Havladı, hırladı, dişlerini gösterdi ve zincirine asılıp durdu… Diğerleri ise güvenli bir mesafede beklemeyi tercih etti. Ağızlığı yok, kafesi de… Golf R’ı VW, artık kafesinin dışına çıkardı. Çevresine sürekli meydan okuma bakışları atan bu otomobil, sürü lideri olmak isteyen bir kayak köpeği kadar hırslı. Tabi burada sürü kelimesiile, süper sportif kompakt otomobilleri kastediyoruz. Bu iddia ile Golf R, süper spor kompakt otomobiller harasının altını üstüne getirmiş durumda. Ne demek istediğimizi daha iyi anlatmak için bir şeyi hatırlatmamız gerekiyor: Burada GTI sınıfından söz etmiyoruz. Çünkü 210 HP civarındaki güçler, en azından VW’ye göre, biraz “evcil” kalıyor. İşte bu nedenle bu yeni üstün Golf, maksimum performansa kavuşturulmuş. Bu arada VW, VW Individual’in yerini alan kendi resmi modifikasyon departmanını da kurdu: R GmbH. Golf R’ın kaputunun altında GTI ile aynı 4 silindirli turbo motor görev yapıyor. Ancak turbo basıncının hatırı sayılır derecede artırılması (1.2 bar) sayesinde motorun gücü, 270 HP’ye çıkmış. Bu gücün başarılı bir 4×4 sistemiyle tekerleklere aktarılması ise Golf R’ı, saygıyı hak eden bir otomobile dönüştürmüş. Peki ama bu yeterli mi? Neticede rakipleri de gerçek birer savaşçı. Aslına bakılırsa en büyük tehlike, kaderin bir oyunu olarak, VW’nin kardeş markalarından geliyor: Aynı motora sahip Audi S3 ve Seat Cupra R. Arenanın elit modeli Audi de gücünü, VW’deki gibi, bir Haldex kavrama üzerinden 4 tekerleğine aktarıyor ancak 5 HP’lik bir prestij kaybıyla yaşamak zorunda. ~Seat Leon Cupra R: VW Grubu’nun kelepiri
265 HP ile S3, Seat ile tamı tamına aynı güce sahip. Golf’ün bu İspanyol türevi ise sadece önden çekişli. Ancak 138 kg’lık ağırlık avantajı sayesinde Cupra R’ın güç/performans oranı daha iyi.Almanya fiyatlarındaki 9 bin 140 Euro’luk fiyat avantajı ise Seat’ın elini çok daha fazla güçlendiriyor. Audi S3 ise neredeyse 40 bin Euro’yu bulan Almanya fiyatıyla “yalnızları oynamak” zorunda kalacak. Özellikle de ucuz fiyatlı kardeşi Golf’ün çok daha fazla konfor ve güvenlik sunuyor olması işini dahada zorlaştıracak. Karşılaştırmamızda, benzer bir fakir donanım seviyesini sadece BMW sunuyor. Klasik arkadan itiş uzunlamasına konumlandırılmış atmosferik motor ekolünün temsilcisi olan 130i, turbo besleme yerine fazladan iki silindir ve fazladan bir litre hacim kullanmayı tercih ediyor. Bu BMW gerçekten de bu sınıfın en “safkan” örneklerinden biri. Ancak 258 HP’lik gücüyle karşılaştırmanın en zayıfı da 130i. Arenanın fiyat kırıcısı ise Mazda 3 MPS: Japon firma, asfalt üzerinde “ses duvarını” aşabilen bir otomobili, 30 bin Euro’nun altındaki bir fiyata sunabilen tek marka. Otomobilin 2.3 lt’lik turbo motoru, dünyanın en güçlü 4 silindirli makinelerinden biri olarak kabul ediliyor. Mazda 3 MPS, 380 Nm’lik torkunun yanı sıra tehditkar görünümüyle rakiplerine korku salan bir otomobil. Dikkat, ısırır! Araçların Türkiye’deki fiyatları Avrupa’dakilerden biraz farklı. Bunda bizde uygulanan, silindir hacmine göre vergilendirme sistemi de etkili oluyor.~ Örneğin karşılaştırmadaki otomobillerden, Avrupa pazarında en ucuz olan Mazda 3 MPS’in Türkiye satış fiyatı 105.000 TL, ödenen vergiler nedeniyle bu aracın fiyatının ülkemizde pek de uygun olmadığı açık. Ülkemize 255 HP’lik versiyonu getirilen Audi S3 Sportback’in Stronic şanzımanlı versiyonunun fiyatı 121.000 TL, karşılaştırmaya katılan altı ileri oranlı manuel vitesli versiyonun fiyatıysa 115.000 TL, sanırız Audi, imaj farkını fiyata yansıtmak istiyor yada fiyatları olabildiğince yüksek tutarak imajını da yükseltmek istiyor. VW Golf R ise DSG şanzımanla ve Audi’yle aynı 255 HP’lik motor versiyonuyla 98.500 TL’ye satılıyor. Golf R’ın manuel vitesli versiyonu ülkemize gelmiyor. Seat’da ise Cupra R yerine 240 HP’lik Cupra versiyonu ithal ediliyor, Cupra’nın 74.500 TL’lik fiyatı da rakiplerine göre uygun. Borusan Oto ise BMW1 Serisi’nin sadece 116i otomatik versiyonunu ithal ediyor. Ne yazıkki bu büyük motorlu 130i ülkemizde satılmıyor.
Mazda 3 2.3 MPS
Gelmiş geçmiş en saldırgan Mazda, kendine hakimiyet zayıflığı gösteriyor. Hızlı olmak tek başına yeterli değil. Japon Bulldog’u 27 bin Euro karşılığında (Almanya) 260 HP güç, 4 adet başarılı koltuk ve büyük bir bagaj sunuluyor. İyi bir teklif, değil mi? Hayır, mükemmel bir teklif! Daha küçük olan Seat bile 3 bin Euro daha pahalı ve sundukları daha az. Hızlanmada Mazda, her zaman en ön sıralarda, esneklikte ise çoğunlukla en önde yer alıyor. Ancak bu uygun fiyatlı sporcu mükemmel değil. Örneğin yüksek bir dinamizm bekleyenleri MPS, hayal kırıklığına uğratıyor. ~Devir sayacı 3 bin seviyesine ulaştığında gösterge panelindeki turbo basınç ibresi bir anda zıplıyor ve motor kuduz bir köpeğe dönüşüyor. Zemin ıslandığında ön lastikler çaresizlik içinde patinaj çekmeye başlıyor. Ön tekerleklerin direksiyonda yarattığı çekme etkisi yüksek hızlarda bile o kadar yüksek ki, his denen bir şey kalmıyor. Virajlı yollarda ise MPS, olması gerekenden çok daha güçlü olduğunu hissettiriyor ve bu hiç de güzel bir his değil. Bozuk zeminlerde ise Japon sporcunun süspansiyonundan vuruntu sesleri geliyor. Ayrıca ESP’nin müdahaleleri pek efektif değil ve koltuklarınyan destekleri yetersiz kalıyor. Bolca güç, kalın lastikler ve spoylerler kullan… Mazda’nın bu reçetesi, ağır başlı kompakt otomobili profesyonel bir yarışçıya dönüştürmek için yeterli olmamış. Bu otomobil, S3, Cupra R veya Golf R’da ne kadar fazla ince ayar ve müdahale olduğunu ortaya çıkarıyor.
BMW 130i
Bu en güçlü 1 Serisi, boyut bakımından bir fino gibi olsa da karakteri neredeyse bir kurt. Fino postlu vahşi kurt En saldırgan karakterli köpekler, çoğunlukla ufak türlerden çıkıyor. İşte 130i de buna benzer bir otomobil. 4.24 m ile kompakt bir otomobil olan 130i’nin uzun kaputu gerçekten saldırgan bir çeneye ev sahipliği yapıyor. Sıralı 6 silindirli motor saldırı emri aldığında bir daha asla durmak bilmiyor ve 310 Nm’lik torku rakiplerinin gerisinde kalmasına rağmen, rölantinin hemen üzerinde çok etkili bir çekiş gücü üretmeye başlıyor. Motorun diğer etkileyici özellikleri ise rahat çalışma karakteri ve parmakla gösterilmesi gereken cezbedici çalışma sesi.~ Ancak 180 km/s’nin üzerinde motorun nefesi, rakiplerine göre daha erken kesiliyor. Buradan hareketle “hacmin yerini hiçbir şey alamaz” ön yargısının yıkıldığını da söyleyebiliriz: İleri teknoloji ürünü turbolar daha başarılı. 130i tipik bir BMW olarak çok iyi bi rağırlık dağılımı ve bunu destekleyen arkadan itiş sistemiyle çok iyi bir sürüş karakteri sunuyor. Ön tekerleklerde güç aktarımının direksiyonda neden olduğu etkileşimler olmadığından, yönlendirme kelimenin tam anlamıyla harika. Gerçekten de direksiyonu daha fazla geri bildirim verebilen tek marka Porsche. Ancak 130i, kötü şartları pek sevmeyen bir otomobil. Islak zeminde Run-Flat lastikleri, yanal tutunma kabiliyetini çabuk kaybediyor. BMW’nin bir sporcu olmasına rağmen bu otomobilde darbeleri emebilen, hatta neredeyse konforlu kabul edilebilecek ayarları tercih etmesi de iyi olmuş.
Seat Leon Cupra R
Alman kurdu İspanyol av köpeğine dönüşmüş.Meydan okumak için kesinlikle kolay bir rakip değil İspanyol av köpeği Ansiklopedilerde İspanyol av köpeği Cockerspaniel, hareketli, nazik, sadık ve biraz da inatçı ve hem ev köpeği hem av köpeği olarak uygun bir tür olarak tanımlanıyor. Bu tanımlar Cupra R’a da uygun. Genetik olarak Audi S3 ve Golf R ile akraba. Ancak maliyet kaygılarıyla gücünü, sadece ön tekerlekleriyle yere aktarmak zorunda. Ancak bu durum, beklenenden daha az rahatsız edici. 19 inçlik standart jantlar ve elektronik diferansiyel kilidi sayesinde 235 mm tabanlı lastikler, asfalta iyi tutunuyor ve 265 HP’yi şaşırtıcı bir etkinlikle yere aktarıyor. ~Virajlara girerken Cupra R, kendisi gibi önden çekişli olan Mazda’dan daha hassas, daha sakin ve güvenli bir sürüş sağlıyor. Yüksek hızlardaki hissedilir ağırlık transferleri bile Seat’ın yol tutuşuna olumsuz etki etmiyor. ESP varlığını pek hissettirmeden her şeyi kontrol altında tutarken, direksiyon ise güçaktarımı etkilerini hissettirdiğinden Audi ve VW’deki kadar hassas olamıyor. Aşırı sert süspansiyon ise rahatsızlık verebiliyor: Cupra R bir sporcu olduğunu asla gizlemeye niyeti olmayan bir otomobil ve motor sesiyle de bunu destekliyor. Motor, devir kesiciye kadar çok hızlı bir şekilde devirlenirken, iç mekana filtrelenmeden yayılan çığlıklar gerçekten etkileyici. Hemen ardından şanzımandan güçlü bir “klak” sesi geliyor ve devirlenmenin keyfi kaldığı yerden devam ediyor. Buradan hareketle Cupra R için, spor otomobil meraklılarının dikkate alması gereken bir alternatif olduğu söylenebilir.
Audi S3 Sportback quattro
Tüm güç gösterilerinin lideri ama bunun için yüksek bir bedel istiyor. Ayrıca artık yaşlandı da. Pahalı ırk ıslahı S3’te insan kendisini çok çabuk rahat hissetmeye başlıyor. Mükemmel kokpit, kaliteli malzemeler… Yani tipik bir Audi. Ancak bu kalitenin bedeli de yüksek: Test aracımızın Almanya satış fiyatı 40 bin Euro seviyesinde olmasına rağmen, koltuk ısıtıcıları, otomatik park sistemi, viraj farları, lastik basınç kontrolü veya diz hava yastıkları yok. Bu donanımları standart olarak istiyorsanız Golf R’ı seçmeniz gerekiyor. Bir spor aracı olarak ise S3, kesinlikle çok etkileyici bir model. Oto yolda 250 km/s ile ilerleyebiliyor ve başarılı düz gidişiyle beğeni topluyor. ~Bir zamanlar spor modellerinde kullandığı ölçüsüz sertlikten ise Audi, artık vazgeçmiş durumda: Şu sıralar S3 için bile konforlu demek mümkün. Hatta başarılı harika koltuklar sayesinde uzun yolculuklar bile can sıkıcı olmuyor. Genel olarak S3, sportiflik ve günlük kullanıma uygunluk arasında ideal bir denge kurmayı başarmış. Islak zeminde bu Audi, çok iyi güç aktarımı ve nötr sürüş özellikleriyle dikkat çekerken, arkasını asla savurmuyor veya ön tekerlekleri üzerinde kaymıyor. Magnetic Ride adlı opsiyonel süspansiyon yol tutuşu iyileştirirken otomobilin viraj hızlarını da artırıyor. Bu aktif süspansiyon, Golf’ün aşırı sert kalan DCC sisteminden (opsiyonel) daha iyi çalışıyor. Limitlerine ulaşmadan kısa bir süre önce yaşanan hafif önden kayma eğilimi, ayarların mükemmel seçildiğinin bir kanıtı.
VW GOLF R
Elveda GTI! VW, Golf’lerin en kült modeline ağır bir darbe vurdu. Çünkü Golf R, GTI’ın yaptığı her şeyi yapabiliyor: Önde ve arkada çok iyi bir iç mekan, süper kalite, yüksek konfor… Ancak burada asıl önemli olan, otomobili sürüş dinamizminin zirvesine taşıyan 270 HP’lik güç. Maksimum günlük kullanıma uygunluğu en yüksek sportif sürüş özellikleriyle birlikte sunması, Golf R’ı sürünün tartışmasız lideri yapıyor. 6 silindirli motora sahip selefi R32’ye göre 62 kg hafifleyen otomobil, 20 HP de güçlenmiş ve bunun harika etkileri olmuş: Sadece daha hızlı (200 km/s hıza 3.5 saniye önce ulaşıyor) değil, 100 km’de yaklaşık 2 lt daha az da tüketiyor. Ne ilerleme ama! Bunun dışında ESP’nin mükemmel ayarları da insanı etkiliyor.~ Ancak bazı olumsuzluklar hala devam ediyor: Neredeyse 39 bin Euro’luk fiyatı, müşteri kitlesinin küçük olmasına neden oluyor. Opsiyonel DCC süspansiyon ise sorulara neden oluyor: Sport mod seçildiğinde otomobil tam bir vahşi köpeğe dönüşüyor ve insanlar bu kadar sinirli bir karakterin gerçekten gerekli olup olmadığını soruyor. Çünkü bu modda otomobil, virajlarda sarsıntılı ve aşırı sert bir karaktere bürünüyor. Bu otomobili sakin kullanabilmek için normal modun, uzun bir yola çıkacaksanız ise konfor modunun seçilmesi gerekiyor. 3 bin 150Euro (Almanya) bedelli spor koltuk opsiyonunada pek gerek yok. Bu spor koltuklar vücudu mükemmel sarıyor belki ama uzun yolda insanı daraltabiliyor.
SIRALAMA
296 PUAN
VW Golf R
Mükemmel spor Golf: Uçlarda değil ve en iyi günlük kullanım özellikleriyle öne çıkıyor. Tüketim de makul seviyelerde. Ancak biraz zorladığınızda bu evcil ev köpeği, gerçek bir kurda dönüşüyor.
280 PUAN
Audi S3 quattro
Tecrübeli usta: Detaylara bakıldığında S3’ün, uzun zamandır piyasada olduğu hissediliyor. Sürüş keyfi konusunda ise bu 4 tekerlekten çekişli otomobil, hala zamanının standartlarında.
278 PUAN
Seat Leon Cupra R
İspanyollardan iyi bir teklif: Teknik olarak Golf R ve S3 ile aynı. Sadece önden çekişli olmasına rağmen turbo motorun gücünü yere iyi aktarıyor. Bu konsept aynı zamanda yüksek sürüş keyfini de garanti ediyor. ~275 PUAN
BMW 130i
Köklü ekol: Büyük atmosferik motorarkadan itiş konseptiyle 130i, geçmişin arkasını savurup duran sporcularını hatırlatıyor. Süper direksiyon ve etkili ESP ayarları yüksek sürüş keyfi sağlıyor.
248 PUAN
Mazda 3 MPS
Uygun Japon: HP sayısı ve otoyol kullanımında rakipleriyle başa baş özellikler sunuyor. Ancak virajları sevmiyor. Ayrıca güç aktarımı ve yuvarlanma konforu konularında da belirgin dezavantajları var.
~SONUÇ
Golf’ün çok iyi bir otomobil olduğu bir gerçek ve otomobilin bu en sportif versiyonu da çıta yüksekliğinin belirleyicisi. Mazda ile aralarında gerçekten “dağlar kadar” fark var. Kompakt boyutlar ve geniş iç mekan gibi klasik GTI özelliklerinin korunduğu otomobil, artan gücüyle daha da etkileyici hale gelmiş. Karşılaştırmanın üçüncüsü Seat Cupra R da Golf R ile benzer özelliklere sahip ama daha vahşi ve daha “genç” bir sporcu. Kullanışlı bir binek yerine 2+2 oturma düzenli bir otomobil olan BMW, atak sürüş özellikleriyle öne çıksa da küçük iç mekanıyla puan kaybediyor. Audi de geniş iç mekanlı ve oldukça dinamik bir otomobil.
Yorum yazın