Karşılaştırmalı testlerde
harika sonuçlar
ve çok sayıdaki müşteri,
Audi, Mercedes
ve BMW’nin dizel motorlu
kompakt SUV’larının, anavatanlarında
sınıflarının en
başarılıları olduğunu kanıtlıyor.
Bu SUV’lar, lüksü, gücü
ve prestiji günlük kullanıma
uygun boyutlar ve yüksek
fonksiyonellikle harmanlıyor.
Dizel motorlu versiyonlarda
ise bunlara, makul tüketim
rakamları da ekleniyor. Örneğin
BMW, en güçlü dizel
motorlu X3 için 6.0 lt/100
km’lik bir tüketim rakamı
açıklıyor.
Artık Infiniti de bu gruba
dahil olmak istiyor. Bir premium
SUV olması nedeniyle
EX30d’nin fiyatı hiç de ucuz
değil: Almanya başlangıç rakamı
48 bin 250 Euro.
Avrupa’da neredeyse hiç
bilinmeyen bir markanın
bunu başarması mümkün
olabilir mi?
Buna bir handikap daha ekleniyor:
Neticede EX, premium
hale getirilmiş ve teknolojileri
Renault modellerinde
de kullanılan bir Nissan’dan
başka bir şey değil. Diğer
taraftan ise EX tam bir ilgi
mıknatısı ve heybetli bombelere
sahip ön kaputunun
altında 238 HP’lik gerçekten
güçlü bir dizel motor görev
yapıyor. Bunun dışında GT
Premium paketli EX30d’nin,
7 ileri oranlı otomatik şanzıman,
deri döşemeler ve
otomatik klimanın da dahil
olduğu standart donanımı
kesinlikle çok zengin.
Karşılaştırmamızda EX, 240
HP’lik Audi Q5 3.0 TDI quattro
S-tronic, BMW X3 xDrive
30d Automatic (258 HP) ve
Mercedes GLK 350 CDI 4Matic
7G-tronic (231 HP) rekabet
edecek. Bu karşılaştırmada
hedefimiz, Infiniti’nin elit
kompakt SUV’lar arenasında
başarılı olup olmayacağını
görmek.
Infiniti EX30d
Infiniti sadece şık olmak istiyor… En
azından bagajına baktığımızda böyle
düşündük: Coupeleri andıran tasarım,
bagaj hacminin küçülmesine neden
olmuş. Diğer taraftan arka koltuklar
elektrikli bir sistemle katlanıyor ve bagaj
hacmi bu çok basit işlemle 1175 lt’ye
ulaşıyor. Sonuç olarak EX, karşılaştırmadaki
en pratik araç değil. Ayrıca görüş
özellikleri de gayet
kısıtlı. Bu eksikliklerini
Infiniti, çok
zengin bir donanım
ve sürüş karakteriyle telafi etmek istiyor.
Ancak sürüş karakteri, iddia ettiği
kadar iyi değil. Tamam, süspansiyonun
çalışma karakteri gayet iyi ama sert
zemin dalgalarının ardından karoser,
hiç de hoş olmayan bir şekilde titriyor.
Ayrıca direksiyon çok hissiz ve direktlikten
uzak ayarlara sahip. Şanzıman
ve motor ise performansı sınırlayan bir
birliktelik içinde. Farklı bir anlatımla:
Gaza basıldığında motor, 550 Nm’lik
torkunu kullanıma sunmakta gecikiyor,
şanzıman ise kick-down emirlerine tepki
vermekte gecikiyor. Bunlara birkaç
ayrıntı daha ekleniyor:
Ön koltukların
kısa minderleri
konforu kısıtlıyor,
motor homurdanıyor ve Q5 ve X3’ten
fazla tüketiyor. Tasarımı ne kadar hoş
olursa olsun, bu eksiklikleri nedeniyle
sonunculukla yetinmek zorunda kalıyor.
Mercedes GLK 350 CDI
Güm, güm, güm… O da ne? Uzun
stroklu ve uygun yumuşaklıktaki yapısına
rağmen GLK’nın süspansiyonundan
sesler geliyor. Ancak suçlu lastikler.
Önde 235/50, arkada ise 225/45 ebatlı
lastikler iyi fren mesafeleri ve şaşırtıcı
bir canlılık sağlıyor ama konfordan ödün
vermeyi gerektiriyor. Enlemesine zemin
darbelerinin lastiklerin sert yanaklarına
çarpması hissedilir
vuruntu ve titremeler
olarak yansıyor.
Yüksek bir güç sunan
dizel V6 ise bu olumsuzluğu hafifletiyor:
Rölantinin hemen üzerinde (gerçekten
de 1600 d/d’de) tüm gücünü veriyormuş
gibi hissettirirken, 7 ileri otomatik
şanzıman da vitesleri hatasız bir şekilde
değiştiriyor. Bu durum, büyük hacimli
dizellerin çok güçlü karakterinin performansa
daha yumuşak ve keyif verici
şekle bürünmesini sağlıyor. Bu iyi bir
seçim olmuş, çünkü GLK kesinlikle bir
sporcu değil. Çünkü direksiyon bayağı
hissiz ve birbirini takip eden virajlarda
sürücü, yüksek bir araçta oturduğunu
hissediyor. İç mekanın biraz kısıtlı hissettirmesi,
özellikle
de bagajın Alman rakiplerine
göre küçük
kalması da bu olumsuzluğa
ekleniyor. Durum böyle olunca,
bir Mercedes’ten beklenmeyecek
şekilde karşılaştırmanın en ucuz aracı
olması bile GLK’nın üçüncülükten daha
iyi bir sonuç almasına yetmiyor.
Audi Q5
Ölçüm değerlerimize göre Q5 en
hızlı rakip değil. 0-100 km/s hızlanmada
BMW’nin 1 saniye gerisinde kalıyor.
Ancak vitesleri çok temiz ve hızlı bir şekilde
büyütüyor. 3.0 lt’lik TDI motor ise
yumuşak ve sessiz çalışıyor ve BMW (7.7
lt/100 km) ile neredeyse aynı miktarda
yakıt tüketiyor: 7.9 lt/100 km. Bunun
dışında Q5, geniş iç mekanı ve büyük bagajıyla
günlük kullanımda
da önemli
avantajlar sunuyor.
Diğer taraftan objektif
sonuçlar, hislerden farklı çıkıyor.
Örneğin yol konforu, süspansiyonun sert
yapısı nedeniyle tırpanlanıyor. Bunun
nedeni zemin dalgalarının üzerinden
geçerken süspansiyon stroklarının sadece
birkaç milimetre kullanıldığının
hissedilmesi. Koltuklar yolcularını yumuşak
şekilde kavramak yerine, darbe
vuruyormuş gibi hissettiriyor. Aslına bakılırsa
şanzıman da tam olarak sorunsuz
değil: Çift debriyajlı şanzıman hemen
her kalkışta sarsıntı yapıyor, vites düşürürken
(kick-down) ise Mercedes ve
BMW’nin tork konvertörlü klasik şanzımanlarına
göre
biraz daha fazla zaman
geçiyor. Bunlar
çok önemli sorunlar
değil, ancak hepsi bir araya geldiğinde
basit bir estetik probleminden daha
fazlaymış gibi algılanıyor. Neyse ki teste
konuk olduğu haliyle Q5’in fiyatı, testin
lideri BMW X3’e göre biraz daha uygun.
BMW X3 30d
Özetlemek gerekirse X3, neredeyse
her şeyi mükemmel yapıyor. Opsiyonel
ayarlı süspansiyonunda seçilen ayara
göre, virajları çok canlı dönen bir sporcu
da, yolcularını en bozuk zeminlerde
bile rahat ettirebilen konforlu bir asfalt
gemisi de olabiliyor. Audi’ye göre
birkaç santimetre de olsa daha kısıtlı
olan iç mekan ve Mercedes’teki gibi diz
havayastığına sahip
olmaması ise birer
estetik kusuru olarak
kabul edilebilir. Diğer
bir sorun ise süspansiyonun enlemesine
zemin darbelerinde biraz huzursuz
olması. Direksiyon yol şartları hakkında
çok iyi bilgilendirme yapıyor ve X3 her
yönlendirme komutunu anlık ve temiz
tepkilere dönüştürüyor. Motor ise kesinlikle
harika: Sarsıntısız ve güç dağılımı
gayet homojen. Audi’nin TDI’ına göre
biraz daha boğuk çalışsa da 3.0 lt’lik
motor, tüm devir bandında yüksek güç
üretmeyi başarıyor. 8 ileri oranlı şanzımanın
vites değişimleri sorunsuz ve motorun
her durumda gaz komutlarına hızlı
tepkiler vermesini sağlıyor. Böyle olunca
X3’ün, hızlanma disiplinlerinde
(özellikle de
80-120 km/s esneklikte)
rakiplerine fark
atması doğal bir sonuç. Neredeyse her
konuda çok başarılı olması ve hiçbir
önemli sorununun bulunmaması sayesinde
X3, bu karşılaştırmada haklı ve
farklı bir galibiyet alıyor.
Sonuç
EX kesinlikle kötü
bir araç değil. Ancak
buradaki rakipleri
çok güçlü. Başka bir
deyişle: Kompakt
SUV sınıfında zirve,
X3, Q5 ve GLK tarafından
paylaşılıyor.
Infiniti’nin büyük
farkla kaybetmiş
olması da bunu kanıtlıyor.
Infiniti’nin
farklı, yani tamamen
orijinal bir tasarıma
sahip olması ise
karşılaştırmamızda
değerlendirilen bir
konu değil. Peki ama
bu farklı tasarım şık
mı? Bu da bir zevk
meselesi.
Bir yanıt yazın