KARŞILAŞTIRMA BMW 320d, MERCEDES C 250 d
Makyajlı BMW 3 Serisi, formunun zirvesindeki Mercedes C Serisi’ne meydan okuyor. Motorlarsa güçlü dizeller.
BMW’nin bir konuda hakkını vermek lazım: Kesinlikle cesur bir marka. Ancak bunun sebebi 3 Serisi’nin makyajında tamamen farklı bir şey yapmaları değil, farklılıkların sadece aracı iyi tanıyanların fark edebileceği kadar sınırlı olması. Markanın en önemli modelini hayatının ikinci evresine hazırlamak için, yeni far ve stoplarla sağa sola serpiştirilmiş birkaç krom dekorasyonun yeterli olacağı düşünülmüş. Peki ama bu makyaj, fırından yeni çıkan Mercedes C Serisi’nin karşısında yeterli olabilecek mi?
BMW’NİN İÇ MEKANI MERCEDES’TEN DAHA GENİŞ
Önce içsel değerlerle başlayalım. Dış tasarımda olduğu gibi 3 Serisi’nin iç mekanında da fazla bir değişiklik yok: Daha iyi malzemeler ve birkaç iyileştirme. Yazık, çünkü iç mekandaki atmosfer, bu yüksek fiyat klasmanına pek yakışmıyor. Başka bir deyişle: C Serisi, ağabeyi S’in küçük kardeşi gibi görünürken, 3 Serisi ise 1 Serisi’nin ağabeyi gibi duruyor. Neyse ki BMW, multimedya sisteminin kontrollerinde avantajlı: Hem iDrive’in bastırmalı-çevirmeli düğmesini kullanmak daha rahat, hem de mönü yapılandırması daha basit. Arka sıradaki iç mekan genişlikleri konusunda BMW, Mercedes’ten yarım beden daha geniş. C Serisi’nin özellikle arka koltukları çok kısıtlı ve küçük bagaj kapağı da yüklemeleri zorlaştırıyor. Ancak burada, BMW’nin de iç mekan konusunda çok yetenekli olmadığını hatırlatmak gerekiyor.
BMW 320d
Makyaj sırasında BMW, iç mekanı iyileştirme konusundaki şansını geri tepti: Malzeme ve işçilik kaliteleri Mercedes’in yüksek seviyesinin gerisinde kalıyor. Diğer taraftan 3 Serisi, arka koltuklarda hissedilir derecede daha geniş. Ayrıca süspansiyonu da oldukça dinamik. Konfor olumsuz etkilendiğinden bu sertliği sevmek gerekiyor.
MERCEDES C 250 d
Sadece görsel olarak küçük bir S Serisi gibi durmakla kalmıyor, kaliteli kokpiti ve mükemmel işçiliğiyle de ağabeyini hatırlatıyor. Bu otomobil rahatlıkla lüks sınıfta yer alabilirmiş. Arka koltuklarda iç mekan kısıtlı, süspansiyonda Sport+ moduna gerek yok, konfor yüksek.
İKİ FARKLI ÜST DÜZEY TARZ
VW Passat ve diğer rakiplerinden farklı olarak 3 Serisi ve C Serisi’nin tercih edilme nedenleri pratik özellikleri değil. Müşteriler onları, karakter sahibi tipler oldukları, rakiplerinden daha iyi gittikleri ve yüksek fiyatlarının karşılığını bu şekilde verdikleri için satın alıyor.
Gerçekten de ne BMW ne de Mercedes, sürücülerinde en küçük bir hayal kırıklığı bile yaratmıyor. İşte tam bu noktada, BMW’deki makyajın sürüş özelliklerinde çok daha etkili olduğu fark ediliyor. Mühendisler tarafından tamamen yeniden ayarlanan süspansiyon, artık hissedilir derecede daha dinamik bir karakter sunuyor. Hassas direksiyon ise sürücünün aklını okuyormuş gibi hissettiriyor. Sonuç olarak 3 Serisi, virajlarda kendi karakterini konuşturuyor. Virajları hafif bir arkadan kayma ile nötr bir şekilde alan araç, hissedilir bir yana yatma eğilimi de sergilemiyor. Durum böyle olunca 2.0 lt’lik dizel motor bile gerçek bir keyif makinesi haline geliyor.
Puan tablosuna bakıp, durum böyleyse, sürüş dinamikleri bölümünü Mercedes’in nasıl kazandığını merak edebilirsiniz. Bunun sebebi BMW’nin daha kötü çıkan fren ölçümleri. Sıcak frenlerle 3 Serisi, 100 km/s hızda C Serisi’nden 1.40 m sonra durabiliyor. Bu fark günlük kullanımda, çarpmakla çarpmamak arasında belirleyici bir rakam. Bunlara madalyonun diğer yüzü de ekleniyor: Dinamik ayarlar nedeniyle süspansiyon konforu öncüsünden belirgin derecede daha zayıf. Özellikle kıza zemin darbeleri iç mekanda hoş olmayan vuruntulara neden oluyor.
C Serisi ise daha farklı bir karaktere sahip. En azından test aracımızdaki gibi havalı süspansiyona sahip olduğunda… Konfor modu seçildiğinde Mercedes, her türlü zemin bozukluğunu ütülüyor ve S Serisi gibi hissettiriyor. Geçmişin aksine Mercedes, artık dirketlikten uzak ve sallantılı bir araç değil. Hatta tam tersine viraj dinamizmi 3 Serisi ile neredeyse aynı. Tek fark ön tekerlekleri üzerinde biraz daha fazla kayması.
Benzer bir manzara motor için de geçerli. 14 HP daha zayıf olmasına rağmen 320d, gaz komutlarına daha dinamik tepkiler veriyor ve uyumlu çalışan, 8 ileri oranlı otomatik şanzımanın başarılı karakteri sayesinde tam bir rüya otomobiline dönüşüyor. 3 Serisi’nde BMW, artık sessiz ve sarsıntısız çalışan yeni motor kuşağına yer veriyor. Mercedes de motor ve otomatik şanzımanla ilgili eleştirileri dikkate almış gibi görünüyor. 4 silindirli motorun homurtulu çalışma sesleri artık daha az duyuluyor ve 7 ileri otomatik şanzıman da olması gerektiği gibi, sarsıntısız çalışıyor. Diğer taraftan bu iki otomobil birbirinden kesinlikle çok farklı. Aynı elit seviyede tamamen farklı karakterler… Bu nedenle burada belirleyici olan kişisel tercihler olacaktır. Sonuç olarak Mercedes, puan tablomuzda birkaç puan fazlasını toplamayı başarıyor.
FİYAT OLARAK İKİ RAKİP DE ORTA SINIFIN ÜST SIRALARINDA
BMW 320d’nin ülkemizdeki başlangıç fiyatı 173 bin 778 TL olarak açıklanıyor. Bu da yüksek kalite ve imaj için yüksek bir bedel ödenmesi gerektiğinin bir kanıtı. Ne yazık ki Mercedec C 250 d ülkemizde şanssız bir konumda. Çünkü 2.2 lt’lik motor hacmi nedeniyle bir üst vergi dilimine giriyor. Bu da 325 bin 700 TL’lik (!) başlangıç fiyatı anlamına geliyor. Almanya fiyatlarındaysa farklar daha sınırlı: 320d’nin 37 bin 250 Euro’luk fiyatı C 205 d’den sadece 7 bin Euro düşük.
BAĞLANABİLİRLİK HARİKA
BMW 320d ve Mercedes C 250 d’nin bağlanabilirlik kabiliyetleri o kadar iyi ki, yolculuk sırasında internette gezinmek, elektronik postaları kontrol etmek veya eşzamanlı trafik verilerini kullanarak trafik sıkışıklıklarından kaçmak sanki normalmiş gibi hissetmeye başlıyorsunuz. Bu konuda BMW bir zamanlar avantajlıydı. Şimdiyse Mercedes ile eşitlik söz konusu. Hem de çok yüksek seviyede bir eşitlik: Adaylar neredeyse tüm disiplinlerde en yüksek puanları aldılar. Diğer taraftan C Serisi, asistan sistemler konusunda avantajlı. Örneğin 60 km/s’ye kadar hızlarda aracı otonom olarak yönlendirme de yapıp hareket ettirebilen ve öndeki araçla aradaki mesafeyi koruyan sistem satın alınabiliyor. Ancak bağlanabilirlikle ilgili bazı donanımların maliyetleri oldukça yüksek.
SONUÇ
STEFAN VOSWINKEL VE HENNING KLIPP
BMW de Mercedes de orta sınıf modellerinde kendi erdemlerine odaklanmış. Bir tarafta belirgin bir dinamizme sahip 3 Serisi, diğer tarafta sakin ve konforlu Mercedes. Bu üst düzey karşılaştırmada iki kazanan birden var. Yani kararı kişisel tercihler belirleyecek.
Yorum yazın