Mazda’nın Avrupa Tasarım
Başkanı Peter Birtwhistle
ile Cenevre Fuarı öncesinde
konuştuk. Görüşmemizin önemli
bölümü genel tasarım ve Mazda’nın
Kodo tasarım felsefesi üzerindeydi
ama arka planda ise, yıl sonunda yeni
6 olarak piyasaya çıkacak Takeri
konsepti yer alıyordu.
Auto SHOW: Sizin için tasarımın
anlamı nedir?
Peter BIRTWHISTLE: Tasarım
aslında dünyanın her yerinde var
ve iyi bir tasarımcı, iyi dizaynları
her gittiği yere taşır. Baktığınız obje
her neyse, kabul edilebilir bir güzelliği
olmalı. Neye baktığınız o kadar
önemli değil ama çekici olması gerekli.
Bu da tasarımcılara büyük bir
sorumluluk yüklüyor.
AS: Mazda için tasarım ne kadar
önemli?
PB: Özellikle Mazda gibi markaların
Avrupa’da bilinirlikleri Avrupa
markaları kadar fazla değil, oysa ki
Mazda sırtında 90 yıllık bir miras
taşıyor. Sırf bu nedenle bile yani
bilinirliğini ve pazardaki cazibeyi
artırmak için bile otomobillerin güzel
olması gerekli. Bence Mazda bu
konuda oldukça başarılı.
AS: Tasarım konusunda ana sanatsal
etkileşimleriniz neler, özel bir
ilham kaynağınız var mı?
PB: Açık konuşmak gerekirse otomobillere
tutku derecesinde bağlıyım.
Konu görsel etkileşim olduğundaysa
otomotivi başka kanallardan
beslemeye çalışıyorum. Klasik derecesindeki
tarihi uçakları da, modern
jet uçaklarını da beğeniyorum, ya
da sürat teknelerini. Hareket eden
mekanik tüm taşıtlar bana ilham
kaynağı olabiliyor.
Hangisi en iyi klasik otomobil?
AS: Klasik otomobiller arasında
en güzel tasarıma sahip model sizce
hangisi?
PB: Bir İngiliz olarak cevabım
Jaguar E-Type olacak. Enzo
Ferrari’nin bile E-Type için, tüm zamanların
en güzel otomobili benzetmesini
kullandığı okudum. E-Type
bir aerodinami uzmanı olan Malcom
Sayer tarafından tasarlanmış. Bir su
damlası formuna sahipti.
AS: Mazda Tasarım ofisleri Japon
kalıplarının dışına nasıl çıkıyor?
PB: Mazda’da ana odak noktası
otomobilin kendisi, bu nedenle
tasarım ofislerinde bürokrasi yok,
verimli çalışma koşulları var. Çok
büyük boyutlu bir firma değiliz, bu
nedenle hızlı reaksiyon gösterebiliyoruz.
Otomobillere olan odaklılığımız
tasarımlara da yansıyor.
Tasarımlar aslında Japon ama daha
fazla da Mazda.
AS: Boş bir kağıt üzerinde ilk
tasarımı nasıl başlatıyorsunuz?
PB: İlk tasarım çizgilerimiz
Mazda’nın yüzünü çizerek oluyor,
bu da beş kenarlı radyatör ızgarasının
üzerine marka amblemini yerleştirmekle
oluyor. Daha sonrasında
ise o dönemdeki ana tasarım elemanlarımızı
yerleştiriyoruz, örneğin
Kodo felsefesindeki, vahşi hayvanların
yay gibi gergin, öne eğilmiş
silüetini.
AS: 20 yıl sonra Mazda otomobillerini
nasıl hayal ediyorsunuz?
PB: Daha hafif malzemeler kullanılacak.
Otomobil üretim prosesi
de değişecek. Gövdedeki karmaşık
üretim teknikleri sadeleşecek, daha
fazla plastik kendisine yer bulacak,
lastik ve jant tek bir parça olacak,
farklı sertliğe sahip malzemeler
sayesinde daha basit süspansiyon
sistemleri geliştirilecek, eğlence
sistemleri online erişime ve internete
daha da açık olacak. Tüm bunlar
ağırlıktan ve enerjiden tasarruf anlamına
geliyor.
Yırtıcı çitadan esinlenmiş
AS: İlk olarak Tokyo’da karşımıza
çıkan, şimdi Cenevre’de sergilenen
Takeri için ne söylemek istersiniz?
PB: Takeri’nin tüm ana tasarım
elemanları, Mazda’nın yeni Kodo tasarım
anlayışının uygulama bulduğu
bir sentez. Beşgen ön pancur, çekik
farlar ve farlara kadar uzanan ışık
çizgileri, bunların tamamı yırtıcı bir
çitadan esinlenmiş. 2010’da sergilenen
Shinari, arkadan itişli, dinamik
bir coupeydi ama bunun yanı sıra
önden çekişli, C-D segmentlerinde
bir sedana da ihtiyacımız vardı, Takeri
ise bu boşluğu doldurdu. Aracın
silueti, öne doğru eğilmiş vahşi bir
andırıyor. Bu ise araca kuvvetli bir
kimlik veriyor.
AS: Takeri’de önemli teknolojilere
de yer verilmiş.
PB: Takeri’de tüm Skyactiv teknolojilerinin
yanı sıra i-eLoop ismi
verilen enerji geri kazanımı sistemi
de ilk kez yer alacak. Bu sistem
sayesinde yavaşlama ve frenlemedeki
kinetik enerji bir kapasitörde
toplanıyor, 7 sn’lik bir frenlemede
bile bu kapasitör tamamen şarj oluyor
ve otomobilin çeşitli elektrikli
ekipmanlarını çalıştırıyor. Bu sayede
yüzde 10’a kadar yakıt ekonomisi
sağlanıyor.
AS: Takeri ile Paris Motor
Show’da görücüye çıkacak yeni 6
arasında çok büyük benzerlikler
bekliyoruz.
PB: Tıpkı Minagi konseptiyle yeni
CX-5 arasında olduğu gibi, Takeri ile
yeni 6 arasında da büyük benzerlik
olacak. Konseptle aracın kendisini
ayrı ayrı gördüğünüzde farkı neredeyse
anlayamayacaksınız, ancak
iki aracı yan yana koyarsanız farkları
görebilirsiniz. Tasarım oranları da
benzer olacak ama boyutlar biraz
farklı.
Bir yanıt yazın