1999 ve 2003 yılları arasında
Ford tarafından satın alınan
fakat 8 yıl önce Amerikalıların
desteği çekilince zor bir
dönem yaşayıp 2008 küresel
mali krizde neredeyse batma
durumuna gelen Think Global
AS isimli minik elektrikli
otomobil üreticisi, 2009 yılında
bazı fon oluşturma şirketleri
tarafından korununca, yeniden
üretimine başlamıştı. Hatta,
City isimli modelini de geçtiğimiz
yıl 1.043 adet üretip satmayı
başarmıştı. Fakat, Think,
artık “Türkler”in korumasına
geçiyor. Indiana/Elkhart’ta elektrikli
araç üretim tesislerine
sahip olan Think Kuzey Amerika
ve Valmet Automotive’in
Finlandiya’daki Uusikaupunki
tesislerindeki Avrupa City
modelinin üretimi gibi, Think
markasının tüm operasyonları
“bizler”in kontrolüne geçiyor!
Bizler derken, Türkler derken,
BD Otomotiv’den bahsediyoruz!
Yakıtla çalışan hafif ticari
araçları İtalya ve Türkiye’deki
atölyelerinde elektrikli araçlara
çeviren, otomotiv
batarya paketlerinin
montajını yapan,
lityum-iyon
ve diğer endüstriyel
bataryaları
geri dönüştürme işiyle uğraşan,
elektrikli araçlar için şarj alt yapısını
kurmaya başlayan ve şarj
istasyonları işletmelerine yatırım
yapan BD Otomotiv, aynı
zamanda Fisker Automotive’in
plug-in hibrid otomobillerinin
de distribütörlüğünü yürütüyor.
Think için Oslo merkezli ticari
hukuk firması Thomessen ile
masaya oturan BD Otomotiv, 22
Temmuz’da iflasını açıklayan
üreticiyi hem kurtarıyor, hem
de Türkiye’ye ait yepyeni bir
elektrikli otomobil markasının
müjdesini veriyor. Son 20 yıl
içinde tam 4 kez finansal çöküşün
eşiğine gelen Think’in,
BD Otomotiv tarafından yeniden
yapılandırılması ve nakit
parayla güçlendirilmesi, sanıyoruz
elektrikli City modelinin
ardından hazırlanan başka yeni
Think’lerin yollara çıkışına da
hızlandıracak!
Hatta, bu satın alma o kadar
hızlı gelişiyor ki, BD Otomotiv,
Think Global AS için ilk ödemesinin
havalesini bile çıkarmak
üzereymiş. Avrupa için
mantıklı bir şehir içi ulaşım
aracı olarak Think markasının
korunmasının yanında, karlı
bir yatırım olacağını açıklayan
BD Otomotiv patronu Osman
Boyner, Think’in elektrikli araç
tecrübesinin de altını çiziyor.
Kendi üretim kabiliyetleri ve
yaygın satış teşkilatının yanında
Norveçli başka bir uzman şirket
ile Think markasının çevreci
otomobil sorununa ekonomik
bir çözüm olarak tüm uluslararası
pazarlarda büyük ilgi göreceğini
düşünen BD Otomotiv
yöneticileri, yeni platformların
ve yeni nesil başka modellerin
hızla geliştirileceğini anlatırlarken,
yatırımların verimliliğini
vurguluyorlar.
Şimdi ise bizim aklımıza;
Türkiye’deki diğer büyük grupların
niye bugün kadar bu tip
efektif operasyonlara girmediği
sorusu geliyor. Birçok ünlü
marka, Çinliler ve Hintliler
tarafından satın alınıyor ve
eski güçlerine güç katılarak,
dünya çapında karlı yatırımlara
dönüştürülüyor. Koç, Sabancı,
Çukurova ve daha nice dev
Türk gruplar, uluslararası piyasalarda
başka sektörlere yatırım
yaparlarken, niye bir otomobil
markasının sahipliğini
bugüne kadar gerçekleştirmek
istemediler?
Bunları gerçekten çok merak
ediyor ve BD Otomotiv’i kutluyoruz!
İlgililere de, SAAB gibi
bir teknoloji ve tasarım devinin
de halen “boşta” olduğunu
hatırlatıyoruz!
Bir yanıt yazın