Kompakt sınıf karşılaştırması
mı? Bu eskiden hiç heyecanlı
değildi, çünkü sıralama her zaman
belliydi: VW Golf Opel Astra’dan,
Ford Focus’tan ve diğerlerinden
öndeydi. Aslında bunun nedeni
Golf’ün en çok satılan kompakt
otomobil olması değildi. Neticede
Golf, zamanla evrim geçirerek, rakiplerinin
ulaşamadığı teknolojik
mükemmelliğe ulaşmıştı.
Bugünse Ford, Golf’ü tacından
etmeye çalışıyor. Aslında Ford’un
şansı hiç bu kadar yüksek olmamıştı.
Bunun nedenlerinden biri VW
Golf’ün, mevcut neslinin, artık üretimi
bitmek üzere olan (Ekim ayında
7. kuşak Golf Paris’te sergilenecek)
bir model olması. İkinci nedense
Ford’un gün geçtikçe kendisine daha
fazla güvenmesi.
Ford, kompakt sınıfta
3 silindirli küçük bir
turbo motor sunan ilk
marka oldu. Bu makine
ile Focus’un tasarruf
kralı olacağı iddia ediliyor.
Ford’un açıklamasına göre 1.0
lt hacimli bu “motorcuk” 125 HP’lik
gücüne rağmen, 5.0 lt/100 km gibi
bir tüketim rakamı sunabiliyor.
Aslına bakılırsa piyasadaki diğer
rakipler de uyumuyor. Örneğin
BMW, yeni 1 Serisi’de, daha geniş
kitlelere hitap edebilmek adına,
öncüsünün radikal konseptini biraz
yumuşatarak konfor ve iç mekan
kazanımları sağladı. Bununla
birlikte Münihli
üretici, zayıf torku nedeniyle
eleştiri alan atmosferik
makineyi emekli
ederek, küçük hacimli
ama turbo beslemeli motorlar kullanmaya
başladı.
Konvansiyonel benzinli motorlara
güvenmeye devam eden Hyundai ise
i30’da hatırı sayılır geliştirmeler yaparak
Avrupalı tüketicinin beğenisine
daha uygun bir otomobil yarattı.
~Uygun fiyatı ve 5 yıllık garantisiyle
i30’dan, Golf sınıfında
söz sahibi olması bekleniyor.
Fransız Renault bile Avrupalı
tüketicilerin beğenisine göre
hareket ederek şık tasarımlı
bir kompakt yarattı. Son makyajla
birlikte araca, küçük hacimli yeni
bir turbo motor seçeneği eklendi.
Peki ama rakipleri Golf’ü tahtından
etmeyi başarabilecek mi?
Sonucu şimdiden açıklamasak da,
Golf’ün işinin asla bugünkü kadar
zor olmadığını söyleyebiliriz.
5. Konforlu değil Renault Megane TCe 130
Daha iyi kompakt otomobili üretme yarışında
tasarım ve konfordan ödün verilmiş.
Megane’ın içine bindiğinizde, Fransız otomobilleriyle
ilgili bildiğinizi düşündüğünüz her şeyi unutabilirsiniz.
Çünkü eskiden Fransız otomobilleri,
zayıf işçilik kalitesine sahip olsalar
da, çok çekiciydiler ve bolca konfor
sunarlardı. Megane ise yüksek bir
montaj kalitesine kavuşurken, eski
erdemlerinden uzaklaşmış. Aşırı
sert bir ön aksa ve yetersiz izolasyona sahip süspansiyon,
süngersi bir his bırakan yumuşak direksiyon,
hassaslıktan uzak vites değişimleri ve aşırı yumuşak
koltuklarla hiç uyuşmuyor. 1.4 lt’lik motorsa başarılı bir
keşif: Sessiz ve güçlü. Ayrıca tasarruf
iddiasına yeterince cevap veremese
(test tüketimi: 7.2 lt/100 km) de gayet
keyifli bir makine. Bunda en önemli
rolü, motorun bolca devir çevirmesine
neden olan kısa vites oranları
oynuyor. Bu ayarlara sahip bir Renault Megane asla
bir kazanan olamaz.
~4. Sınıf atlıyor Hyundai i30 1.6
Hyundai kendisini çok hızlı iyileştiriyor ve zafer
kazanamasa da bu iyileşme durumu yeni i30 için de geçerli.
VW Başkanı Martin Winterkorn’un Hyundai hayranlığını
gösteren “hiç tıkırtı yok” gibi sözlerini tekrarlamaya
gerek yok. En azından artık her
Hyundai yeni modelinde bu sözlerin
gündeme gelmesine gerek yok. Hem
de üstün modellerin yarıştığı bu karşılaştırmada
i30’un sondan ikinci sırada
yer almış olmasına rağmen. Çünkü i30
artık gerçekten iyi bir otomobil haline geldi. Örneğin
karoser disiplininde Golf’ün ensesindeydi. Özellikle
arakada sunduğu geniş iç mekanı aileler için çok önemli
bir kriter. Ancak Hyundai, süspansiyon konusunda ince
ayar eksikliği çekiyor: Ne çok konforlu
ne de çok atak. Homurtulu atmosferik
motoru da modern turbo benzinlilerle
tam olarak başa çıkamıyor. Ancak
değerlendirme dışı olan uygun fiyat
ve 5 yıllık garanti gibi avantajlarıyla
i30, şansını daha da artırabilecek bir otomobil. Ayrıca
kesinlikle bir “kaybeden” de değil.
3. Dinamik BMW 116i
Arkadan itiş ve dar kesimli karoserle
BMW, mükemmel bir anti-Golf üretmiş.
BMW müşterilerinin işi ilk 1 Serisi’nde o kadar da kolay
değildi. Pahalı ve dardı, ağır kanlı 4 silindirli motorlar
süspansiyonun ve direksiyon sisteminin
dinamizmine yakışmıyordu. İkinci
kuşak ise çok daha geniş kitlelerin hoşuna
gidebilecek bir otomobil haline
geldi. ~Artık 116i, arka koltuklarında
da, yeterli iç mekan genişliği sunuyor.
Ayrıca kaputunun altında, BMW’nin Fransız PSA Grubu
ile birlikte geliştirdiği 1.6 lt’lik modern bir turbo benzinli
motora sahip. Bu motor yeterli performansı gayet düşük
bir tüketimle (test ölçümü: 6.6 lt/100 km) sunabiliyor.
Neyse ki BMW dinamizmi gözardı etmemiş.
Buradaki hiçbir test aracı şehir
dışı yollarda 116i kadar rahat bir kullanım
ve hassas bir direksiyon sistemi
sunamıyor. Tüm bunlar büyük bir şov
olsa da, gösterinin maliyeti oldukça
yüksek. Ayrıca yeni 1 Serisi, hala bu karşılaştırmayı kazanabilecek
kadar dengeli ve uyumlu özellikler sunamıyor.
2. Olgunluk abidesi VW Golf 1.4 TSI
Golf, ustasını buldu: Focus. Ancak daha uygun fiyatları
rakibiyle eşitlenmesini sağlayabilir.
Golf bir şekilde McDonald’s’ı hatırlatıyor: Birçokları
fiyatını yüksek, kalitesini ise yetersiz bulsa da hazır
yemek firmasının satışları gayet iyi
gidiyor. Anavatanı Almanya’da Golf,
bu yılın Ocak-Nisan döneminde 85 bin
adetten fazla sattı. Bugüne kadar bir
araç konseptinin Golf’teki kadar iyi
bir şekilde evrimleşip olgunlaştığını
başka bir otomobilde göremedik: Rahat koltuklarında
yeterli iç mekanı sunuyor, süspansiyon (ayarlı amortisörlere
sahip DCC sistemi opsiyonel) gayet konforlu
olmasına rağmen atak da olabiliyor, TSI motor yüksek
bir çekişe ve tutumlu bir tüketime
(6.7 lt/100 km) sahip. Buna rağmen
Golf, özellik değerlendirmemizde
ikinci sırada kaldı. Ancak yeni ustası
Focus’un karşısında kendisini, daha
uygun olan kullanım maliyetleri ve
ikinci eldeki yüksek değer koruma yeteneğiyle savunmaya
devam edebilir.
~1. Teknoloji üssü Ford Focus 1.0 Ecoboost
Ford’un cesareti ödüllendirildi: 3 silindirli motoruyla hızlı bir şekilde en ön sıraya yerleşti.
Ford’dakiler ya çok cesurlar ya da arkalarını sağlam bir duvara
vermişler. Neticede kısa çalışma saatleri ve üretim kapasitesi
fazlası nedeniyle, en azından Almanya’da, kaybedecekleri
bir şey yok. Focus’u sınıfının ilk 3 silindirli motoruyla üretme
kararı kesinlikle çok doğru çıktı: özellik değerlendirmelerinde
Focus ilk kez yılların ustası Golf’ü geride bırakmayı başardı ve
bunda en önemli rolü yeni motor üstlendi. Türbinleri andıran
bir tarzla devir kesiciye kadar devirlenen motor, başarılı ses
3 silindirli motor başarılı bir makine
izolasyonu ve düşük sarsıntılarıyla göz dolduruyor. Bunun
dışında 3 silindir konsepti, gayet tasarruflu da: Golf’ten 1 lt
daha az olan 5.6 lt/100 km’lik test tüketimiyle Focus, örnek
alınması gereken bir cimrilik sunuyor. Kalan özellikleri de
gayet iyi: Focus doğru ayarlara sahip iyi düşünülmüş bir otomobil.
Bu sayede yeni Focus, Golf’ü geride bırakarak birinci
sıraya yerleşti.
BMW 116i 100 HP’den biraz güçlü bir kompaktın nelere kadir
olabileceğini gösteren bir otomobil. Hassas sürüş özellikleri yüksek
torklu turbo benzinli motorla çok iyi uyum sağlıyor. Golf ise mutlak
mükemmeliyetçiliğiyle beğeni toplarken, bazıları bunu can sıkıcı bulabilir.
~Buna rağmen bu hatasızlık, keyif faktörü değerlendirmemizde de
yüksek puanlar almasını sağlıyor. Ford da VW kadar iyi bir otomobil.
Türbinler gibi devirlenen ama biraz “geveze” kalan 3 silindirli motoru
aracın ana karakterini belirliyor. Tüm bunlar, başarılı süspansiyonla
birleştiğinde günlük kullanımda gayet keyifli oluyor. Hyundai ise biraz
soluk kalıyor. Yani uslu bir yardımcıdan öteye gidemiyor. Renault ise
gürültülü ve sert ayarlarıyla konforlu olamıyor.
Sonuç
Finalde Focus, yılların alışılmış galibi Golf’ü
geride bırakmayı başardı. En azından fiyatlar
ve kullanım maliyetleri değerlendirme dışı
tutulduğunda durum böyle. Bu haliyle Ford,
küçük ve tutumlu bir 3 silindirli motorun,
kompakt sınıf için hatalı bir seçim olmadığını
kanıtladı. Üçüncülük, sportifliğiyle öne çıkan
ama galibiyet için aşırı radikal bir otomobil olan 1 Serisi’ne
gitti. Geniş iç mekanı sayesinde Hyundai 4’üncülüğe yerleşti.
i30 belirgin zayıflıkları da öne çıkan, güçlü özellikleri de olmayan
bir otomobil. Konforlu ve dengeli olamayan Megane
ise karşılaştırmamızda pek de başarılı olamadı.
Yorum yazın