak ön plana çıkan Duster,
şu andaki toplam üretimin neredeyse
yarısını oluşturuyor.
Duster’a olan talebin çok yoğun
olması, aracın ülkemizdeki
bekleme süresinin 4 aya
kadar çıkmasına neden oldu.
Piteşti Fabrikası günde 1.400
adet karoser üretirken bunun
850 kadarını Duster oluşturuyor.
Duster ile elde edilen başarı
fabrikanın 2012 yılı için
Türkiye’de satışa sunulacak
yeni bir aile modeli ve yeni bir
hafif ticari araç olmak üzere
iki yepyeni model ile birlikte
daha da güçlü hale geleceğinin
sinyallerini veriyor. Ürün yelpazesinin
genişlemesini yeni
modellerle sürdürecek olan Dacia
markasının, Sandero, Logan
ve Logan MCV modelleri 2013
yılına kadar yenilenmiş olacak.
Türk otomotiv tüketicilerinin
beklentilerini ve alışkanlıklarını
çok yakından takip eden ve
müşteri memnuniyetine odaklanan
marka, Duster’dan sonra
Logan Sedan, Sandero ve Logan
MCV modellerini fabrikada
orijinal LPG’li olarak üreterek
bir ilke imza atıyor. Duster’ın
LPG’li versiyonu ise 2011 yılının
son çeyreğinde satışa sunulacak.
Özel olarak geliştirilen bu
LPG kitlerine sahip araçlar da
Dacia yetkili servislerinden hizmet
alacak ve tüm Dacia ürünlerinde
mevcut olan 3 yıl/100
bin km garanti hizmetinden
yararlanacak. Dacia’dan yapılan
açıklamaya göre özellikle 2011
yılının ikinci yarısı itibarı ile
Dacia satışları, LPG’li versiyonun
aileye katılmasıyla artış
gösterecek. Petrol fiyatlarındaki
artış sebebi ile yükselen yakıt
maliyetleri, LPG’li Dacia’nın
daha fazla tercih edilmesinin
en önemli nedenlerinden biri
olarak görülüyor.
Dacia ürün gamının tamamında
sürücü havayastığı standart olarak
sunulurken, Duster’ın tüm
versiyonlarında ABS, sürücü ve
yolcu havayastıkları standart
donanımda yer alıyor.
Dacia’nın hikayesi “geçmişine
sahip çıkıp ders alanların kazanmaya
mahkumdur” sözünü
bir kez daha kanıtlıyor.
Bir yanıt yazın